Bu yazı, Cam Wolf’un saat dünyasına haftalık derinlemesine bakışlar sunduğu Box + Papers bülteninin bir sayısıdır.
Yükselen bir saat markası için, bulunabileceğiniz en önemli yerlerden biri John Mayer ve Ed Sheeran’ın bilekleridir. İkilinin saat takması, sıradan bir ünlü desteğinin ötesinde bir anlam taşır. Her iki müzisyen de yalnızca tutkulu koleksiyoner olarak değil, aynı zamanda herhangi bir saat forumundaki meraklılar kadar bu dünyaya hâkim kişiler olarak ün kazanmıştır. Sheeran ve Mayer aynı zamanda, daha önce fazla ilgi görmeyen saatleri birer arzu nesnesine dönüştürebilen zevk belirleyicilerdir. Geçtiğimiz hafta genç marka Vanguart, teknik ustalıklarını hem Mayer’ın hem de Sheeran’ın bileklerinde sergileyerek çifte başarı elde etti. İşte İsviçre merkezli bu markayı tanımanız için beş güçlü neden.
Vanguart’ın saatlerinde en sevdiğim şey, 2021’deki ilk modellerinden beri dünyanın en dikkat çeken bileklerinde yer almayı sanki doğuştan bir hak gibi görmeleridir. Dört yıl önce markanın ilk modeli Black Hole piyasaya çıktı. Yan yatırılmış bir uzay gemisine benzeyen bu modelin fiyatı da gerçek bir uzay gemisine ödeyeceğiniz seviyedeydi: 320.000 İsviçre frangı (yaklaşık 397.700 dolar). Bu, bir markanın ilk saati için olağanüstü bir rakam. Üstelik model isimleri de, sakallı bir büyücünün son nefesinde dile getireceği bir uyarı gibi: Black Hole’un ardından gelen modelin adı… Orb.
Orb Titanium / Rose Gold
Vanguart ekibinin bu saatlerin başarıya yazgılı olduğuna inanması için haklı nedenleri var. Kuruculardan CEO Axel Leuenberger ve teknik direktör Jeremy Frelechox, Audemars Piguet Renaud & Papi (APRP) firmasından geliyor. Kendi saatlerini üretmeyen APRP, Audemars Piguet’in en ileri teknik yeniliklerine katkıda bulunmuş ve Richard Mille ile Parmigiani Fleurier gibi markalar için mekanizmalar geliştirmiştir. İsviçre saat endüstrisinin gizli silahlarından biri olan APRP’den mezun kişilerin baştan itibaren ileri teknolojiye sahip saatler üretmesi şaşırtıcı değil.
Leuenberger, APRP’de geçirdiği zamanın Vanguart’ın oluşumunda kritik rol oynadığını söylüyor: “Orada tamamen farklı bir düşünme ve çalışma biçimini özümseyorsunuz” diyor. “Vanguart’ta şimdi yeniden yaratmaya çalıştığımız şey de o derin zanaat seviyesi.”
(Resmî olarak 2017’de kurulan Vanguart, başka markalar için de mekanizma üretiyor ancak marka bu isimleri paylaşmıyor. Yine de Vanguart’ın, Audemars Piguet’de çalışırken ekiple birlikte görev yapan saat dünyasının efsanevi ismi Michael Friedman’ın yakında çıkacak projesinin mekanizmalarını yaptığını biliyorum. Friedman, Vanguart’ın özellikle ABD’ye açılmasında da önemli rol oynadı.)
Vanguart’ın ikinci modeli Orb, lisede hızla yayılan ama yalnızca popülerler arasında dolaşan bir dedikodu gibi elden ele geçiyor. Mayer ve Sheeran’ın yanı sıra, New York Mets’in yıldız kısa stop oyuncusu Francisco Lindor da bir Orb edindi. Tenisçi Andrey Rublev ise bir maç sırasında bileğinde Orb ile korta çıktı.
Vanguart’ın başkanı ve kurucu ortağı Mehmet Korutürk, “Bu kişilerin bileğinde Vanguart görmek her zaman gerçeküstü bir an oluyor. Sebebi ünlü peşinde koşmamız değil, çünkü bu insanlar istedikleri her şeyi takabilecek kişiler ve Vanguart’ı seçiyorlar” diyor. “Ed Sheeran veya John Mayer’ın parçamızı taktığını gördüğümde, bunun sadece isimle ilgili olmadığını, saatin onlara hitap ettiğini biliyorum.”
Mayer’ın taktığı Orb ise standart bir model değil. Müzisyen, Vanguart ve markanın ABD’deki tek yetkili satıcısı Material Good’un saat bölüm başkanı Yoni Ben-Yehuda ile birlikte modele kendine has bir dokunuş katmış. Mayer için önemli olan, “Vanguart’ın yarattığı şeye sadık kalmaktı” diyor Ben-Yehuda. Standart versiyondaki elmaslar yerine Mayer’ın Orbu’na mavi safirler yerleştirilmiş. “Bu ufak bir selam niteliğinde ama tasarımdan kopmayacak kadar küçük bir fark” diye ekliyor.
Third Eye Blind, Clueless filmi, Michael Jordan… ‘90’lar tamamen kötü değildi. Vanguart saatleriyle uzun zaman geçiren Ben-Yehuda, markadan güçlü bir ‘90’lar hissi aldığını söylüyor: “Bana çocukken bayıldığım tasarımları hatırlatıyor; Oakley gözlükleri ve Nike ürünleri gibi.”
Oakley’nin yüzü saran güneş gözlükleri gibi Vanguart da ‘90’larda ortaya çıkan retrofütüristik tasarım anlayışını paylaşıyor. O dönem, uçan arabalar, jetpack’ler ve robot yardımcı ordularının gerçekten mümkün göründüğü, geleceğin çok yakın hissedildiği bir dönemdi. Tasarımlar, pürüzsüz ve kesintisiz formlar ile krom yüzeylerle tanımlanıyordu. Henüz The Uninhabitable Earth’ü okumadan önce geleceğe dair iyimser olunabilen bir zamandı. Vanguart’ın işleri de bu ruhu taşıyor; Total Recall’un yeniden çevriminde görsem hiç yadırgamam.
Orb’nin siluetine bakarsanız onu geleneksel bir saat sanabilirsiniz. Ancak Vanguart bu modele birçok ilginç detay yerleştirmiş ve bunların bir kısmını elmaslarla vurgulamış. Belki de en dikkat çekici yenilik, Orb’daki rotorun çalışma şekli. Rotor (genellikle saatin arkasında gizlenen ve kol hareketiyle dönerek mekanizmayı otomatik olarak kuran ağırlık) bu modelde önde, kadranın dış iç çeperi gibi görünürken bir anda dönmeye başlıyor. Şekli bana, döndükçe insanı duvara yapıştıran Gravitron lunapark aletini hatırlatıyor. Vanguart’ın versiyonu daha şık; rotorun hareketi, üzerine yerleştirilmiş tek bir elmas sayesinde takip edilebiliyor. Tüm bunlar, saatin mekanizmasını gösteren karmaşık iskelet kadran sayesinde görünür hale geliyor. Ayrıca tek bir düğmeye basarak rotor kilitlenebiliyor.
Rotor
Küçük gibi görünen ama kullanırken önemli olan bir başka detay ise mekanizmanın tamamen simetrik olarak inşa edilmiş olması. İskelet tasarımlı bir saat yapıyorsanız bu özen, görünümü büyük ölçüde güçlendirir. Leuenberger, “Misyonumuz hâlâ evriliyor, ancak özünde güçlü bir vizyon taşıyan, mekanik olarak olağanüstü ve cesurca avangart saatler yaratmak var” diyor. “Bu saatler insanları etkilemek için yapılıyor.”
Ben-Yehuda’ya göre Vanguart’ın Orb modeline yatırım yapan müşterilerin en çok dile getirdiği şey, markanın çoğu kişinin göz ardı ettiği bir şeye odaklanması: konfor. “Son yirmi yılda modern saat tasarımının öncülerinden biri olan John’un, bu saatin en rahat saatlerden biri olduğunu söylemesi çok güçlü bir şey” diyor. “Ed’in sahnede, Andrey’in tenis maçında takması da büyük önem taşıyor.”
Saat, kayışların bileğe 15° açıyla oturacak şekilde tasarlanmasıyla özel bir uyum sağlıyor. Böyle bir saate yatırım yapan bir müşteri, muhtemelen zaten koleksiyon çantası ve kasa dolusu iddialı parçaya sahiptir. Günlük saat seçimini gözleri kapalı yapabilir ve yine de koleksiyonunun en özel parçalarından birini takmış olur. Bu noktada, Ben-Yehuda’ya göre, tercih meselesi hangi saatin bilekte en iyi durduğuna kalır. Vanguart, Orb’un bu konuda rakipleriyle yarışıp öne çıkması için büyük özen göstermiş. Bu yüzden, Vanguart tasarımlarını dünyanın en büyük saat koleksiyoncularının bileklerinde daha sık görmeye hazır olmalıyız.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.