Erkek Modasında Geçmişe Duyulan Özlemin Bu Kadar Başarılı Olmasının Nedeni Ne? © Getty Images/Kolaj Jeanne Omnes
Stil

Erkek Modasında Geçmişe Duyulan Özlemin Bu Kadar Başarılı Olmasının Nedeni Ne?

Modanın kendi mirasına olan takıntısı, bugünlerde ona “eskiden her şey daha iyiydi” havası veriyor. Ancak bu eğilimi yaratıcılık eksikliği ya da yalnızca nostaljik bir patlama olarak görmek yerine, geçmişteki siluetlere, trendlere ve zamansız mekanlara yeniden ışık tutma biçimi olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu yönüyle, geçmiş sadece bu dönemi değil, belki de gelecek olanları da kusursuzca giydiriyor.

Moda dünyasında 2025 yılı bir dönüm noktası olarak hatırlanacak. Aylarca süren yaratıcı direktör değişimleri, büyük lüks evlerin başındaki isimleri altüst etti ve sessizce ilerleyen endüstri yeniden hareketlendi. Bu yaratıcılık değişimi elbette yenilik sözü veriyor, fakat şu sıralar moda dünyasının mottosu daha çok “eskiden yeniyi yapın” gibi görünüyor. Geçtiğimiz haziranda Jonathan Anderson, Dior Homme için hazırladığı ilk koleksiyonunda Christian Dior döneminin couture elbiselerinden esinlenilmiş kargo şortlarla markanın mirasına açık göndermelerde bulundu. Aynı durum, Celine’in yeni sanat direktörü Michael Rider için de geçerliydi; ilk defilesinde Phoebe Philo ve Hedi Slimane dönemlerine bolca gönderme yaptı. Balenciaga’dan ayrılıp Gucci’ye geçen Demna da İspanyol markasındaki on yıllık tasarım dönemini en iyi siluetlerinden oluşan bir derleme koleksiyonla tamamladı.

Bugün birçok tasarımcının takıntısı, çalıştıkları markaların arşivlerine dönüp geçmişin bilinen mihenk taşlarını yeniden gün yüzüne çıkarmak. Bu eğilim, ekonomik kriz dönemlerinde markaların güvenli limanlara, yani onları ünlü eden, zaman testini geçmiş, hâlâ heyecan uyandıran ürünlerine sığınma refleksinden de besleniyor. Bu olgu yalnızca moda endüstrisiyle sınırlı değil; nostalji ateşi kültürün her alanında, eski serilerin ve yeniden canlandırmaların egemenliğinde hissediliyor.

Bu mekanizma, yalnızca nostaljinin ötesine geçiyor ve Amerikalı filozof Grafton Tanner tarafından “foreverism” olarak tanımlanıyor. Bu kavram, geçmişin unsurlarını bugüne yerleştirerek onları kalıcı, paslanmaz ve neredeyse ebedi kılma sanatını ifade ediyor. Döngüsel olduğu söylenen moda da elbette bu zamansal döngüden kaçamıyor. Bunun kanıtı, geçmişin modalarının hem tasarımcıları hem de tüketicileri hâlâ büyülemeye devam etmesinde yatıyor. Hedi Slimane’in 2000’lerin başında yarattığı dar siluetlerin TikTok’ta yeniden popüler olması ya da Oasis tarzının naylon parkalarla sahneye dönüşü gibi fenomenler, dünün yarının en büyük takıntısı hâline geldiğini gösteriyor. İşte geçmişe ait olduğu düşünülen ama bugüne sıkı sıkıya tutunan bu unsurlardan bazıları.

BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLAMIŞTIR.

İZLE
GQ HYPE - Furkan Andıç
İLGİLİ İÇERİKLER
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası