Beş yıl önce, erkek modasının tüm yörüngesi tamamen değişti. Üç büyük tasarımcı -Virgil Abloh, Kim Jones ve Hedi Slimane- birkaç ay arayla yeni markalarında görücüye çıktı. Bu arada mağazalarda ve sokaklarda hakim olan trendler, havadaki devrimci ruhu yansıtıyordu. Sportif kesimler ve taktiksel kumaşlardan oluşan işlevsel giysiler, istikrarsız bir siyasi ortamın ortasında butik raflarını doldurdu ve sokak giyiminin logo ağırlıklı estetiği tamamen ana akım haline geldi. Bu arada, modanın toplumsal cinsiyetle ilişkisi daha incelikli hale geliyordu ve erkekler daha vahşi bir stil anlayışına yöneliyor, erkekliğin daha yumuşak bir tarafı ortaya çıktıkça büyük pantolonları, kısa şortları ve çantaları kucaklıyorlardı. Bu, derin bir dönüşüm dönemini başlatan önemli bir dönüm noktasıydı.
Beş yıl sonra, erkek giyim dünyası çok farklı görünecek gibi. Jones ve Slimane hala iş başındalar ve Pharrell Louis Vuitton'da Abloh'un yerini aldı. Ancak erkeklerin ne istediği tamamen zig-zag çizdi denebilir. Pandemi sonrası, perakendeciler bana müşterileri resmiyet duygusu aradıkça takım elbise ve kravatları stoklarında tutamadıklarını söylüyorlar ve zanaatkarlık ("sessiz lüksün" temel taşı) uzun ömürlülük lehine logomaniyi reddeden bir tüketici nesli için en önemli şey. Bu, erkek giyiminin basitçe klasikliğe geri döndüğü anlamına gelmiyor. Aralarında Wales Bonner, Bode, Martine Rose, ERL ve Ludovic de Saint Sernin'in de bulunduğu, beş yıl önce ortaya çıkmaya başlayan genç nesil tasarımcılar, sektörde en çok beklenen koleksiyonlardan bazılarını ortaya koydu. Çalışmaları cinsiyetle özgürce oynuyor, küresel perspektifleri temsil ediyor ve heyecan verici derecede yaratıcı.
Bundan beş yıl sonra ne olacak? Geçtiğimiz yarım on yılın da gösterdiği gibi, erkek giyim dünyasında değişmeyen tek şey değişim. Haziran ayındaki erkek defilelerinde, bu evrimlerin en uç noktasında yer alan moda tasarımcılarının bir kısmıyla rüzgarın hangi yönden eseceğini düşündükleri konusunda bir anket yapıldı.
Milano Moda Haftası defilesinde küçülmüş erkek şortları ve dökümlü eteklerle bir grup takım elbiseye yer veren Valentino'dan Pierpaolo Piccioli, "Erkek giyiminin etiketlere ve tanımlara giderek daha az takılacağından eminim" diyor. Defilenin sahne arkasında Piccioli, erkeklerin nasıl giyinmesi gerektiğine dair klişelerin üstesinden gelmenin bir formülü olarak hem "maçoluk" hem de " şıklık" ile giyinmenin değerini vurguladı. Ancak tasarımcı, erkek giyimiyle ilgili fikirler açıldıkça bile, yakın gelecekte tanınmaz hale gelmeyeceğini de ekliyor. "Bu, üzerinde çalışılması ve uygulanması gereken erkek gardırobunun mirasından vazgeçmek demek değil, aynı zamanda başka dünyalar tarafından da özümsenmeli. Kulağa ütopya gibi gelebilir ama bence bundan hepimiz faydalanacağız."
Otobiyografik spor kıyafetleri kısa süre önce Gucci Vault tarafından satın alınan New York'lu yetenek Connor McKnight da Piccioli'yi destekledi. "Ben çocukken, erkeklikle ilgili tüm bu kısıtlamalar vardı. Şimdi ise ne istersen yapabiliyorsun. Ve beş yıl içinde kimse erkek giyiminde cinsiyet sınırları hakkında soru bile sormayacak," dedi Paris'teki showroom'unda. McKnight üzerine düşeni yapıyor: koleksiyonlarını cinsiyet ayrımı yapmadan sunuyor.
Erkek giyiminin yerleşik filozofu Brunello Cucinelli, zarif bir incelik dönemine girdiğimizi düşünüyor. Bir çevirmen aracılığıyla söylediğine göre, beş yıl içinde erkek giyimi "son derece şık olacak." Son birkaç sezondur kaşmir ağırlıklı koleksiyonları daha yapılandırılmış hale gelen Cucinelli, açıklama olarak tarihi bir paralellik sunuyor. "1920'lerde, Birinci Dünya Savaşı'ndan üç yıl ve İspanyol Gribi'nden iki yıl sonra, Kral Edward VIII, o zamanlar Galler Prensi, temel olarak giyinmeye geri dönme zamanının geldiğini belirtti. Futbol ve tenis oynamaya giderken düzgün giyinirlerdi, her zaman duruma göre hareket ederlerdi. Benim görüşüm kesinlikle çok rafine bir görünüme doğru ilerlediğimiz yönünde."
Triko markası Judy Turner'ın tasarımcısı Conley Averett, bu öngörüyü daha da ileri götürerek 2028'in sert bir minimalizm dönemine tanıklık edeceğini hayal ediyor. Averett bana "Bence sert olacak," dedi. "Tchotchkes döneminden geçtik. Sadece iyi görünmek isteyen yeni bir insan dalgası olacak."
Herkes aynı fikirde değil. 4SDesigns'dan Angelo Urrutia, özenli bir tarzın hakim olacağı keyifli bir döneme gireceğimizi düşünüyor. SS24 koleksiyonu Chanel arşivini yağmaladığını düşündürecek kadar zengin kumaşlar içeren tasarımcı, "Bence insanlar daha şık giyinecek," diyor. "Artık insanlar aptalca davranmak ve hayattan daha etkili bir şekilde zevk almak istiyorlar, kıyafetler de dahil olmak üzere bir şeyleri tam anlamıyla yapmak açısından. Ve bence sokak giyiminden maison markalara kadar kesinlikle daha “aşırılık” ön planda olacak. Bence yeni ve farklı bir şeyler sunmak için işleri hızlandırmaya başlayacaklar. Enerjiyi hissediyorum."
Bazı tasarımcıların neden şu anda yaptıklarını yansıtan bir gelecek öngördüklerine şaşmamak gerek. Ne de olsa neyin işe yaradığını biliyorlar. Ümit Benan'ı ele alalım: Ümit Benan B+ adlı ısmarlama erkek giyim serisi, Jacques Marie Mage güneş gözlükleri takan ve kaftan giymeyi bilen zengin erkeklerin gözdesi haline geldi. Son sezonlarda Benan, bu adamlara giderek daha hafif, havadar ve rahat terzilik ürünlerini (jet sosyeteden bazı müşterilerinin gömleklik kumaştan takım elbise ceketleri istediği oldu) muazzam miktarlarda tedarik ediyor. Benan, seçkin bir müşteri kitlesinin özel kaprislerini tatmin etmenin yeni bir özel tasarımcı dalgası için fırsat yaratabileceğini söyledi. "Gelecekte bu insanların hepsinin kendi kişisel terzileri ya da tasarımcıları olacağını düşünüyorum," dedi Milano'daki evinden dönüştürdüğü sergi salonunda. "Hizmet, hafiflik ve kalite istiyorlar. Ve geri dönmeyecekler."
ERL'den Eli Russell Linnetz de aynı fikirde. Linnetz'le Floransa'da konuştuk; Pitti Uomo'da giyeceği birkaç gösterişli el yapımı opera ceketinin son rötuşlarını yapıyordu. Beş yıl içinde Linnetz bana şöyle dedi: "Bence ne kadar pahalı olursa olsun güzel şeyler yapmakla ilgili olacak. İnsanlar hala buna ilgi duyacak."
Herkes işlerin doğru yönde ilerlediğine ikna olmuş değil. Paris'te Kiko Kostadinov, her koleksiyon için yeni sezon temaları bulmaktan yorulduğunu ifade etti. Bana söylediğine göre ileride, önceki çalışmalarına kendi kendine referans vermeyi planlıyor. Erkek giyim dünyasının geri kalanının nereye gittiğine gelince, Kostadinov'un sihirli küresinden çıkan cevap şu: "Pasif, genel ve yüzeysel görünecek."
Bazı vizyonerler ise erkek giyiminin beş yıl sonra nasıl görüneceğiyle ilgilenmiyor. Rick Owens'ın SS24 defilesinden birkaç dakika önce hafif bir yaz çiselemesinin ortasında bana söylediği gibi: "Biliyorsam ne olayım. Hiçbir fikrim yok ve umrumda da değil."
