Pazar günü Paris'te düzenlenen yeni Valentino defilesinde tek bir parola var gibiydi: mahremiyet. Ancak 2025-2026 sonbahar-kış koleksiyonunun sunumu, defilenin yapıldığı Sorbonne Üniversitesi'nin dışında toplanan meraklı izleyici kalabalığı göz önüne alındığında, mahremiyetten başka bir şey değildi. Alessandro Michele, Romalı lüks modaevinin sanat yönetmeni olarak üçüncü defilesi için, defile alanını umumi tuvalete dönüştürerek mahremiyet fikrini en uç noktaya taşıdı.
Odanın ortasındaki koltukların üzerine yerleştirilen basın bülteninde Alessandro Michele, “İçerisi ile dışarısı, mahrem olan ile açıkta olan, kişisel olan ile koleksiyonluk olan, özel kalan ile paylaşmak istediklerimiz arasındaki ikiliği nötralize eden ve askıya alan bu karşı-mekânı hayal ettim” dedi. Duvarlar boyunca, alt ve üst kısımlarında açıklıklar bulunan Amerikan tarzı tuvaletler sıralanırken, konuklar mekânı işgal eden kırmızı neon ışıkların yarı aydınlığında yerlerini aldılar.
Bir yıl kadar önce Valentino'nun artistik direktörlüğüne atanan Alessandro Michele sürprizler konusunda cimri davranmıyor ve şovmenlik konusunda yetenekli olduğunu söylemek de yetersiz kalır. Örneğin birkaç hafta önce, 2015-2022 yılları arasında Gucci'de sahneyi süsleyen adam, ilk haute couture defilesini sunmak üzere konuklarını kendi beyin korteksinin flaş ışıkları altına taşıdı. İtalyan tasarımcı, 2025-2026 sonbahar-kış koleksiyonu için bu mahremiyeti, kendi deyimiyle “giyinmek ve soyunmak arasında” kişiliklerin birbirine karıştığı bir tiyatro olarak ele alarak kullandı.
Yeni koleksiyondaki 80 siluet, Alessandro Michele'in çalışmalarının yakın ve sıkı bir hayranı olan Amerikalı şarkıcı Lana Del Rey'in parçalarıyla karışık tekno bas sesi eşliğinde, tuvaletlerin farklı kapılarından sırayla ortaya çıktı. Barok, maksimalist ve gösterişli modanın kralı olarak anılan 52 yaşındaki tasarımcı, en iyi yaptığı şeyi, yani şiirselliği yaratmaya koyuldu. Erkekler için “Valentino by Alessandro Michele” üniforması fikri şekilleniyor gibi görünüyor: pantolonlar geniş ve rahat; gömlek XXL ekose yakalı ve desenli bir kravatla, hırka, süveter ve hatta bir tişörtün altına giyilebilir; paltolar Roma sokaklarında İtalyan büyükannelerin üzerinde rastlayabileceğiniz kadınsı kodlardan ödünç alınıyor. Hatta paltolardan biri Valentino'nun ikonik Rosso kırmızısı ile güncellendi.
Alessandro Michele kış koleksiyonunun bir parçası olarak yeni gardırobuna hsva şartlarından koruma fikrini de farklı bir şekilde yorumladı. Modellerinin çoğu kapüşonluydu, bazen basit siyah bir şapka, bazen de dantelli bir versiyon. Birçoğunun üzerinde siyah dik yakalar da vardı, sanki tasarımcı için çok değerli olan o meşhur mahremiyeti korumak için görünürde bir hayatta kalma katmanı giyiyorlarmış gibi. Defile notlarında belirttiği gibi bu “meta-tiyatro”, tasarımcının selamını gök gürültülü alkışlarla karşılayan izleyicilerin beğenisini kazanmış görünüyordu. Alessandro Michele'nin Valentino'daki yerini gerçekten bulduğunun kanıtı.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
