Fotoğraf: Getty
Önce bağımlılık olduğu kabul edildi, sonra hayatımızı kontrol etmeye başladıkları açıklandı: Telefonlar, bilgisayarlar, tabletler, televizyonlar… Aklınıza hangi ekran gelirse.
İş giderek çığrından çıkıyor. Günde kaç saat yemek yiyoruz? Kaç saat uyuyoruz? Kaç saat çalışıyoruz? Asıl önemli soru: Günde kaç saat ekrana bakıyoruz? Bunu kolaylıkla akıllı telefonunuzun ayarlarından görebilirsiniz. Henüz bakmadıysanız, sonuca şaşırmanız mümkün.
Karantina döneminde evden çıkmayınca ekran süremin günde 10 saat civarına çıktığını fark edince soğuk duş etkisi yaşadığımı söylemek istiyorum. Ne Seninle Ne De Sensiz: Social Dilemma yazısını da okuyup belgeseli izledikçe yıllardır hastaymışım ve bunun farkında değilmişim gibi hissettim. Sonunda karar verdim: Telefonum sürekli ona bakmamı istiyor!
Günlük ekran süremi azaltmak için bazı araştırmalar yapmaya başladım. Bu durumdan şikayetçi arkadaşlarıma danıştım. Beyin fırtınaları yapıldı, deneme süreçleri yaşandı, gerekli analizler yapıldı ve ekran süresini azaltmanın 6 yolunu sıraladım.
Telefonu Ayrı Odada Şarj Etmek
Araştırdığıma göre telefona en çok gece yatmadan ve sabah uyanınca bakılıyor. Özellikle sabah stalkı aşırı uzun sürüyor. Ayrıca gece uyanıp ekrana daldıktan sonra tekrar uyumamak da mümkün. Siz yeni gün için şarj olurken, telefon başka odada şarj olsun.
Tuvalete Telefonla Girmemek
Bir Z kuşağı ferdi olarak tuvalete gazeteyle girme alışkanlığını sadece televizyon dizilerinde gördüm. Bu alışkanlık günümüzde telefonla tuvalete girme alışkanlığı olarak devam ediyor. Tuvalette mesajlaşmalar, son 2 günün Instagram postlarını tek tek incelemeler, hikayeye kimlerin baktığını tek tek kontrol etmeler, son 24 saatin atılan tweetlerini teker teker okumalar… Bu listeyi sayfalarca uzatabilirim. Telefonla girilen tuvalet kaç insan ömrü eder? Hesabı sizde...
Buluşmalarda Telefonu İnternete Kapatmak
Belki de en antipatik özellik bu. Rast gelmişizdir. Bir mekanda oturup birbiriyle konuşmak yerine çıt çıkarmadan sosyal medya hesaplarının bildirimleri arasında gezinen insanlar… Hem karşımızdaki insan/insanları sinirlendirmemek hem de ekran süremizi azaltmak için buluşma süresince internetimizi kapalı tutabiliriz. Telefonu kapatmak radikal bir karar olurdu, her an acil durumlara açık olmakta fayda var.
Uygulama Kullanım Sınırı Kullanmak
“Akıllı” telefonunuzun uygulama kullanım sınırı özelliğini kullanabilirsiniz. Böylece kendi belirlediğiniz kotayı aştığınızda o gün içinde aynı uygulamaya giriş yapamayacaksınız. Biraz sert bir önlem fakat etkili olduğunu söyleyebilirim. Kendi kendine kural koyan ebeveyn gibi düşünebiliriz bu durumu. Bir nevi irade testi. Bu sınır sizi uygulamayı hızlı hızlı gezip çıkmaya itebilir.
Bildirimleri Kapatmak
Daha önce söylediğim gibi, ekranınız ona bakmanızı istiyor. Siz bakmadıkça da kendini hatırlatıyor. İndirdiğiniz uygulamalar size ulaşamayınca indirim haberleri, çeşitli promosyonlar veya “Sizi özledik!” gibi bildirimlerle kendine çekmeye çalışıyor. Bazıları için ne yazdığı da önemli değil. Hazır telefonu bırakmışken titreşim veya bildirim sesi tüm odağın dağılmasına, hemen o anda telefonu elinize almanıza sebep oluyor. Sonrasında tüm uygulamaları teker teker gezmeye başlıyorsunuz. Bildirimleri kapatarak odağınıza duvar örebilirsiniz.
Sosyal Medya Hesaplarınızda Takip Ettiğiniz Gereksiz Hesapları Elemek
Gereksiz kalabalık çağımızda kurtulmamız gereken şeylerden biri. Aynı şeyi sosyal medya hesaplarımızda yapıyor muyuz? Sanmam. Gün içinde karşımıza çıkan onlarca, yüzlerce içeriğin sebebi sadece birkaç ıvır zıvır hesap olabilir. Sosyal medya hesaplarınızda unfollow turuna çıkarsanız hayatınızda boş yere öldürdüğünüz vaktinizi geri kazanabilirsiniz diye düşünüyorum. Takipten çıkmak zor geliyorsa imdadınıza yetişen başka bir özellik, bazen tüm bu telefon durumunu düşününce çok çekici gelen iki kelime ile: SESSİZE ALMAK.