Hazır herkes kayak konuşurken…
Teknoloji

Hazır herkes kayak konuşurken…

Tam da kış olimpiyatlarının etkisindeyken, sizi genç Milli kayakçımız Ayşe Durlu ile tanıştıralım. Ayşe 19 yaşında ve şu an hem yarışıyor, hem 2022 olimpiyatlarına hazırlanıyor. Nasıl derseniz, röportaja buyurun…

Nasıl bir hayatın var, nerelerde nasıl bir disiplinle çalışıyorsun?

2016'da Koç Özel Lisesi'nden mezun olduktan sonra kayağa odaklanmak için üniversite eğitimime iki yıl ara verdim. Gelecek Eylül'de Innsbruck, Avusturya'da eğitimime başlamak istiyorum. Bunun yanında da Beijing 2022 Olimpiyatları'na hazırlanacağım. Yaklaşık her ay kar üstündeki antrenmanlarımı gerçekleştirdiğim yerin merkezi Avusturya, Innsbruck olduğu için Olimpiyat hayalimi gerçekleştirmede büyük faydasının olacağına inanıyorum.

Bu yıl olimpiyatları izlemek hayallerini nasıl etkiledi?

Norveç, Avusturya, İsviçre ve Fransa Olimpiyatlar'da en çok madalya kazanan ülkelerdi. Olimpiyatlar boyunca onları izlerken aslında Türkiye olarak ne kadar geriden geldiğimizi ve daha çok yol katetmemiz gerektiğinin farkına vardım. Bu da bana 2022 Olimpiyatları'na her şeyimi ortaya koyarak hazırlanmam gerektiğini bir kez daha hatırlattı ve beni daha çok hırslandırdı.

Bugüne kadar ki en büyük başarın neydi?

İki kere Türkiye şampiyonluğum var ancak bunu başarı olarak görmek istemiyorum çünkü dünya çapında hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu yüzden umarım ileride tüm dünyada ses getirecek başarılara imza atarım.

Kayak sporunu diğer hangi dallarla destekliyorsun, neden?

Kayak sporunun en çok tenis ve jimnastik ile desteklenebiliceğine inanıyorum. Öncelikle tenisin kondisyon antrenmanı kayağın kondisyon antrenmanına çok benziyor. Teniste çalıştırdığınız kas grupları kayakta çalıştırdıklarınızla neredeyse aynı olduğundan kayak kondisyonunuza da pozitif bir getirisi oluyor. Diğer yandan tenis oynayarak kayarken çok ihtiyacımız olan kordinasyon ve çabukluk becerilerinizi de oldukça geliştirebilirsiniz. Jimnastikte ise esneklik, akrobasi gibi çalışmalarla kayakta çalıştırmadığınız kaslarınızı harekete geçirme imkanınız oluyor. Bu sayede vücudunuzdaki her kası çalıştırdığınız için kar üstünde büyük bir avantaja sahip oluyorsunuz.

Bu sporun sence en güzel yanı nedir sence?

Kayak bir doğa sporu. Hava, kar, pist şartları gibi kontrol edemeyeceğiniz faktörlerle baş başayız aslında. Karşınıza çıkan engellere meydan okuyup en yüksek performansınızı sergilemek zorundasınız. Bu spora boşuna en zor ve ekstrem sporlardan biri demiyorlar. Bu şartlar altında mücadele vermek, kayağa gün geçtikçe daha çok aşık olmama neden oluyor. Diğer yandan kayarken rüzgarın yüzüme çarpışı ve kulağımda yankılanışı, beni çok farklı bir yere götürüyor. Kendimi hiç olmadığım kadar rahat ve özgür hissediyor.

 

18-03/01/screen-shot-2018-03-01-at-161822.png

Antrenmanlarında hep Apple Watch’una bakıyorsun, hangi aplikasyonları ne için kullanıyorsun? 

Antrenmanlarımda snoww ve Nike+Run Club uygulamalarını kullanıyorum. snoww uygulamasını kayak antrenmanlarıma çıkarken kullanıyorum. 28 Şubat’ta yeni güncellemeler geldi. Özellikle snow müthiş bir uygulama. Apple Watch Series 3’te bulunan yerleşik GPS ve altimetreninin yanı sıra bu yeni eklenen özellikleri de kullanarak toplam dikey iniş ve yatay mesafe, ortalama ve maksimum hızlar, pistteki toplam süre ve yakılan kalori gibi yeni ölçümleri takip edebiliyorum. Dünya çapında bu uygulamayı kullanan diğer kişilerle de kendimi karşılaştırmamı sağlıyor. Aynı zamanda beraber kaydığım arkadaş grubumu kaybedersem yerlerini belirleyip onlara ulaşmamda yardımcı oluyor. Nike+Run Club uygulamasını da kara antrenmanlarımda kullanıyorum. Bana en düşük ve en yüksek nabzımı, yaktığım toplam kaloriyi ve bunun gibi diğer performans bilgilerini gösteriyor.

Beslenme düzeninden bahseder misin? 

Beslenme düzenim aslında oldukça basit ve sade. Günde ne kadar kalori yaktıysam yediklerimle harcadığım kalorileri almaya çalışıyorum.

Her öğün tabağımda protein, karbonhidrat, sebze ve meyve olmasına dikkat ediyorum. Antrenmanlarımın yoğun olduğu dönemlerde ise proteini arttırıyorum böylece kaslarımda oluşan hasarı en iyi şekilde geri kazanmayı amaçlıyorum. 

Sanırım 12 yaşında profesyonel olarak kayağa başladın.  Kısaca ne gibi engeller aşman gerekti, şu anda ne noktaya geldin?

Normalde kayak yapan bir kişinin 13-14 yaşında teknik olarak neredeyse tüm hatalarını düzeltmiş olması gerekiyor. 
Ancak benim durumumda ise daha o yaşta büyük hedefleri olmayan, profesyonel olma yolunda yeni yeni adımlar atan bir Ayşe var. Hatta bu kadar geç başlamış olmamdan dolayı birçok kişi hiçbir zaman başarılı olamayacağımı düşünüyordu. Başladıktan iki sene sonra bir yarışta Türkiye ikinciliği elde ettım. Üç sene sonra ise Türkiye Şampiyonu oldum. Şimdi ise alttan gelen sporculara örnek olarak gösteriliyorum.

18-03/01/unknown-1.jpeg

Bir sporcu olarak nasıl bir öngörün var;kayak sporunda ve hatta snowboard’da nasıl bir gelecek bekliyor bizi?

Maalesef bizim gündemimizde her zaman futbol ve basketbol ile ilgili haberler var. Aslında ne kadar güzel ve elverişli bir coğrafyamız var. Dağ olmayan bir ülkeden bile bir Dünya Şampiyonu çıkıyorsa bizim bunun birkaç katını başarmamız gerekiyor. Federasyonumuz bu konuda çalışmalara başladı. Türkiye'nin dağ haritasını çıkararak kayak sporunu nasıl yaygınlaştırabiliceğimizin üzerinde çalışıyorlar. Yurtdışına kampa gittiğimde yabancılarla sohbet ederken her zaman "Nasıl yani Türkiye'de dağ var mı? Kayak yapabiliyor musunuz?" sorularıyla karşılşıyorum ve beni oldukça üzüyor. Bu yüzden ben de ileride Türkiye'de kayak sporunun futbolla eşdeğer görülmesi için elimizden geleni yapmak istiyorum.

Türkiye’de en iyi antrenman pisti neresi? Dünyada nerede çalışıyorsun?

Türkiye'deki en iyi kayak merkezinin kar kalitesi, pist uzunluğu ve zorluğunu göz önünde bulundurarak Erzurum, Palandöken olduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında tüm antrenmanlarımı Avusturya, Tirol bilgesinde gerçekleştiriyorum. Dünya kupalarının yapıldığı kalitedeki pistlerde antrenman yapma şansımın olması bana büyük avantaj sağlıyor.

Kayakla ilgili izlediğin en iyi film hangisi?

Kayakla ilgili değil ama sporcu ahlakıyla ilgili beni derinden etkileyen, etkisinden uzun süre çıkamadığım bir film var: Icarus.

Sporcuların yaptığı dopingle ilgili. Şöyle düşünün, hile yapılan bir oyunda oynamak sizin için ne kadar eğlenceli olurdu? Ya da hile yapılmış bir müsabakayı izlerken zevk alır mıydınız? Sporcular vücutlarına legal olmayan maddeler enjekte ederek yarışmalarda rakiplerinden birkaç kat daha yüksek performansa ulaşmayı amaçlıyorlar.

Ahlaklı olmayan, kurallara uymayan, hile yapan bir sporcunun neresi sporcudur?

Bir sporcunun sporcu olabilmesi için önce ahlaklı olması gerekir. Eğer olmazsa yapılan spor, spor mudur?

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası