Son birkaç yıldır kombucha ilgi görüyor. Düşük kalori içeriği ve probiyotik zenginliği sayesinde sevilen bu fermente içecek, gazlı kolalara sağlıklı bir alternatif olarak kendine yer edindi. Yakın zamanda ise, Fransız YouTuber Squeezie sayesinde popülaritesi yeniden ivme kazandı. Squeezie kısa süre önce “C’est ciao” sloganına gönderme yapan Ciao Kombucha adlı kendi içecek serisini piyasaya sürdü.
“Soda tüketimimi azaltmakta bana çok yardımcı oldu kombucha; onu ilk Asya’da keşfettim. Amacım herkesin kolayca beğeneceği bir tat üretmek ve bu içecek türünü geniş kitlelere tanıtmaktı: Ciao Kombucha böyle doğdu,” diyor yeni lansman yapan Squeezie. 2,79 euroya satılan şişeler altı farklı aromada sunuluyor: kırmızı meyve, limon, şeftali, ejder meyvesi, nane ve zencefil-hibiskus.
YouTuber milyonlarca takipçisinin ilgisini çekmiş ve belki de bazılarını kombucha tüketicisine dönüştürmüş olabilir ama kombucha zaten bir süredir genel kitleye ulaşmaya başlamıştı. Peki neden? İşte sayısız faydası olan bu içeceğe daha yakından bir bakış.
Kombucha, siyah ya da yeşil şekerli çayın, SCOBY (Symbiotic Culture Of Bacteria and Yeast – Bakteri ve Maya Kültürünün Simgesel Birlikteliği) adı verilen simbiyotik bir kültür yardımıyla fermente edilmesiyle elde edilen hafif asidik bir içecektir. Bu fermente kültür, “kombucha anası” ya da “mantar” olarak da bilinir ve şekeri organik asitlere, gaza ve probiyotiklere dönüştürür.
Son dönemde yeniden popülerleşmiş olsa da kombucha aslında oldukça eski bir içecektir. Kökeninin 2.000 yıl öncesine, Çin’e dayandığı düşünülür. Hatta Japon samuraylarının savaş alanına enerji kazanmak için kombucha götürdüğü rivayet edilir. Avrupa’ya gelişi ise 20. yüzyılın başlarında, özellikle Almanya üzerinden olmuştur ve ancak bugünlerde hak ettiği ilgiyi görmeye başlamıştır.
Kombucha sadece moda olan bir içecek değil; aynı zamanda pek çok sağlık yararı sunar.
• Bağışıklık sistemini güçlendirir: Probiyotik açısından zengin olması, vücudun doğal savunmasını destekler.
• Sindirimi destekler: İçerdiği fermente bakteriler, bağırsak mikrobiyotasının dengesini sağlar.
• Sindirim sorunlarını önler: Düzenli tüketimi, özellikle kolorektal olanlar başta olmak üzere bazı sindirim sistemi kanserlerinin riskini azaltabilir.
• Güçlü bir antioksidandır: Çay kaynaklı polifenoller ve diğer antioksidanlar, oksidatif stresle savaşır ve hücre yaşlanmasını yavaşlatır.
• Doğal ve az şekerlidir: Klasik kolalara göre çok daha düşük şeker içerdiğinden, aşırı şekerli endüstriyel içeceklere sağlıklı bir alternatif sunar.
Kombuchayı her gün içmek mümkündür. Pek çok kişi sabah saatlerinde, uyarıcı etkisinden yararlanmak için içer. Ancak günün herhangi bir saatinde de tüketilebilir. Günde bir bardak, faydalarını görmek için yeterlidir. Vücudunuzun alışabilmesi için tüketimine yavaş yavaş başlamak idealdir.
Kombucha bir ilaç değil; sağlıklı yaşam tarzını destekleyebilecek doğal bir takviyedir. Bazı araştırmalar, karaciğer, sindirim ve inflamasyon gibi konularda olumlu etkileri olabileceğini öne sürmektedir.
• Karaciğer desteği: Fareler üzerinde yapılan bir araştırma, kombuchanın karaciğer iltihabını azalttığını ve siroz hastalarında karaciğer fonksiyonunu iyileştirdiğini göstermiştir.
• Anti-inflamatuar ve antioksidan etkiler: Siyah çay bazlı kombuchanın oksidatif stresi düzenleyici rol oynayabileceği tespit edilmiştir.
• Sindirim sağlığını iyileştirir: Probiyotik zenginliği sayesinde bağırsak florasının dengesini destekleyerek sindirim sistemi hastalıklarının önlenmesinde veya hafifletilmesinde etkili olabilir.
Her ikisi de fermente, hafif asidik ve gazlı içecekler olsa da kombucha ve kefir farklı kökenlerden gelir ve farklı şekillerde hazırlanır. Kombucha, şekerli çayın içine SCOBY kültürü eklenerek üretilir ve fermantasyon sonrasında meyve, baharat veya bitkisel aromalarla çok çeşitli tatlara bürünebilir.
Kefir ise pastörize süt ya da meyve suyu ile, “kefir taneleri” adı verilen jelimsi maya ve bakteri topluluğu kullanılarak hazırlanır. Doğu Avrupa ve Kafkasya kökenlidir. Genelde sade tüketilir ve fermentasyon süresi 12–14 saatle sınırlıdır; kombuchada bu süre birkaç gün sürebilir.
Lezzet açısından, kombucha genelde meyve ve baharat infüzyonları sayesinde daha geniş aromatik profillere sahiptir. Kefir ise özellikle süt bazlı versiyonunda daha nötr ve yumuşak bir tada sahiptir.
Doğal ve faydalı olmasına rağmen kombucha herkes için uygun değildir. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin ve hamile ya da emziren kadınların ev yapımı kombuchadan kaçınması önerilir. Çünkü hijyen kurallarına dikkat edilmezse evde yapılan fermantasyon zararlı mikroorganizmalarla kontamine olabilir.
Bir diğer dikkat edilmesi gereken konu ağız sağlığıdır. Yüksek asidik yapısı nedeniyle kombucha, aşırı ya da sık tüketildiğinde diş minesini zayıflatabilir. Bu etkileri azaltmak için pipetle içilmesi ve ardından ağzın suyla çalkalanması tavsiye edilir.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
