Kimse bunu tahmin etmezdi. Havva ortaokulu bitirip Kahramanmaraş’tan gideli 5 yıl olmuştu. Okuldan yakın arkadaşı Baki hayatına aynı şehirde devam etti. Hayat işte, araya birçok şey girmiş, iki yakın arkadaş kopmuş. Geçtiğimiz 5 yıl boyunca Havva ve Baki hiç konuşmamışlar. Havva artık Nevşehir’de yaşarken 5 Şubat gecesi ailesini görmeye Kahramanmaraş’a geliyor. O gece Türkiye’de yüzbinlerce insanı evsiz bırakan 7.7 şiddetindeki deprem olup da Havva ve Baki’nin evleri içine girilemez hale gelince ikisi de aileleri ile birlikte kendilerini bir futbol sahasının içine kurulan geçici bir barınma merkezinde tam olarak arka arkaya iki çadırda buluyorlar. Birbirlerini 5 yıl aradan sonra gördükleri an : “Aah Havva!” “Aah Baki!” şeklinde özetlenebilir. Bu hayatın bizim için halihazırda yaptığı planın bir parçası mı yoksa biz planlar yaparken başımıza gelen şeylerin bazen yan yana gelince yarattığı bir garip durum mu; meçhul.
Baki karşımda yutkunarak : “Belki de böylesine yakın arkadaşlıklar olmasa her şey daha kolay olurdu. Depremde hayatını kaybeden arkadaşlarıma bu kadar yakın olmasaydım şimdi böylesine zorlanmazdım” diyor. Neyse ki şimdi tam yanında önce kaybedip sonra depremle bulduğu yakın arkadaşı Havva oturuyor. Ve de artık hayatına yeni girmiş arkadaşı Uğur var. O, Baki’nin her gün görüştüğü, depremden sonra edindiği bir diğer yakın arkadaşı. Baki arkadaşlıklarının başlarında Uğur’u her gün arayan tarafmış. Ama Uğur onu pek arayıp sormuyormuş. Baki ekliyor: “Arkadaşlıkta bazen bir tarafın daha çok emek vermesi gerekebilir. Her şey her zaman karşılıklı değil. Bazen arkadaşlık tanımlarımız farklı oluyor, mesela Uğur’u tanıdıkça anladım ki onun arkadaşlık tanımında birisini aramanın bende karşı geldiği gibi bir anlam yok. Uğur benim tanımımdaki arkadaşlığın ne demek olduğunu bilmiyordu yani. Eğer ben onu aramayı bıraksaydım o arkadaşlık başlamadan bitecekti”. Baki bunları söylerken içimden arkadaşlık ilişkilerindeki denge hakkında düşünüyorum. Bir arkadaşlıkta hangi taraf ne kadar emek vermeli ve bir ilişkinin tek taraflı bir arkadaşlığa dönme anını nasıl anlarız? Havva içimden geçirdiklerimi duymuş gibi ekliyor: “Hepimizin hayattaki zamanları farklı, bazen bazı dönemlerde birimizin bir diğerimizden daha farklı bir şeye ihtiyacı olursa doğru soru şudur ; o kişi için karşılıksız olarak, hiçbir şey beklemeden orada olmak istiyor muyuz, huzurlu olduğumuz bir noktada o ilişkiye emek vermeye hazır mıyız ? Gerçek arkadaşlığı zaten hissederiz.” Baki sabırsızca ve kararlı bakışlarıyla ekliyor: “Arkadaşlarla yapılan her şeyi seni değiştirir ve sana anlam katar. Aile ve arkadaşlar, başka neyimiz var ki zaten ? Bu deprem hayatta aslında başka hiçbir şeye sahip olmadığımızı gösterdi. Sahip olduğun her şey bir anda gidebiliyor. Bak evler ve bütün maddi varlıklar kayboldu. Ama arkadaşlıklar hala burada. Ve biz onu avucumuzun içinde sıkıca tutuyoruz. Ve o bizim hayata tutunmamızı sağlıyor. Arkadaşlıktan bahsetmişken, bizimkiler kamp yapmayı çok sever. Ben de gitmiştim ve gece yatamadım çadırda. Soğuktu, nefesim daralıyordu. Depremden sonra şimdi her gece çadırda uyurken diyorum ki, yapabilirmişsin, eğer mecbur kalırsan her şeyi yapabilirmişsin. Şimdi istediğin zaman duş alabilmek bile lüks“.
Bir futbol sahasının içinde yüzlerce çadırın yan yana dizildiği Kahramanmaraş’tayız. Burası depremden etkilenen 11 ilden sadece biri ve ülke genelinde yaşanan depremler 9.1 milyon kişiyi yardıma muhtaç bıraktı ve 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’taki geçici barınma merkezindeki UNICEF’in desteklediği çadır Baki ve Havva ile buluşma yerimiz. UNICEF şu ana kadar 391.420 kişiye hijyen kitleri, kışlık giysi, elektrikli ısıtıcı ve battaniye gibi hayat kurtarıcı malzemeler ile ulaştı. Bu kişilerin 222.000’den fazlası Baki ve Havva gibi çocuk ve gençlerden oluşuyor.
Ortakları aracılığıyla UNICEF, afetten etkilenen bölgelerde ve diğer şehirlerde psikolojik ilk yardım ve rekreasyon faaliyetleriyle de 149.000’den fazla kişiye ulaştı. UNICEF toplamda 1.5 milyon çocuğa ulaşmış olacak.
Bir insanın hayatının kurtulması her zaman gözle görünür olmuyor. Psikososyal destek insanların ruh sağlıklarını koruyarak onların hayatlarını kurtarıyor. Havva ve Baki’de olduğu gibi. Aldıkları yardıma ek olarak onların hayatını kurtaran şey arkadaşlıkları olmuş.
İlişkide yaşanan depremler yüzünden arkadaşlıklar da sallanabilir ama güçlü arkadaşlıklar enkaz altında kalmaz. Enkaz altında kalmadığı gibi insanların da hayatını kurtarabilir. Tabii o arkadaşlığın da sağlam olması gerekli..“Bir de yanında yakın arkadaşın olunca hiçbir şey hiçbir zaman o kadar da korkutucu olmuyor”. Yani Baki böyle diyor
Şimdi ülkedeki birçok arkadaşlığın desteğe ihtiyacı var. Siz de UNICEF e katılın, depremden etkilenmiş yüz binlerce çocuk ve genci destekleyin.
TEK İHTİYACIMIZ O GÜCÜ HİSSETMEK.
ÜLKEMİZDE YAŞANAN DEPREMDE ETKİLENENLERİ DESTEKLEMEK İÇİN SİZLERİ UMUT KAMPANYAMIZA DAVET EDİYORUZ.
YENİ BİR BAŞLANGIÇ MÜMKÜN, BUNUN İÇİN GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRMELİYİZ.
DEPREMZEDELERİN YANINDAYIZ VE GQ TÜRKİYE OLARAK UNICEF'İ DESTEKLİYORUZ.
KAMPANYAMIZA KATILMAK İÇİN, ADRESE GİREREK BAĞIŞ YAPABİLİRSİNİZ. BAĞIŞLARINIZIN TAMAMI DEPREMZEDELERE GİDECEKTİR.