Terlemek, vücudun ruhsal ve fiziksel olarak dış dünyaya verdiği yanıtlardan yalnızca biri. Gündelik hayatın temposu içinde ya da spor yaparken artan vücut ısısını dengelemek için normalden daha fazla çalışan ter bezleri kötü kokulara yol açabiliyor. Spor dünyasındaki en büyük meselelerden biri olan bu durum uğruna yoğun deodorant ve vücut spreyi harcaması yapılırken, ter bezlerinin aldırılması gibi ekstrem önlemler bile karşımıza çıkıyor.
Vücudun soğuma mekanizması ve tamamen doğal bir olay olan terleme, fiziksel aktivite sırasında, yüksek ortam sıcaklığıyla, hormonal ve duygusal değişimlerin etkisiyle gerçekleşiyor. Ter kokusu kişiden kişiye değişebildiği gibi terleme miktarı da kişiye göre farklılık gösterebiliyor.
Neden Ter Kokarız?
Sanılanın aksine aslında kokusuz olan ter, kıyafetlerin ıslak kalması, birbirine sürtünmesi ve ısınması sonucunda kısa sürede kötü kokular yayılmasına neden oluyor. Terlemeyi sağlayan ekrin adındaki ter bezleri, vücudun birçok bölgesinde olsa da yoğunluklu olarak avuçlarda, ayak tabanlarında ve koltuk altlarında bulunuyor. Vücut ısımız yükseldiğinde, sinir sistemi ter bezlerine çalışmaları için sinyal gönderiyor ve ter vücudumuzu soğutarak sıcaklığın dengelenmesi için çalışmaya başlıyor.
Ter kokusunun oluşmasının tek yolu kıyafetlerimizle olan temas değil tabii. Vücudumuzda terlemeyi sağlayan ekrin ter bezlerinin dışında apokrin adında bir ter bezi daha bulunuyor. Ekrinin aksine apokrin genellikle stres, kaygı ve endişe yaşadığınız durumlarda ortaya çıkıyor. Apokrin bezinde oluşan ter, proteinler ve lipitler açısından daha zengin olduğundan dolayı bu yağ ve besinler ciltte yaşayan bakterilerle birleşerek kötü kokuya neden oluyor.
Bu yaygın sorun, sosyal hayatı ve çevremizi olumsuz etkileyen bir boyuta gelmeden basit ve etkili çözümlerle kontrol altına alınabilecekken, son zamanlarda ter bezlerini aldırma gibi tedavi yöntemlerinin de sıkça tercih edildiğini görüyoruz. Terlemeyi kalıcı olarak ortadan kaldıran bu tedavi yönteminin cerrahi olarak herhangi bir tehlikesi bulunmasa da, vücudun su dengesini düzenleyen, bakteriyel temizliğini sağlayan ve pek çok hastalığa karşı koruma sağlayan bu sistemi komple ortadan kaldırmak isteyenlerin olması dahi bu konunun toplumsal bir tabu olduğunu kanıtlıyor.
Fiziksel aktiviteler sırasında daha fazla çalışan ter bezleri sporcuların da şikayet ettiği bir konu. Terlemeyi azaltmak için antrenman veya müsabakalar sırasında seçilen doğru kıyafet türünün yanı sıra terlemeye bağlı olarak gerçekleşen sıvı ve elektrolit kaybının da kompanse edilmesi gerekiyor.