Kafa derinizde kepek olabildiği gibi, sakal kepeği de gayet gerçek bir şeydir ve en güzel sakalları bile yüzyıllardır rahatsız etmiştir. Aristoteles mi? Muhtemelen sakal kepeği vardı. Kuzeydeki o büyük duvarı inşa ettiren Roma İmparatoru Hadrian? Muhtemelen onun da vardı. Yedinci Henry? Tamam, ne demek istediğimizi anladınız. Daha yakın zamanlarda yapılan bir Head & Shoulders araştırması, sakallı erkeklerin neredeyse yarısının hayatlarının bir noktasında bu durumu yaşadığını ortaya koydu. İngiltere’deki erkeklerin yaklaşık yüzde 42’sinin bir şekilde yüz kıllarına sahip olduğunu düşünürsek, bu oldukça gerçek bir sorun.
Sakal kepeği söz konusu olduğunda, sadece yüzünüzde pul pul dökülmeler olmaz – ki bu zaten pek hoş bir görüntü değil – aynı zamanda bu durum oldukça kaşıntılı ve rahatsız edici bir hal alabilir, öyle ki birçok erkek sonunda her şeyi tıraş edip geçmeyi tercih eder. Oysa hiç de böyle olmak zorunda değil. Bu yüzden Murdock London’ın usta berberi ve yöneticisi Ben Vowles, sakal kepeğinden sonsuza dek kurtulmanız için altı basit adımı paylaşıyor.
Yapmanız gereken ilk şeylerden biri cilt bakım rutininizi değiştirmek olacaktır. Bu büyük bir adanmışlık gerektirebilir ama iş görüşmesine ya da heyecanlı bir buluşmaya hazırlanırken yüzünüzün alt yarısında bir kar fırtınası yaşandığını fark etmekten daha sinir bozucu bir şey olamaz. Hiç kimse dökülen pulları sevmez.
“Genellikle peeling, bir cilt bakım rutininde ikinci adımdır, ancak sakalınızın altındaki cilt söz konusu olduğunda, önce sakal bölgesini peeling yapmak ardından temizlemek daha kolaydır,” diyor Vowles. “Eğer sakal kepeğiniz varsa, bu cilt pulları gözeneklerinizi tıkayabilir ve daha fazla kirin hapsolmasına neden olabilir. Önce peeling yaparak, tüm bu pulları yüzeye çıkarıp durulayabilirsiniz. Bu işlem gözle görülür tüm kiri temizler, böylece bakım ürünleriniz cildin derinlerinde kalan sorunlara odaklanabilir.”
Peeling yaptıktan ve ölü derinin büyük kısmını uzaklaştırdıktan sonra sıradaki adım, tüm bunları yıkayıp arındırmaktır. Eğer sakal kepeğinden ciddi anlamda kurtulmak istiyorsanız, bu en önemli adımlardan biridir. Yani, duşa girin, yüzünüzü ve sakalınızı güzelce köpürtün ve çıktığınızda pullardan arınmış, taze bir yüzle karşılaşın.
“Bir sakal şampuanı, sakalı temizleyerek tüm ölü deriyi arındırır,” diyor Vowles. “Bu ürünü her gün ya da ihtiyaç duydukça kullanmanız gerekir. Bazı erkekler doğrudan kafa derisi için kullandıkları şampuana yöneliyor ama ben kesinlikle sakal için özel olarak üretilmiş bir şampuan kullanmanızı öneririm; çünkü standart şampuanlar cildinize fazlasıyla sert gelir ve bu da ters etki yaratabilir. İşiniz bittikten sonra sakalınızı temiz bir havluyla nazikçe kurulayın.”
Sakal kepeği aşırı yağlı ciltten kaynaklanabileceği gibi, sakalınızın altındaki kuruluğun da bir belirtisi olabilir. Yüzeyden bakıldığında her şey yolunda gibi görünebilir çünkü tamamen kıllarla kaplıdır (doğal olarak), ama eminiz ki cildin kendisine yakından baktığınızda biraz kızarıklık ve bolca ilgiye ihtiyaç olduğunu fark edeceksiniz.
“Bunun çözümü sağlam bir nemlendiricidir,” diyor Vowles. “Özellikle sakallar düşünülerek üretilmiş bir ürün kullanmanızı öneriyoruz. Az miktarda ürünü sakalınıza tek yönde yedirin, ardından aynı işlemi ters yönde tekrarlayın. Bu hem sakalınızı hem de altındaki cildi yeterince nemlendirecektir. İlk başta bu işlem size biraz zahmetli gelebilir ama çok kısa sürede alışacaksınız.”
Artık peeling yaptığınıza, temizlediğinize ve nemlendirdiğinize göre sıradaki adım, sakalınızın iyi bir şekilde bakım gördüğünden emin olmaktır. Sakal kremi yalnızca sakalınızı yumuşatmakla kalmaz, aynı zamanda kıl köklerinden uçlara kadar daha sağlıklı uzamasını da teşvik eder – ki bu tam da ihtiyacınız olan şeydir.
“İyi bir yağ, sakalınızı yoğun şekilde nemlendirip yumuşatacaktır; bu özellikle uzun ve dolgun bir sakalınız varsa çok önemlidir,” diyor Vowles. “Her zaman uygulanabilir ama ben şahsen gece uygulamanızı öneririm; böylece gece boyunca maksimum emilim sağlanır. Cilde yakın, kısa sakalı olan erkekler için sakal yağı rutine eklenmesi gereken bir şey değildir ama güzel bir dokunuş olabilir. Argan yağı ya da jojoba yağı içeren ürünleri tercih edin.”
Yeni bakımdan çıkmış sakalınıza bir-iki dakikanızı ayırıp güzelce tarayın. Bu, uyguladığınız tüm güzel ürünlerin ve yağların eşit şekilde dağılmasını sağlayacaktır.
“Kaliteli bir sakal fırçası edinin ve yukarıdan aşağıya doğru sıkıca tarayın,” diyor Vowles. “Bu sayede düğüm olmuş kıllar kolayca açılır, tıkanmış bölgeler temizlenir ve dışarı çıkmadan önce yoldan çıkmış birkaç sakal telini hızlıca kesmek için harika bir yöntemdir. Tarama işlemi ayrıca kıl köklerini de uyarır, bu da kısa sürede dolgun ve gür bir sakal anlamına gelir.”
İstikrar her şeydir dostlar, ve eğer aniden bırakmaya karar verirseniz, kendinizi kısa sürede en başa dönmüş halde bulursunuz.
Ancak şunu da belirtelim: Temizleme ve nemlendirme gibi adımlar her gün uygulanabilirken, peeling işlemini haftada üç kezle sınırlamanız gerekir – hatta hassas bir cildiniz varsa haftada sadece bir kez yeterlidir. Teorik olarak sakalınızı haftada beş kez bakım yağıyla besleyebilirsiniz, ancak cildiniz fazlaca yağlıysa bunu üçe düşürmek iyi olur. Son olarak, sakalınızı taramak eğlenceli ve bağımlılık yapıcı olabilir ama bunu günde bir veya iki kezden fazla yapmayın. Daha fazla taramak sakal tellerinizde sürekli sürtünmeye neden olur; bu da kırıklara, hasara ve dökülmeye yol açabilir (şu an kesinlikle ihtiyacınız olmayan bir şey).
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.