Sinekkaydı Tıraşa N'oldu?
Bakım

Sinekkaydı Tıraşa N'oldu?

2000’li yılların devamında sakal bir “erkek makyajı” haline geldi. Peki ya öncesi? Erkek dünyasından yavaş yavaş silinen sinekkaydı’yı konuşalım istiyorum.

 

Sinekkaydı modasını irdeleme yapma fikrim 1969 yapımı Alain Delon & Romy Schneider’in başrolünü paylaştığı La Piscine filmiyle ortaya çıktı. Alain Delon’dan yola çıkarak eski onyıllardaki jönlerin imajlarını inceledim ve fark ettim ki sakal diye bir şey yokmuş!

 

Peki neden erkekler birden sakal bırakmaya başladı? Daha doğrusu getirisi neydi ki bu kadar trend haline geldi? 

 

En büyük payı medyaya biçmek istiyorum. 2010’lu yılların başlarında popüler olan kirli sakal ve hipster modasıyla hızla tüm dünyaya yayılan akım etkisini sokak sokak artırdı. 

 

Ve genç çağların bir getirisi olan bir duygu: büyük göstermek... Sakalın erkekleri daha büyük ve daha maskülen gösterdiğine dair bir algı olduğunu hepimiz iyi biliyoruz. Yanlış mı değil mi, belki bunu Instagram’da tartışmaya açtık bile. 

 

Sinekkaydı her ne kadar erkek dünyasında etkisini yitirmiş gibi gözükse de Forbes dergisinin bir çalışmasına göre dünyanın ekonomik olarak refah seviyesi yüksek insanların %98’i sinekkaydı tıraş oluyor. Elbette bu bir zevk meselesi ama belli başlı avantajları olduğu da kesin.

 

-En basitinden; sürekli sakallarına şekil vermek gibi bir problemi ortadan kaldırmış oluyorsun.

-İşin hijyen boyutu da var. Yüzün, cildinin en önemli parçası ve sinekkaydı tıraş ile yüzüne nefes aldırman mümkün. 

-Büyük gösterme çabasının tam tersi yönde bir çaban varsa, genç göstermek istiyorsan sakallarına elveda demek çok efektif bir yöntem olabilir. 

 

Trendler gelir geçer. Günü gelir tıraş makineleri kutularına geri döner. Kim bilir, belki jiletlere günlük rutinimizde tekrar yer veririz...

 

İZLE
#SeninİçinTıraşınKonuşsun
İLGİLİ İÇERİKLER tıraş bakım
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası