Kaliforniya'da saat sabah 9'u biraz geçiyor ama Bryan Johnson saatlerdir uyanık. Vücudunun her alanında yapılması gereken testler, uyması gereken sıkı bir egzersiz planı ve titizlikle ayarlanmış hap ve sebzelerden oluşan bir kahvaltısı var - bunların hepsi Project Blueprint adı verilen yorucu bir günlük rutinin sadece ilk adımı. Ya da bu ay dünyanın farklı ülkelerinde manşetlere taşınan bir şekilde ifade etmek gerekirse, Johnson'ın vücudundaki hücrelerin yaşlanmasını tersine çevirmek ve bir anlamda çoğu kişinin sadece hayal edebileceği bir şeyi başarmak için son derece düzenli, son derece pahalı bir arayışı: Yeniden 18 yaşında olmak.
Çok başarılı bir yazılım girişimcisi olan Johnson - aslında 45 yaşında - Kernel adlı bir biyoteknoloji şirketi kurmadan önce 2013 yılında bir ödeme planlama şirketini eBay'e 800 milyon dolara sattı. Johnson, arkasındaki bu muazzam servetle iki yıl önce Project Blueprint'i başlattı. Proje, Johnson'ın vücudundaki 78 organın tamamının ölçüldüğü, kan, tükürük, dışkı ve idrar örneklerinin alındığı bir dizi testle başladı. Daha sonra MRI taramaları, ultrasonlar; fitness ve DNA metilasyon testlerinden geçti - Johnson "Vücudumda sık aralıklarla yüzlerce ölçüm yapıldı" diyor. Veriler toplanarak organ bazında analiz edildi ve 10, 20, 30 ve 40 yaşlarındaki sağlıklı bir insanın durumuyla karşılaştırıldı. Ardından, 30'dan fazla doktor ve uzmandan oluşan bir ekip, bilimsel literatürdeki toplu çalışmalara dayanarak Johnson'ın vücudunu daha erken bir yaşa nasıl geri getirebileceklerini bulmaya çalıştı.
"Tüm kanıtları topluyor, klinik kılavuzlar oluşturuyor ve ardından protokolleri uyguluyorduk" diyor. "Günlük yaşam tarzım bu sürecin bir sonucudur."
Protokol ona ne yapmasını söylüyorsa - ki her bir gün için yaklaşık 100 farklı eylem veya gereklilik kodlanmış durumda - Johnson bunu yapıyor, ve bunlar bir dizi tedaviyle destekleniyor. Johnson biz konuşmadan önce son 72 saat içinde asit peelingleri ve lazer terapileri de dahil olmak üzere beş tedaviyi tamamladı. "Yatağa girdiğim andan uyandığım ana kadar tüm hayatım bu sistem etrafında şekilleniyor" diyor. "Benim için ilginç olan şu ki, ekibimle birlikte bilime ve ölçüme dayalı bir sistem kurduk ve bu sistem bana, kendime bakabileceğimden daha iyi bakıyor."
Johnson'a bakınca iyi durumda olduğunu söylemek doğru evet, ama bunun yaşamak için özellikle keyifli bir yol olup olmadığı ise başka bir soru.
Johnson sabah 5'ten önce uyandığında, sadece kilosuna değil, vücut yağına ve hidrasyon seviyesine de bakan yüksek teknolojili bir tartıda kendini tartıyor. Ardından vücut ısısını ölçüyor - neyse ki kulaktan. (Johnson vücut ısısının ortalamadan birkaç Fahrenheit daha düşük olduğunu öğrendi; bilimsel araştırmalar vücudun daha serin çalışmasının ömrünü uzattığını öne sürdüğü için bunun iyi bir işaret olduğunu söylüyor). Kreatin, kakao flavanolleri ve kolajen peptitleri içeren 'yeşil dev' adını verdiği bir içeceğin yanında 54 hap alıyor ve başına saç büyümesini teşvik etmek için kafa derisine kırmızı ışık veren bir başlık takıyor - çünkü hiçbir erkek yaşlılığında kel kalmak istemez. Daha sonra egzersiz yapıyor ve diyafram gücünü artırmak için 10 dakikalık geriye doğru kızak, Nordik, ters Nordik ve "IsoTib ayak bileği rotasyonlarını" içeren 25 adımlı bir süreçten geçiyor. Ardından, "brokoli, karnabahar, sarımsak ve zencefil gibi birkaç kilo sebzeden oluşan" kahvaltısını yapıyor ve bunların hepsini sağlığa faydaları için seçtiğini açıklıyor.
Bunların hepsi sabah 7.30'a kadar yaşanıyor. "Durum ortada," diyor. "Tüm bunları yapabilmem için tüm hayatımı katı bir şekilde düzene sokuyoruz."
Bir sağlık ekibi tarafından kararlaştırılan ve kilolarca sebze yemeyi içeren günlük 100 adımı takip etmek bizce kulağa oldukça yorucu geliyor. "Sanırım bu zorluğu nasıl tanımladığınıza bağlı. Ben şahsen bunu muazzam bir keyif olarak görüyorum" diye yanıtlıyor.
Bunun nedeni kısmen Johnson'ın geçmişi olabilir. Çalışkan bir teknoloji girişimcisi olarak, Silikon Vadisi'ndeki diğer pek çok kişi gibi kâr peşinde koşmayı her şeyin başı ve sonu olarak görerek kendini yıpratıyordu. Ama bundan hoşlanmıyordu. "Bu bana hiç mantıklı gelmedi, çünkü bir girişimci olarak kendimi zihnimin profesyonel bir sporcusu olarak görüyordum" diyor. "Aslında bu, şirketinizde günlük bazda yüksek kaliteli kararlar alma becerisidir. Hepimiz kişisel deneyimlerimizden biliyoruz ki, iyi uyuduğumuzda, iyi beslendiğimizde ve egzersiz yaptığımızda iyi kararlar alma olasılığımız, iyi uyumadığımız zamanlara göre daha yüksektir."
Johnson şimdi kendisini "profesyonel bir gençleştirme sporcusu" olarak tanımlıyor. "Yapmaya çalıştığımız şeyin tüm sürecinden muazzam bir zevk alıyorum" diyor ve ekliyor: "Bilimin en ileri noktasına öncülük etmek ve varlığımızın geleceğini göstermek. Bu çok komik, çünkü çoğu insan bunu duyduğunda anında sefil olduğumu düşünüyor. Yaptığım şeyden ne kadar tatmin olduğumu keşke kelimelerle açıklayabilsem."
Johnson'ın kendini hiç olmadığı kadar iyi hissetmesi de buna yardımcı oluyor. "Hiç bu kadar istikrarlı hissetmemiştim," diyor. "Duygusal olarak, daha önce hiç bu kadar iyi kararlar verebildiğimi sanmıyorum. Zihnim hiç bu kadar berrak olmamıştı. Yani bunun pek çok faydası var."
Sonsuz gençlik arayışı yüzyıllardır insanoğlunu büyülemiş ve milyarlarca dolarlık küresel bir sağlık ve zindelik endüstrisinin oluşmasına yol açmıştır. Ancak Benjamin Button olmak söz konusu olduğunda bilimin en son noktası ucuza gelmiyor, bu yüzden doğal akışı kendi isteklerine göre bükmeye çalışanlar genellikle kendilerini süper zengin teknoloji setlerinde buluyor. İsrail'de 2020 yılında yapılan bir araştırmanın da söylediği gibi, kromozomlarımızın ucunda bulunan ve vücudumuzdaki hücreleri yaşlanmaya karşı koruyan telomerlerin kısalmasını tersine çevirmek için, oksijen dolu hiperbarik bir odada oturmak hiç ucuz değil. Bu arada, Amazon'un kurucusu Jeff Bezos ve esrarengiz PayPal ve Palantir milyarderi Peter Thiel, zamanın akışını yavaşlatmaya ve tersine çevirmeye yardımcı olduğunu iddia eden şirketlere para yatırıyor. Bu, sabahları biraz göz serumu uygulamaktan çok farklı bir şey.
Ancak önleyici maliyetlere rağmen (Bloomberg Businessweek'e rejimin bu yıl kendisine 2 milyon dolara mal olacağını söyledi) Johnson, sağlık ve refahın geleceği için bir çığır açtığına inanıyor. "Eğer bu proje önümüzdeki yıllarda başarılı olursa, istikrarlı ve tekrarlanabilir sonuçlar elde edebileceğimizi gösterebilirsek - sadece benim tarafımdan değil, diğer insanlar tarafından da - toplumun zamanla olan ilişkisini değiştirebilir" diyor. Johnson insanların 120 ya da 150 yaşına kadar yaşadığı bir gelecek öngörüyor. "Son oyun bu" diyor. Ama cahil değil: pek çok insan brokoli sevmiyor. "Dünyadaki herkesin benim sahip olduğum altyapıya ya da protokolü sürdürmek için benim sahip olduğum iradeye sahip olacağı varsayılmıyor" diye itiraf ediyor. "Bunu yapmak çok zor." Bunun yerine, insanların, örneğin yiyecek ve alkolle olan ilişkilerini değiştirerek kendi yaşamlarında yaratabilecekleri potansiyel farklılıklar hakkında düşünmeleri için ilham almalarını istediğini söylüyor.
Johnson iki yıldır Blueprint programını takip ediyor ve yeniden genç olma hedefine neredeyse ulaştığına dair bazı kanıtlar var. Fitness testlerinde 18 yaşındaki bir gençle eşdeğer durumda. Yaşlanma hızını yüzde 28 oranında yavaşlattı. Ölçüldüğünde DNA'sının hangi yaşa neye eşdeğer olduğunu belirleyen epigenetik yaşını beş yıldan fazla tersine çevirdi. "İnsanlık tarihinde ilk kez, yaşlanmanın radikal bir şekilde yavaşladığını gösterebileceğimiz bir noktaya ulaştık" diyor. Ancak bunu yapmak için çok fazla brokoli yemeniz gerekebilir.
