Oyun oynamak, sanat ile ilgilenmek, müzik dinlemek
Her gün oyun oynarım , oyunla çünkü aklım gerçekten işimden, tasarımdan kopuyor. Bir yandan sanatla çok ilgiliyim. Sanat eserlerine bakarım, sanatçılar ne yapar bakarım. Sanat gerçekten bana ilham veriyor. Müzik dinlerim ve tek bir genre değil; cazdan hiphoptan tut bunu bilenler de var bilmeyenler de ama rock da çok severim. Led Zeppelin olsun, Iron Maiden olsun.. Gençliğim hep Rock’n Roll ile geçti.
E-mailleri temizlemek
Maalesef sabah kalktığında ilk telefona bakanlardanım, yapmamamız gerekiyor ama öncelikle bir bakarım. Sağ kolum var benim, Sedef. İlk ona bakarım bana neler yazmış, çünkü acil konular vardır. İşte Bünyamin, şu tasarım geç kaldı, bu koleksiyonu hazırlaman lazım, şu toplantı var ya da şöyle bir proje yapıyoruz der… Bir onunla konuşurum önce, sonra baktım bir şey yok, o zaman rahatım. Kahvaltımı yaparım, sonra e-maillerimi temizlerim. Sabah e-mailleri temizlemek iyi geliyor gerçekten, yoksa sürekli hep geç kalıyorsun. O yüzden önce bir e-mailleri temizliyorum. Ondan sonra o hafta ne yapmam gerekiyorsa öncelik planıma bir bakıyorum, hatta bir kağıda da yazıyorum. 1,2,3,4 diye.. Yazmak iyi geliyor. Çünkü yazarken de önceliklerini görüyorsun, neleri yapıp yapamayacağını veya daha hızlı yapabileceğini görüyorsun. Sonra işlere atıyorum kendimi. Sonra işlerin aralarında da, yani bir işi tamamladıktan sonra 10 dakikalık aralar veriyorum. Çünkü 3-4 saat tamamen oturup birden fazla iş veya tasarım yapıyor olmanız gerçekten yorabiliyor. O yüzden arada böyle küçük aralar veriyorum.
Her şeyi düzenlemek
Benimki galiba biraz hastalıklı bir seviyede..Her şeyi düzenlemeye çalışıyorum, her şeyi... Yapmam gereken projeler ve işlerin masaüstünde düzenli olması lazım. Hatta YouTube’da minimalist desktop organizasyonlarına bile bakıyorum ; yani insanların bakış açısı ne onu merak ediyorum. Masam ya da desktopum temiz olmazsa ben çalışamıyorum çünkü. Bir de etrafta insan da istemiyorum. Eğer etrafta birisi bir şey yaparsa o an duruyorum, arkadaşım veya eşim orada takılıyorsa hayatta çalışamam.
Herkesi dinlemek
Dinlemek. Ben, her yaş insanı dinliyorum. 13,14,50, 70,80 yaş.. Hepsini dinliyorum, bir de soru soruyorum. İnsanlar soru sormuyor, dinlemiyor… Hep kendi fikirlerini başkalarına empoze etme durumu var. Özellikle Türkiye’de bu çok var, bir de çok negatif bir toplumuz. Kritik yapan, bunu da seninle konuştuk daha önce. Yapıcı yorumlar daha önemli bence, üreten insanlara ihtiyacımız var kritik yapan değil.
Fotoğraf çekmek
Fotoğrafçılık. Çünkü fotoğrafçılıkta çok işlerimi göstermiyorum açıkçası. Aslında kendimde tutuyorum ama fotoğrafçılıkla hem kendimi kaybediyorum hem de çektiğimde birisine gösterme kaygım yok. Benim için o özel hayatım; fotoğrafçılık. Ve orada kaybolabiliyorum yani herhangi bir Bünyamin’im orada. O bana çok güzel bir his veriyor. Ve istediğim şeyleri çekip istediklerimi yapıyorum. Açıkçası da kim ne düşünüyor hiç umrumda da değil muhtemelen o yüzden de çok seviyorum.
Meraklı olmak
Daha meraklı olmaları lazım bence. Daha az kritik yapıp, daha fazla yaratan insana destek vermemiz gerekiyor. Bir de olumlu, yapıcı yargılamak bence çok önemli. Biliyorum bu coğrafya zor bir coğrafya sanatçılar için. Ama o zorluklardan kreatif fikirler üretip beraber dünyaya akabiliriz onun inancındayım. Ve markamla da aslında bunu yapıyorum açıkçası. Kreatif projelerde hep beraber dünyanın söz hakkına sahip olabiliriz.
Yapılacaklar listesi hazırlamak
Süreklilik her şey. Hatta benim altıya yakın to-do list (yapılacak listesi) uygulamalarım var. Hepsini deniyorum, güncellemelerine bakıyorum. To-do list kadar önemli bir şey yok. Çok basit bir şey gerçekten ama to-do list her şey yani. Onu yanlış yaparsan eğer hayatını öncelendirmekte de yanlış yapıyorsun. O ‘to-do listler’ hayatımın içinde de var. Eşimle zaman geçirmek, onunla tatile gitmek veya beraber bir aşçılık kursuna gitmek gibi, böyle hedeflerimiz ve hayallerimiz var. Ve onları yazmamız gerekiyor çünkü hayat maalesef akıyor. Yani yok oluyor, zaman su gibi akıyor gidiyor... Oyüzden önceliklerini yazıp , yazarken de yaşıyorsun onu ve orada da kararlar verebiliyorsun. Her şeyi yapamazsın.. Bir de şunu da öğrendim. Her şeyi yapamazsın. Bazı şeyleri yazıp, kağıda bakıp gerçekten orada yapmak istediğin 3 şey varsa , bunun muhtemelen bir tanesini yapabilirim. Ama biz hep üçünü birden yapmaya çalışıyoruz, birini seçmemiz lazım. Tabiki yeni nesil diyecek ki ‘Yok abi ben üçünü de yaparım.’ Evet, yapabilirsin çünkü öyle bir dünyadayız ama başarılı olabilir misin ? Çünkü herkes ,her şeyi yapıyor. O yüzden uzmanlık bence çok önemli. İçinde bir uzmanlık olması ve hayal ettiğin şeyi yaşaman çok önemli çünkü zaman akıp gidiyor.
Dengeyi sağlamak
Sürdürülebilirlik çok önemli. Markanın bir DNA’sı var. Hem bir tasarımcı olarak bir markasın ama aynı zamanda markanın da bir marka değeri var. O yüzden, ‘tekrar’ çok önemli. Ama bir yandan da dünyanın nereye gittiğini de iyi ölçüyor olman lazım ve aradaki dengeyi kurabiliyor olman lazım. Aslında o aradaki denge en önemli şey. Yani markanın DNA’sıyla dünyanın gittiği yön.. Ve senin tam ortada oturman gerekiyor.
Her Gün Yaparım podcast serisinin bu bölümünü ve diğer yaratıcı kişiliklerin rutinlerini buradan dinleyebilirsin.