Dolu dolu bir yaşam için, kızılötesi saunaya gitmemiz ve deniz yosunu yememiz tavsiye ediliyordu, şimdi ise glutatyon takviyesi almamız söyleniyor. “Ana antioksidan" olarak tanımlanan ve abartılan bu madde, daha iyi, daha taze bir cilt için kan şekerinizin düşürülmesinden stres seviyenizin azaltılmasına kadar her şeyi vaat ediyor. Ve tüm bunlar kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyor.
“Ağız bantlama” ve “yağ çekme” gibi popüler sağlık trendlerinin oldukça baştan savma temeller üzerine inşa edildiği iddia edilirken, aslında sağlam bir bilimsel arka plana sahip olduğu ortaya çıktı. Yine de zorluklarla kazandığınız paranızdan ayrılmadan önce -ve unutmayın ki bu ürünler pek de ucuz değil- uzmanlardan bize bu yeni mucize takviye hakkında kısa bilgiler vermelerini istedik.
Glutatyon, üç amino asitten oluşan bir antioksidandır: glisin, glutamik asit ve sistein. Vücutta doğal olarak bulunur, çoğunlukla karaciğerde üretilir ve temel amacı toksinlerle mücadele etmek ve oksidatif stresi azaltmaktır.
Sağlık ve sağlıklı yaşam perakendecisi, Healf'te beslenme terapisti olan Eleanor Hoath'a göre, glutatyon "usta antioksidan" ve "detoks merkezi" olarak nitelendirilmeyi hak ediyor. Beslenme terapisti şöyle söylüyor: "Vücuttaki birçok sistemin en iyi şekilde çalışması için gerekli olan, inanılmaz derecede iyi araştırılmış bir antioksidandır ve doğal detoksifikasyon sisteminde önemli bir rol oynar."
Glutatyon, hücre hasarına neden olabilecek dengesiz atomlar olan, serbest radikaller adı verilen şeyleri temizleyerek çalışır. Optimum seviyede kullanım bağışıklık sisteminizi güçlendirmenize, kan şekerinizi düzenlemenize, stresinizi ve kronik hastalık riskinizi azaltmanıza yardımcı olabilir. Glutatyonu, vücudunuzu hiç terk etmeyen çalışkan bir tamirci olarak da düşünebilirsiniz.
Glutatyonun en büyük özelliklerinden biri cildinize sağladığı faydalardır. Eudelo'nun kurucusu ve tıbbi direktörü dermatolog Dr. Stefanie Williams, "Glutatyon esasen elastikiyeti korumak ve ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmak için çok önemli olan doku yenilenmesini destekliyor. Aynı zamanda cildin parlaklığını artırıyor ve melanin üretiminde yer alan (koyu lekelere neden olan) tirozinaz enzimini inhibe ederek cilt tonunun eşitlenmesine yardımcı oluyor.” diyor. Dolayısıyla, parıltının başrolde olmasını istiyorsanız -ki bunu kim istemez- glutatyon bir sihirli değnek etkisi yaratabilir.
Yalnızca beslenmeyle, özellikle de kükürt oranı yüksek gıdaların tüketimiyle, yeterli düzeyde glutatyon elde etmek mümkündür. Hoath, "Ispanak, avokado, kuşkonmaz, bamya, deve dikeni, keten tohumu, deniz yosunu ve peynir altı suyu, vücuttaki glutatyon seviyelerini doğal olarak artırmaya yardımcı oluyor." diye açıklıyor. "Ayrıca kurkumin, selenyum, C ve E vitaminleri glutatyonun emilimini ve tüketimini destekleyen kofaktörlerdir." diye de ekliyor. Ancak çoğu zaman, stresli modern yaşam, optimal seviyenin altında besin alımı anlamına gelebilir. Bir takviye almak, hedefi her koşulda vurmanıza yardımcı olabilir.
Dr. Williams'a göre, doğal glutatyon seviyelerimiz yaşlandıkça azalıyor. "Ayrıca yetersiz beslenme, çevresel toksinler ve stres gibi faktörler nedeniyle daha da fazla tükenebiliyor. Glutatyon takviyesi, optimal seviyelerin yeniden sağlanmasına yardımcı olabilir ve bu sağlık ve cilt anlamında yarar sağlayabilir." diye de ekliyor.
Hoath, takviyenin “lipozomal” versiyonlarını aramanız gerektiğini söylüyor. "Glutatyonun sindirim sisteminden geçmek zorunda kalmak yerine doğrudan hücreye gitmesini istersiniz. Lipozomal glutatyon, glutatyon molekülünü bir lipidin içinde kapsülleyen, onu koruyan ve emilimini önemli ölçüde artıran özel bir süreçten geçer." diye açıklıyor.
Ayrıca piyasada, maddeleri doğrudan kan dolaşımınıza pompalamayı vaat eden glutatyon IV damlalarını da bulabilirsiniz. Ancak, bu yöntem için hala karara varılamayan konular var. Dr. Williams, "Potansiyel yan etkilerin yüksek riski ve işleyişi konusunda endişeler bulunmakta, oysa oral glutatyon çok güvenli olarak kabul edilir.” diyor. Hoath da aynı fikirde: "İntravenöz (damar içi uygulama) takviye, çelişkili bir konudur. Hücresel hasarın şiddetli vakalarında, intravenöz destek sağlamak anında bir rahatlama sağlayabilir [...] ancak IV vitamin desteğinin gücünü ve etkinliğini anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir."
Hekime danışmadan gıda takviyesi kullanmamanız önerilir.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
