Vakit kaybetmeden, bir ilişkide ulaşmanıza değecek hedeflere doğru yol alalım. Buyurunuz…
Uyumlu kıyafetler giyen çiftlerin gıcıklığına kapılmayın. Daha ziyade birbirinin cümlelerini tamamlayan, düşünceleri uyumlu bir çift olmaya gayret edin.
Beraber hiçbir şey yapmamanın, karşılıklı susup bir fincan kahvenin ya da kitaplarınızın keyfini çıkarmanın değerli olduğunu bilin.
Birbirinizi güldürmeyi, kendi aranızda yalnız sizin anladığınız şakalar üretmeyi ihmal etmeyin. Bu şakalarınıza başkalarının gülmemesi umurunuzda olmasın.
İnsan en çok yakınlarından gelen eleştirilerde incinir. Ve insan yine ancak en yakınlarının yaptığı eleştirilerle kendindeki hataları düzeltebilir. Birbirinizi açık yüreklilikle eleştirirken, asla rencide etmemeyi öğrenin.
Sevgilinizin ardından, onun arkadaşlarıyla, hatta kendi arkadaşlarınızla bile gıybetini yapmayın. Daha da iyisi, ardından gıybet edeceğiniz bir kadınla hiç beraber olmayın, ilişki hedefinizi ayrılık olarak belirleyin.
Güven verin ve güvenmeyi bilin. Masada bırakılan cep telefonlarının karıştırılmadığı, kimsenin “stalk”lanmadığı, sosyal medya şifrelerinin kurcalanmadığı bir birliktelik kurun.
Hastalıkta ve sağlıkta yan yana durmaya gayret edin. Karşınızdakinin çorba yapanı, ateşine bakanı olun ve aynı özeni göremediğiniz ilişkiye soru işareti koymaktan çekinmeyin.
Beraber uzun seyahatlere çıkın. İnsan dostunu yolculukta tanır derler. Ortak deneyimleriniz geliştikçe, dünyaya aynı pencereden beraber bakmaya başlayacaksınız.
Karşılıklı fedakarlık prensibiniz olsun. Her akşam eve gelip yemek bekleyen bir adam değil, yemeğe kıyısından da olsa yardım eden adam olun. Sevgiliniz de otomobilin yağını değiştirmeyi öğrensin ama.
Birbirinizden bir şeyler öğrenin. En olmadı beraber bir şeyler öğrenin. O sizinle dalgıçlık kursuna geldiyse, siz de onunla iki ders de olsa tango kursuna gidiverin.
Beraber olmak kadar, ayrı kalmayı da bilin. Sevgiliniz ya da siz bir gece başkalarıyla dışarı çıktığınızda, sabaha kadar elden düşmeyen telefonlar, ardı arkası kesilmeyen mesajlaşmalar olmasın.
Kıskançlığın makul, dozunda yaşandığı bir ilişki kurun. Zira birlikteliğinizin temeli sağlamsa, etrafınızı saran taliplerin zaten şansı yok. Bunu arada sırada çevrenize hissettirmekten çekinmeyin.
Beraberliğinizi kutlamak hakkınız. Fakat her adımlarını sosyal medya hesabına post eden o ciciş çift olmayın. Onların ardından kötü konuşuluyor, üstelik ayrılıkları da utanç verici şekilde uluorta oluyor. Sizi bilen bilsin yeter.
Birbirinizin ailelerini tanıyıp sevmeye çalışın. Günün sonunda onlar, hayatta en yakın olduğunuz insanın varlık sebepleri. Biraz şefkat, biraz da baş sallamayla neler başarabileceğinizi görünce şaşıracaksınız.
Gelecekle ilgili planlardan korkmamayı ama plan yaparken asla fazladan vaatlerde bulunmamayı öğrenin. O seçime giren parti edasıyla bol keseden dağıttığınız vaatler, sonra başınıza çok çoraplar örüyor zira. Yapmayın bunu.
Hayal kırıklığı yaratmaktansa basit sözlerinizin ardında sonuna kadar durmayı seçin.
Acil durumda aranacak insan olun. Hiçbir şey, bir ilişkinin akıbetini, aniden ortaya çıkan can sıkıcı bir durum kadar iyi tayin edemez.
Her daim onun tarafını tutun. Unutmayın, siz bir takımsınız. Takım arkadaşınız faul yaptı diye onun yanında oynamayı bırakacak değilsiniz. Haa, soyunma odasında tartışma çıkar, orası ayrı. Ama sahada daima takım oyunu sergilemelisiniz.
Sessiz iletişimi öğrenin. Bir partide odanın öteki ucundan size “Artık eve gidelim ve o konuştuğun kızın dekoltesine bakmayı kes!” der gibi bakan sevgilinizi anlayın. Ve derhal pozisyonunuzu terk edin. Tekrarlıyoruz. Bulunduğunuz pozisyonu derhal terk edin.
Nişan, evlilik, ev, mortgage, araba bir ilişkinin hedefleri değil, konu başlıklarıdır. Siz maddi değil, manevi hedefler belirleyin. Çünkü bir ilişkiyi ancak beraber çalışmak, beraber öğrenmek, birlikte hayatla mücadele etmek yaşanabilir kılar.