Kylian Mbappé devri başlıyor.
25 yaşındaki Kylian Mbappé hayatında bir dönüm noktasında. Yakın zamanda Messi’siz kalan PSG’nin yeni kilit ismi, Fransa milli takımının kaptanı ve dünyanın en iyi oyuncusu unvanının veliahtı... Herkesin sorduğu soruysa şu: Sırada ne var?
Kylian Mbappé biraz ağrılı bir gün geçiriyor. Kasım ayındayız ve dün gece Mbappé’nin takımı Paris Saint-Germain, Parc des Princes’de Şampiyonlar Ligi grup aşamasında Newcastle ile acı bir beraberlik yaşadı. Mbappé uzatma dakikalarında attığı penaltıyla, hayal kırıklığı yaratan takım performansının ardından bir puanı kurtardı. Ancak Mbappé, üzgünse bile bunu belli etmiyor. Üzerinde düz siyah bir tişört ve bol kesim pastel renkli Jordan eşofmanı var; kolundaki Hublot Big Bang One Click manşetten görünüyor. “Futbol karmaşık bir oyun; olumlu deneyimlerin yanı sıra olumsuzları da çabucak unutuyorsunuz” diyor. “Daima uyum sağlamak ve kendinizi yeniden keşfetmek zorundasınız.”
Henüz 25 yaşında olmasına rağmen, erkek futbolunun zirvesinde 400’den fazla maça çıkan Mbappé, maç sonrası ağrılara alışkın. AS Monaco’da genç ve sansasyonel bir oyuncu olarak parlayan Mbappé henüz 19 yaşındayken Fransa ile Dünya Kupası’nı kazandı. 2017 yılında 180 milyon euro (215 milyon dolar) karşılığında PSG’ye transfer oldu ve iki sezon boyunca Neymar ve Lionel Messi’nin de yer aldığı yıldızlarla dolu takımın en pahalı cevherlerinden biri hâline geldi. Şimdiden Paris Saint-Germain’in tüm zamanların en golcü oyuncusu; Fransa milli takımında da aynı statüye ulaşması er ya da geç muhtemel görünüyor. (Mbappé’nin Ballon d’Or için kısa listeye giren en genç oyuncu olduğunu da hatırlatmış olayım.)
Bu süre zarfında Mbappé, vücudunu en iyi kondisyonda tutmak için ne yapması gerektiğini öğrenmiş: maçlardan önce daha fazla esneme, maçlardan sonra fizyoterapistlerle daha fazla zaman geçirme. “Art arda maçlara çıkmayı ve herhangi bir sakatlığın daha kolay iyileşmesini mümkün kılan, büyük ölçüde görünmez olan tüm bu çalışmalar aslında” diyor. Bazı oyuncuların aksine, profesyonel ve özel hayatı arasında net bir çizgi çizmeyi tercih ettiğini de vurguluyor. “Evimde iyi donanımlı spor salonum var ama mümkün olduğunca antrenman merkezinde vakit geçirmeyi, geç saatlere kadar kalmak anlamına gelse bile yapmam gereken her şeyi orada yapmayı tercih ediyorum. İyileşme aynı zamanda zihinsel bir süreç. Kulüp bir iş, ev ise daha rahat olduğum ve yeterince sık göremediğim ailemle vakit geçirebildiğim bir yer.”
Bu sezon Mbappé için yeni bir dönem anlamına geliyor. Temmuz ayında Messi, Inter Miami ve MLS için PSG’den ayrıldı. Bir ay sonra da Neymar, Suudi Arabistan’ın Al-Hilal takımına transfer oldu. Bu iki ayrılık, dünya futbolunun en elektrikli forvet hatlarından birinin dağılması anlamına geliyordu. Avrupa’nın en pahalı takımlarından biri olan PSG, en azından çoğu analiste göre, süper yıldızlarla dolu bir kadrodan artık büyük ölçüde Mbappé’nin olağanüstü yeteneklerine bel bağlayan bir kadroya dönüştü. “Futbol tarihini şekillendiren pek çok büyük oyuncu bu yaz Avrupa’dan ayrıldı ve yeni bir döneme giriyoruz” diyor Mbappé. “Bu tür gelişmeler bu sporun döngüsünün bir parçası hâline geldi; bir noktada ayrılma sırası bana da gelecek. Bu değişiklikler konusunda endişeli değilim. Tek düşüncem kariyerime devam etmek ve kendi yolumu çizmek.”
Mbappé, imajının her yönünü ve kendisini dünyaya sunma biçimini kontrol etmesiyle tanınan bir oyuncu. Ancak sohbetimiz boyunca, çocuksu coşkusunu ve kazanma takıntısını da fark ettim. “Kazanma, mümkün olanın ötesine geçme ve harika şeyler yapma arzusu benliğime işlemiş durumda. Sanırım bunu hem saha içinde hem de saha dışında aldığım, kendimi gerek oyuncu gerek insan olarak geliştirmemi sağlayan eğitim ve rehberliğe borçluyum” diyor Mbappé. “Zaman zaman unuttuğumuz bir gerçek var: Futbol oynarken ebediyen çocuğuz. Oynadığımız seviye değişiyor ama zihniyet değişmiyor. Yıllar boyu süren bir tutku.”
Ligue 1 gol krallığı listelerinde üst üste beş sezondur lider olmasına rağmen (ki geçen yıl PSG’nin sürpriz rakibi Lens’i geçerek şampiyonluğa ulaşma macerasında toplam 29 gol attı) Mbappé son zamanlarda daha çok yönlü bir oyuncu olma niyetini yineliyor. “Böyle hissetmesine hiç şaşırmadım çünkü o mükemmeliyetçi ve rekabetçi biri. Her zaman daha fazlasını yapmak ve her alanda daha iyi olmak istiyor” diyor Fransa Teknik Direktörü Didier Deschamps. Örneğin, kariyerinin ilk yıllarında kafa vuruşu Mbappé’nin güçlü yönlerinden biri değildi. Fakat Deschamps, Katar’daki 2022 Dünya Kupası’nda Fransa adına Avustralya’ya attığı golün de gösterdiği üzere, Mbappé’nin bu alanda gözle görülür bir ilerleme kaydettiğini belirtiyor ve şöyle diyor: “Şimdiye kadar attığı gollerin sayısı etkileyici olsa da muhtemelen hâlâ daha hassas oynayabilir.”
Mbappé antrenmanlara daha bütünsel bir yaklaşım benimsiyor. “Sol ayağınızla ya da kafanızla daha iyi olmanın teknik yönlerinin ötesinde, en önemli şeyin spor vizyonunuzu genişletmek olduğunu düşünüyorum” diyor. “Altı ya da yedi farklı antrenörle oynamak bana, işimi yapmanın altı ya da yedi farklı yolunu öğretti. Oyunumun farklı yönlerini geliştirdim ve sürekli büyüdüm. Doğru zihin yapısı aynı zamanda dinleyebilmeyi ve uyum sağlayabilmeyi gerektiriyor.” Kendi zihin yapısının ve oyuna yaklaşımının, seyahatlerinde karşılaştığı Roger Federer, Kevin Durant, Rafael Nadal, Nikola Karabatic ve Novak Djokovic gibi birçok büyük sporcuyu dinleyerek geliştiğini söylüyor. Kısa süre önce Fransa milli takımının kaptanlığına getirilmesi gibi daha büyük sorumluluklar üstlenme fırsatlarını da bu sayede kucaklamaya başlıyor.
“Önceye kıyasla en büyük fark, o zamanlar tek dikkatimin performansıma ve kişisel olarak takıma neler katabileceğime odaklanmış olmasıydı” diyor Mbappé. “Kaptan olmak bana yeni ve daha geniş bir vizyon sağlıyor.”
Dört gün sonra Mbappé ve takım arkadaşları Paris’ten Normandiya’daki Le Havre’a kısa bir yolculuk yapacaklar. Mbappé bunu dört gözle bekliyor; iki buçuk saatlik otobüs yolculuğunda hayatta kalabilmek için kendisine yeni bir PlayStation Portal almış. FC 24 oynayıp oynamayacağını soruyorum. “Yükleyeceğim” diyor gülerek.
Ancak iyileşmek ve bir sonraki maça hazırlanmak için birkaç günü var. Son zamanlarda üst düzey futbolcuların oynamak zorunda kaldığı maç sayısındaki artış nedeniyle bu dinlenme anları giderek daha nadir hâle gelmiş. Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi’nin 36 takımlı yeni formatı gelecek; 2026’da ise FIFA (mevcut 32’den) 48 takımlı Dünya Kupası’na geçecek. Bu da (hâlihazırda 30’dan fazla lig maçı, uluslararası futbol ve yurt dışında çeşitli ticari kazançlı sezon öncesi turlarla meşgul olan) elit oyuncular için yığınla fikstür çıkaracak gibi görünüyor. Futbolcular sendikası FIFPRO’nun Haziran 2023’te yayımladığı raporda, maçlar arasındaki dinlenme süresinin yetersizliği nedeniyle profesyonel futbolcuların fiziksel ve zihinsel sağlıklarının bozulduğu vurgulanıyor.
Mbappé’nin Fransa’dan eski takım arkadaşı Raphaël Varane, geçen yıl Katar’daki yorucu kış Dünya Kupası’ndan birkaç ay sonra GQ’ya verdiği demeçte şöyle diyor: “Korkarım çok daha kısa kariyerler göreceğiz zira fiziksel ya da zihinsel olarak bugün onlardan beklenen şey sınırın ötesinde.” Liverpool’dan Virgil Van Dijk ve Real Madrid’in Fransız orta saha oyuncusu Aurélien Tchouaméni gibi diğer oyuncular da benzer endişelerini dile getirdiler; Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola sakatlık riski hakkında hararetle konuştu.
Nitekim kasım ayındaki son uluslararası tatil sırasında yaşanan sakatlıklar Vinicius Jr, Erling Haaland, Gavi ve Marcus Rashford gibi birçok dünya yıldızını kenarda bıraktı. Mbappé, bu değişikliklerin oyuncular, seyirciler ve futbolun yönetim organları arasında gelişen kopukluğun bir belirtisi olmasından endişe ediyor. “70 maçlık sezonlarla NBA modeline yaklaşıyoruz. Kişisel olarak bu kadar çok maç oynanmasına karşı değilim ama her seferinde iyi olamayacağız ve seyircilere bekledikleri gösteriyi sunamayacağız” diye uyarıyor. “NBA’de oyuncular her maçta oynamıyor ve kulüpler yük yönetimi uygulayarak oyuncuların dinlenmesine izin veriyor ve sakatlıkları önlüyor. Ama ben ‘Yorgunum, cumartesi günü oynamayacağım’ deseydim, pek hoş karşılanmazdı. Bilet parasını ödemiş ve sezon boyunca sizi sadece bir kez izleyebilecek olan seyirci, adınıza yakışır bir performans görmek ister. Bu da gayet anlaşılabilir bir durum.”
“Vaaz verir gibi olmak istemem ama oyuncuların, seyircilerin ve futbolun yönetim organlarının benimseyebileceği, mümkün olan en iyi çözümü nasıl sunabileceğimizi birlikte düşünmemiz gerek.”
Paris Saint-Germain forveti şimdilik her şeyden önce, kulübüyle bu sezonu ve bu yaz Avrupa Şampiyonalarını atlatmayı düşünüyor. 2021’de bilhassa hayal kırıklığı yaratan turnuvanın ardından (16. Turda İsviçre’ye kaybetmişlerdi) Fransız takım daha iyisini yapmaya hevesli. “Bu turnuvanın en merakla beklenen takımlarından biriyiz; hazırız ve kendimize güveniyoruz. Elemelerde çok iyi iş çıkardık ve şimdi hedefimiz kazanmak” diye devam ediyor Mbappé. “Bu yıl bazı büyük şampiyonları, Hugo [Lloris] ve Raphaël [Varane] gibi son derece önemli oyuncuları kaybettik ama sonuçta grup etkilenmedi. Bu da gerçek anlamda hizalanma ve uyum sağlama becerimizin bir işareti.”
Bu yaz bir de Mbappé’nin, memleketi Paris’in ev sahipliği yapacağı Olimpiyatlar meselesi var. Mbappé, Olimpiyatlara katılmayı ve Olimpiyat madalyası almayı çok istiyor ama bu seçimin sadece kendisine ait olmadığını da biliyor. “Hayatımda ve kariyerimde, artık bir şeyleri zorlamak istemediğim bir aşamaya geldim. Teklif edilirse gitmek isterim ama bu mümkün değilse de anlayışla karşılarım” diyor Mbappé. “Olimpiyatların her sporcu için özel bir yeri vardır. Ben zaten [2020’de] Tokyo’ya gitmek istiyordum çünkü her şeyi kazanmak ve adımı, önemli bir oyuncu olarak Fransız takımının tarihine yazdırmak istiyorum.”
Mbappé kendi hikayesini saha dışında da yazmak niyetinde. Manchester City’den Erling Haaland ve Real Madrid’den Jude Bellingham dışında, 26 yaş altı, ondan daha büyük bir profile sahip oyuncu yok. Bunu sadece büyük markaların çıkarlarına değil, kendi değerlerine hizmet etmek için de kullanmak istiyor. Sosyal konularda konuşmaktan, tribünlerde ve sosyal medyada ırkçılığı kınamaktan ve oyuncuların imaj haklarını sömürdüğü için futbol endüstrisine meydan okumaktan bugüne dek hiç çekinmeyen Mbappé, 2022’nin başlarında Les Bleus’un sponsor olduğu iki etkinliği boykot edecek kadar ileri gitti. Bir fast-food zinciri veya spor bahis operatörü ile ilişkilendirilmek, Mbappé’nin planlarıyla uyuşmuyordu. Fransa Futbol Federasyonu ile yaşanan çekişme Eylül 2022’de, federasyonun o zamana kadar milli takım oyuncularını ticari girişimlerde yer almaya mecbur kılan ve onlara vazgeçme hakkı tanımayan bir anlaşmayı gözden geçireceğini açıklamasıyla sonuçlandı.
Hayranı olduğu diğer pek çok sporcu gibi Mbappé de geri vermeye odaklanmış durumda. 2020 yılında, Paris bölgesindeki 98 genci destekleyen ve zihinlerini yeni fırsatlara açmak amacıyla kültürel etkinliklere ve boş zaman aktivitelerine katılmalarını sağlayan Inspired by KM adlı bir vakıf kurdu. “Her zaman ileriye dönük ödeme yapmak ve iyi talihimi paylaşmak üzere yetiştirildim. Bugün bulunduğum yere gelmemde yetenek kilit rol oynadı, ancak doğru zamanda doğru insanlarla tanışacak kadar şanslı olmam da bana yardımcı oldu” diyor. “Artık bunu aktarabilecek bir konumda olduğuma göre, gelecek nesile elimden geldiğince yardımcı olmak istiyorum.”
Mbappé örnek olarak, birkaç yıl önce Nike’ın bir kampanyası sırasında ABD’de tanıştığı LeBron James’i gösteriyor. “Kariyerinde benden çok daha ileride ve spor dışındaki projeleri onun bir spor efsanesi olarak yerini sağlamlaştırdı. Onun gibi ilham verici isimlerden tavsiye alabilmek, kendi planımı çizmemi ve günümüz gençlerine yardım etmek için mümkün olduğunca etkili bir yaklaşım yaratmamı sağlıyor” diye heyecanla açıklıyor.
Mbappé’nin henüz bahsetmeyeceği tek şey geleceği. Paris Saint-Germain’le olan sözleşmesi Haziran ayında sona eriyor; yedi sezon boyunca şampiyonluklar ve rekorların yanı sıra gerginlikler ve hayal kırıklıklarının ardından forvet oyuncusu, bu kez yeni bir ikilemle karşı karşıya kalacak: PSG’yi ilk Şampiyonlar Ligi zaferine taşımak ve böylece adını Fransız futbolunun altın kitabına kalıcı olarak kazımak için etrafında bir takım kurmaya devam etmek mi? Yoksa başka bir lige katılıp başka bir takımda parlayarak kendi rotasını çizmek mi? Birkaç yıldır adı Real Madrid ile anılıyordu; geçtiğimiz yaz Suudi Arabistan’ın Al-Hilal takımının kendisine tarihin en kazançlı atletik sözleşmelerinden birini teklif ettiği bildirildi. (Mbappé teklifi reddetti.)
Görünen o ki netice ne olursa olsun, Mbappé’nin kararı paradan daha fazlasına dayanacak. Bireysel rekorlar üzerine pek düşünmüyor. (Tüm başarılarına rağmen Ballon d’Or ödülünü hâlâ kazanmış değil.) Mbappé daha ziyade, takımı için Şampiyonlar Ligi’ni kazanmaya çalışıyor. Tıpkı eleştirilere veya geleceğiyle ilgili spekülasyonlara kulak vermek yerine, enerjisini oyuncu olarak gelişimini sürdürmenin yollarını bulmaya adaması gibi… “İnsanların oyunculardan çok şey beklediği bir aşırı tüketim çağındayız” diye açıklıyor. Mbappé’nin kendisi için koyduğu çıta, başkalarının koyduklarından çok daha yüksek. “Baskının beni olumsuz etkilemediğini gösterdim; hatta en iyi performansımı sergilemek için baskıya ihtiyacım olduğunu söyleyebilirim. Baskı, en üst düzeyde oynamak için gereken mükemmellik derecesini korumamı sağlıyor.”