Ahmet Haktan Zavlak Tüm Kıyafetler: U.S. Polo Assn.
Hype

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere Açık

Hayatındaki her şeyin bir tesadüf sonucu başladığını söyleyen Ahmet Haktan Zavlak, öğrenme tutkusu, yeni kariyer yolculuklarına çıkma hayali ve hep daha iyisi olma azmiyle öne çıkıyor. Oyunculuğu hayatının amacı olarak tanımlayan genç isim, setin büyülü atmosferinde kendini bulduğunu ifade ediyor: “Hala ‘oyun’ sesini duyduğumda, dünyanın ‘kestik’ denene kadar durduğu o sürede kaybolup gidiyorum.” Yeni dizisi Kardelenler’de canlandırdığı Yankı karakterini, oyunculuk yolculuğunu ve kendini tanıma hikayesini GQ Hype’a anlatıyor.

Genç yaşta sektöre adım attın. Bundan sonraki kariyer yolculuğun için kendine belirlediğin net hedefler veya üzerinde çalışmayı planladığın projeler var mı?

Bugüne kadar olan hedeflerim hiç değişmedi aslında. Bundan sonrası için de derdim hep yeni bir hikayenin parçası olmak, yeni bir karaktere dokunmak ya da yeni bir duyguyu tanımlamak olacak. Daha çok öğrenmeyi, daha çok deneyimlemeyi istiyorum sürekli. Hiçbir zaman “bence oldu” ya da “bence çok iyi” diyemiyorum. Hep bir kusur arıyorum ki gelişimim ve kendimi geliştirme merakım hiç azalmasın. Öğrenmeye karşı inanılmaz bir açlık hissediyorum. Birçok farklı türde yer aldım, önümüzdeki yıllarda çalışmayı planladığım projeler arasında aksiyon, korku-gerilim ve komedi var. Bu türlerde daha önce bir deneyimim olmadı ve bana çok şey katacağını düşünüyorum. 

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere AçıkTüm Kıyafetler: U.S. Polo Assn.

İlk kez kamera karşısına geçtiğin anı hatırlıyor musun? O an neler hissetmiştin?

Hayatında unutmadığın ve unutamayacağın 3 an say deseler 3 seferde de ilk kamera karşısına geçtiğim anı söylerim. Sete girdiğim anda herkesin bir yere koşturması, repliklerini çalışan oyunculardan, kameraya sanki kalbini taşırcasına bir hassaslıkla lens taşıyan asistanlara; herkesi süzüp bir şeyler düşünen yönetmenden, elinde çantalarla gezen hazırlık ve kostüm ekiplerine; o kargaşa beni hala büyüler. İlk prova alındığında yüzümde oluşan şapşal gülümseme ve sonrasında “3-2-1 kayıt!” dendikten sonra gelen “oyun” sesi… O duyduğum oyun sesinden beri tüylerimin diken diken olduğunu, vücudumun mutluluktan ısındığını ve hayatımın amacını bulduğumu hissettiğimi asla unutmayacağım. Hala “oyun” sesini duyduğumda dünyanın kestik denene kadar durduğu o sürede kaybolup gidiyorum. İlk gün yaşadığım büyü asla değişmedi.

placeholder
placeholder

3391 Kilometre filmi çok ses getirdi. Filmin bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmiş miydin? Filmin çekim ve yayın süreciyle alakalı aklında kalan güzel anılardan bahseder misin biraz?

Tabii ki düşlediğim bir nokta vardı. Sonuç olarak çok okunan bir kitap uyarlaması ve bunun bilincinde olarak bu işe gönül verdim. Çok okunmasının yanında getirdiği bir beklenti vardı ve seyirciye bunu vermek için uzun bir çalışma yapmamız gerekti. Ancak böylesine büyük bir seyirciyle karşılaşmak düşünebildiğim bir şey değildi. Düşlediğim noktanın çok ve çok ötesinde bir ilgiyle karşılaştım. Her seyircimiz gözleri ışıldayarak salonları doldurdu ve hepsinin bizi gördüğünde yüzlerinde oluşan gülümsemesi bugün bile aklıma geldikçe içimi ısıtıyor. Filmle ilgili aklıma gelen tüm güzel anılar ağırlıklı olarak yolla ilgili. Çok gezdik, çok insan tanıdık. Yeni yerler gördük ve yeni deneyimlerime işimi de kattığımda hayatıma ve bana ayrı bir lezzet kattı.

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere Açık

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere AçıkTüm Kıyafetler: U.S. Polo Assn.

Kısa sürede geniş bir hayran kitlesi edindin. Bu durumun senin için pozitif ve negatif yönleri neler oldu?

Kitlem ağırlıklı olarak gençlerden oluştuğu için hayatımda yanlış kararlar almamaya ve kötü örnek olmamaya çok dikkat ediyorum. Her insan bunu yapıyor ancak sürekli tetikte olmak ve gardı elden hiç bırakmamak bazen insanı zihinsel olarak yorabiliyor. Ben bir oyuncuyum ve ne olursa olsun günün sonunda seyirciye ihtiyacım var. Nasıl bir doktor hastası olmazsa doktorluğunu yapamıyorsa benim de seyircim olmadan oyunculuğumun anlamı kalmıyor. Bu yüzden onlara yanlış gözükecek bir şey yapmamak ve onları hayal kırıklığına uğratmamak için ekstra bir çaba sarf ediyorum. Bunlar negatif yan gibi gelmiyor bana aslında, sadece dikkat meselesi. Açıkçası kendi tarafımdan bir pozitif-negatif çatışması yaşamıyorum. Birileri için bir şey ifade etmek, sevilmek, takdir görmek kimin hoşuna gitmez ki? Bence oyunculuğun temeli bu. Kendini sevmeyen, sevgiyi hissetmeyen ve istemeyen biri nasıl bir karakteri sevip onu canlandırabilir? İnsanlar iyi yorumlarını, eleştirilerini sunduğunda motive olup daha çok çalışıp üretmek istiyorum. 

Sektöre lisede reklam filmlerinde oynayarak girmişsin. Sence seni o günlerden bugünlere getiren en önemli faktör ya da dönüm noktası neydi? 

Bu sorunun cevabı işime karşı beslediğim bütün duygular diyebilirim. Hayatımın son dönemlerinde en huzurlu hissettiğim ve ait olduğum yer her zaman set oldu. Bu hızlı ilerleyişim için çalıştığım insanlar, yönetmenler ve yapımcılar gözümdeki bu iş azmini ve öğrenme açlığını seviyor diyebilirim sanırım. Paydos sesini duyduğumda ve eve giderken hep geri dönüp daha çok oynamak istiyorum. Koca bir masa yemek yiyip aç kalmışım gibi hissediyorum. Canlandırdığım karakterlerde ve sahnelerimde daha iyisini yapmak için hep daha çok çalışmak istiyorum. Bu dürtü ve hislerim işkoliklikle eş değer bir şey değil bence. Ekibi ailem, seti evim ve her işimi, canlandırdığım her karakteri çocuğummuş gibi değerli görüp o hassaslıkla ele alıyorum.

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere Açık

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere AçıkTüm Kıyafetler: U.S. Polo Assn.

Peki liseden önce de oyunculukla ilgileniyor muydun? Böyle bir hayalin küçükken de var mıydı? 

Aslında yoktu. Her şey denk geliş ve tesadüfle oldu. Hayatta benim için güzel olan her şey hep tesadüfle ilerledi. Bulmam gereken doğruları rastlantılar sayesinde buldum hep. İstediğim çeşitli meslekler vardı ama sadece istekti, doğruymuş gibi gelmiyordu. Olmadı diye hep üzülmüştüm. İstediğim şeylerin olmadığı ve istemediğim şeylerin başıma geldiği bir gençlik dönemindeydim oyunculukla tanışana kadar. Oyunculuğa bir ilgim var mıydı bilmiyorum ancak sinemaya ve insanlara kendimi bildim bileli bir ilgim vardı. Metroda, yolda ya da dışarıda herhangi bir anda hep izlerdim insanları. Nereye gittiklerini, sabah kahvaltıda ne yediklerini, bir dertleri olup olmadığını merak ederdim. Dinledikleri müzikleri ya da favori yemeklerini tahmin etmeye çalışırdım. Bu insan merakımın karakter üretimi süreciyle çok bağlantılı olduğunu anladım zaman geçtikçe. Sinemaya gelecek olursak, kendimi bildim bileli sinemadan çıkmam. Kırmızı koltukları ve topluca bir şey izleyerek korkmanın, kahkaha atmanın ya da üzülmenin büyüsü küçük bir çocukken bile beni çok keyiflendirirdi. Çok film izlerim ve ne izlersem izleyeyim hep çok acayip bir şey görmüş gibi olurum. Bir filmin başlangıcından sonuna kadar içimde hep çocuksu bir heyecan olur. Bu mesleğe başladıktan sonra bu heyecanın içinde olmak bana bambaşka duygular getirdi.

Oyunculuk dışında ilgi duyduğun ya da ileride denemek istediğin başka bir alan var mı?

Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki… Bir stüdyo açmak, yeni müzik tarzları keşfetmek, müzik yapımcılığı ve aranje yapmak istiyorum. Aslında müziğin her alanıyla ilgilenmek istiyorum. Anne karnından çocukluğuma kadar hep stüdyolarda geçti zamanım. Arkadaşlarım genelde müzisyenlerden ya da benim gibi müzikseverlerden oluşuyor. Bu yüzden ileride müziğin her alanıyla ilgilenmek istiyorum ancak önceliğim kendi mesleğim. Biraz daha rahatladığım bir dönemde yapım aşamasından dinleme aşamasına kadar her alanında bulunmak istiyorum. Bir de dostlarımı ağırlayacağım, insanların gelip keyifli vakit geçireceği bir restoran açmak istiyorum. Bence yemek yapılan bir yerinin olması çok güzel bir şey. İnsanlar gelip orada keyifli vakit geçiriyor, unutulmaz anlar yaşıyor, güzel bir yemek yiyip mutlu ayrılıyor. Belki bir evlenme teklifi alıyor ya da hayatının işine kabul aldığı bir yemeğe dahil oluyor. Belki liseden beri görüşmediği arkadaşlarının hayatlarını dinliyor ve özlem gideriyor. Bu bana çok birleştirici ve hoş geliyor. Hayatın ta kendisi gibi. İnsanları mutlu görmek çok hoşuma gidiyor. Mutluluğun yolu da bence mideden geçiyor.

İdolüm diyebileceğin ya da mesleki anlamda ilham aldığın biri var mı?

Kesinlikle bunun cevabı Johnny Depp derim. Oyunculuk anlamında çok etkilendiğim birisi. Çıkarttığı karakterlerden ve iş seçimlerinden çok etkileniyorum. Bir işten diğerine geçerken saç teline kadar değiştiriyor ki bence böyle olmalı oyunculuk. Bir insan benimle aynı fiziksel görünümle doğsa bile yaşantısı, hayatta seçtiği yol ya da bakış açısıyla eminim ki benim yaşıma geldiğinde birbirimizden farklı görünür, farklı konuşur hatta farklı nefes alıyor oluruz. Karakterlerin üretim sürecinde fiziksel ve iç dünya gözlemini yapmak ve bir önceki oynadığından ayırmak sanırım çok önemli. Bu sayede seyirci de yeni bir iş izlerken o ayrımı yapabiliyor ve yeni karakterin hikayesine daha kolay uyum sağlayabiliyor. Bunu en iyi yapan insanların başında Johnny Depp geliyor benim için.

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere AçıkTüm Kıyafetler: U.S. Polo Assn.

Aslında birçok farklı tür yapımda rol aldın. Yine de daha önce yer almadığın bir türde rol almayı düşünüyor musun? Örneğin, aksiyon, bilim kurgu ya da müzikal?

Her düşündüğümde sırıtmayı durduramadığım bir kötü adam oynama isteğim var. Neden bilmiyorum ama çok istiyorum bunu. Oynarken karakterin ve hikayenin bana tanıyacağı özgürlük düşüncesi hoşuma gidiyor. Korku-gerilim konusuna ülkemizde yeterince ağırlık verilmediğini düşünüyorum. Farklı türlerde korku filmleri yapmak isterim. Bir projede güldürdüğüm insanların diğer bir projede bana bakıp dehşete düşmesi fikri çok tatlı geliyor. Aynı şekilde komedi istiyorum. Korku konusunda ne kadar azsak komedi konusunda o kadar gelişmişiz. Ülkenin mizahını çok seviyorum. Dünya üzerinde bizim kadar komik bir milletin olduğunu düşünmüyorum (iddialı ama öyle). Çok özgün komedi işlerimiz var, bunların arasında akılda kalan komik bir karakter bırakmak isterim. Ayrıca son olarak aksiyon işlerine çekilmeye başladım. Yer aldığım aksiyon sahnelerinin çekim ve çekim öncesi çalışma süreci beni çok içine aldı. Bütünüyle aksiyon olan bir yapımda yer almayı da isterim. 

Seni bir role çeken en önemli kriter nedir? Karakterin hikayesi mi, senaryonun derinliği mi yoksa yönetmenin vizyonu mu?

Hepsi. Ben biraz garantici bir insanım. Aslında baktığınızda oyunculuk bir matematik işi. Senaryo iyiyse ancak yönetmen hakkında bir fikriniz yoksa başka bir istatistik, yönetmen iyiyse ancak senaryo hakkında içinize sinmeyen başka şeyler varsa başka bir istatistik doğuyor. İşlerimi seçerken her işimde hepsinin iyi olması için doğru zamanı, doğru işi ve doğru insanları bekledim ve hepsinde öyle oldu. Ayrıca çok iyi bir ekibim var. İş seçimi ve kariyer yönetimi konusunda karşılıklı alışveriş yaparak hareket ediyoruz. Çalıştığım ve geçmişimde bulunan her işten son derece memnunum. Bu matematiğimin tuttuğunu düşünüyorum. Çalıştığım her sette çok değerli senarist, yönetmen, yapımcı ve oyuncular vardı. Aslında bu doğruları bulmak matematik kadar biraz da his meselesi. Hislerim hiç yanıltmadı beni, sanki içimde bana karanlıkta kocaman bir ışık tutan bir fener var gibi hissediyorum. Bu ışığı takip etmek ve ekibimle birlikte bu yolu yürümek benim için çok gurur verici bir şey.

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere Açık

Ahmet Haktan Zavlak Tutkulu ve Yeniliklere AçıkTüm Kıyafetler: U.S. Polo Assn.

Yakında yeni dizin Kardelenler’de seni Yankı karakteri ile ekranda göreceğiz. Bize Yankı ile ilgili biraz ipucu verir misin?

Yankı benim de merak ettiğim ve izlediğimizde acaba kim bu dedirtecek bir karakter. Kendimde de hissettiğim o arayışı hayatında arayan deli-dolu, capcanlı biri. Aklı başında biri diyebilirim. İyi görünümlü, iyi bir eğitime sahip ve tutkulu bir karakter. Uzun zamandır ana akımda değilim. Yankı, okuduğumda çok heyecanlandığım bir karakter oldu ve bana çok iyi geldi. Umarım size de iyi gelir.

placeholder
placeholder

İZLE
Spot Işıkları Kuliste: Chris Appleton
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası