Kim(di) bu adam diyorsanız kendini saklamakta bu denli başarılı olduğu için onu kutlamalısınız. Çünkü aslında yaptığı işi muhtemelen çok iyi biliyorsunuz. Sekiz yaşına basan ve videoları milyonlara ulaşan Doğa İçin Çal, Fırat Çavaş’ın tüm yeteneğini ve yapabildiklerini bağışladığı farkındalık projesi. Her şey doğa için ve arterinden müzik akıyor.
Fırat Çavaş doğa için farkındalık hayaline, yapabildiği her şeyi, tüm yeteneklerini sığdırmayı başarmış ‘nota yüklü’ bir enerji bulutu. ABD’de çok benzer yapıdaki Playing For Change projesinin ana dilimizde türkülerle karşılık bulan versiyonunun, ona sorsanız yapımcısı ve yönetmeni ama aslında çok daha fazlası. Onu sıra dışı kılan her şey Doğa İçin Çal projesinde kümeleniyor. Yüzlerce kişinin bir bölümünü söylediği, çaldığı türkülerle vücut bulan projenin görünmeyen kısmında bir Fırat Çavaş ‘solo’su var. Projenin arka planındaki her şeyin altından tek başına, zevkle kalkıyor. Çekim, ses kayıt, mastering, miks, video çekimi, montajı…
Hayatının ana arterinden müzik akmasını, iyi bir müzisyen olma azmini, o olmasaydı-tanışmasaydım, bambaşka bir adam olurdum dediği Arif Mardin’e borçlu. “İlkokulda bile notları kötü olur mu insanın? Benim öyleydi. Okulla ilişkim hep çalkantılı geçti. Üniversitenin ilk yılında bile sınıfta kaldım. Sonra Arif Mardin’le tanıştım; okulun benim için anlamı ve hayatım değişti. Herkes bu adamla tanışmak istiyor; benim de böyle bir şans elde ettikten sonra hayatıma kötü bir müzisyen olarak devam etmem kabul edilemezdi. O yıl bölüm birincisi oldum, burs aldım ve Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümünden birincilikle mezun oldum. Artık iyi bir müzisyenim.”
Sekiz yıldır yılda bir ‘mahsul’ veren farkındalık projesi Doğa İçin Çal, 2017’de ilk kez iki videoyla karşımızda – Cem Yılmaz’ın da bir bölümünü seslendirdiği ‘Hayde’, ve bu söyleşiyi gerçekleştirdiğimiz sıralarda duyurusu yapılan Doğa İçin Çal 9 videoları. Bu özel yılda, Man of the Year ‘Yılın Sıra Dışı Başarısı’ ödülünü almasının da projenin geleceğinde çok şeyi değiştireceğinden emin. Hatta giyim tarzını çoktan değiştirmiş bile. “Ödülle ilgili telefonu aldığım günden beri aklımın bir köşesinde hep şu var: Ben artık böyle giyinmeye devam edemem. Şaka değil. Proje süresince hep öğrendim, farklı konularda kendimi geliştirdim, tüm bu güzel şeyler hayatıma çok farklı boyutlar kazandırdı. Sekizinci yılda aldığımız bu ödül de her açıdan çok kıymetli. Hayatımda önemli bir kırılma daha olacak. Bu yıl doğum günümde böyle bir hediye alacağım.”
Doğa İçin Çal; Cem Yılmaz, Şebnem Ferah gibi tanınmış isimlerden destek alarak bugüne dek milyonlarca kişiye ulaşırken, en afili şirketlerin iş ilanlarına yapılan başvuru sayısını bile solda sıfır bıraktı. “İlk başlarda arkadaşlar arasında yaptığımız bir şeydi. Arkadaşım Osmantan Erkır, o zamanlar Popstar Alaturka’yı yapıyordu. Ona izlettim. Bayıldı, bu hafta yayınlıyorum dedi ve Doğa İçin Çal 1’den sonra proje başvuruya açıldı.” Çavaş’ın son üç yıldır çıktığı Avrupa turları ile sınır haritası genişleyen Doğa İçin Çal bugün, 500’ü aşan katılımcı sayısı ve 30 000 kişilik başvuru listesiyle bir farkındalık projesinin sekiz yılda gelebileceği en yerel ve güzel yeri işaretliyor. Ve müzik sadece doğa için farkındalığın değil, birçok güzelliğin de yolunu açıyor: “Olayların bu noktaya gelmesi sadece doğa için değil, müzik için de bir şans oldu. Farkında olmadan birçok güzelliğe sebep oluyoruz. Müzik öğretmenleri derslerde gençlere videolar üzerinden enstrümanları, türküleri tanıtabiliyor. Peş peşe onlarca enstrümanın sesini, canlı bir şekilde ve kendi dillerinde bir şarkıyla öğrenebiliyorlar. ‘Sıla hasreti çekiyorum, sizi izliyorum’ diyenler oluyor. İzleyenler kendileri keşfetti projenin bu güzelliklerini. Ben bu proje sayesinde bir sürü insan tanıdım, bir sürü şey öğrendim. Benim için iyi bir okul oldu.”
Müzik, çok acayip bir şey. Haliyle bu yeteneğe sahip olmak da… Esas işleri değiştiren, evrenselleştiren sanırım onunla harika şeyler yapabileceğine dair oluşan inanç ve hislerde toplanıyor. Çavaş da bu anlamda harika bir iş çıkarıyor. İki mucizeyi, doğa ile müziği buluşturan Doğa İçin Çal, yoluna ilk günkü tutkuyla devam edecek, orası kesin. “Bu yıl 29 Mayıs’ta şarkılar eşliğinde beş yüz fidan ekerek Doğa İçin Çal Hatıra Ormanı’nı açtık Ankara Akyurt’ta. Keşke her ilde bir ormanımız olsa...” diyor.
‘Doğa yok olduğunu fark etmez, kendi hakkında düşünmez, üzülmez. Biz umursamalıyız, kendimiz için, bencilce. Doğadan çaldığın yeter, doğa için çal’ mottosuyla yola çıkan projede bugüne dek bir videoya en fazla 106 kişi sığdırabildiklerini söylüyor. Bu hesapla başvurular dondurulsa bile şimdiden her katılımcının şarkının üç – dört saniyelik bir bölümünü seslendireceği ya da çalacağı, ortalama 283 şarkı için kadrosu hazır. “Başvuran herkes bir gün yer alacak, sadece vakit alacak biraz” diyor. Teşekkürler Fırat Çavaş; doğa için, müzik için, bir arada güzel ve iyi olduğumuzu, yapılabildiklerimizi hatırlattığın için.
