Önce Kolej Günlüğü dizisindeki Onur karakteriyle tanıştık onunla, derken Medcezir ve Aşk Laftan Anlamaz gibi projelerde bir neslin ekran favorisi oldu. Ancak onun asıl farkı klişelere tutunmak yerine kendi ritmini yaratmayı tercih etmesinde yatıyor. Bunun kolay olduğunu düşünüyorsanız eh, denemek serbest. O Arada filminde bir punk müzisyeni olarak İstanbul’un kaotik ruhunu yansıtırken Ferzan Özpetek imzalı Ignorant Angels dizisiyle uluslararası arenaya dahil oldu. Burak Deniz bir sanatçı olarak yalnızca izleyiciye değil, aynı zamanda kendine de meydan okumayı sürdürüyor.
Bugün, onunla sadece oyunculuk kariyerini değil (çünkü hiçbirimiz malumun ilanını sevmiyoruz), cesaretin ve yenilik arayışının bir sanatçının üzerindeki etkilerini konuşuyoruz. Alışılmış rutinleri kırmanın, yeni yollara cesaretle adım atmanın ve bunun insanı nasıl dönüştürdüğünün samimi, düşündürücü ve ilham verici hikayesine tanıklık etmek için doğru yerdesiniz. Burak zaten yıllardır doğru bir yerden bize gülümsemeyi sürdürüyor. Bir de söylediğine göre çok üzgün hissettiğinde o da bizim gibi en gerçek haline yaklaşıyor.
Oyunculuk kariyerinde alışılmışın dışında projelere yöneldiğinde, bir ‘rutin kırma’ isteği mi duyuyorsun, yoksa bu bir doğal akış mı?
Güzel soru. ???? Bunun kendi doğalında böyle olması, hesaplanmış olmaması, şimdi geriye dönüp baktığımda fark ettiğim bir süreç aslında. Bilmeden, farkında olmadan kendimi ateşe attığım o ilk zamanlardan bahsediyorum. Bugün artık varlığının farkında olduğum bir kabuk kırmaya, sınır çizmemeye dönüşen yeni bir benle tanışma süreci aslında. Bu, özellikle kendimi daha derinden tanımama ve yeteneğimin, mesleğe bakış açımın gelişmesine sebep oluyor. Biraz kontrollü, biraz doğal yani.
Bu tür değişimler seni nasıl etkiler? Kendini daha özgür hisseder misin?
Hem de çok. Her röportajımda söylüyorum bunu. Ben kamera karşısında daha az yalan söylüyorum diyorum. Yaratılan karakter üzerinden gerçeğe bağlı kalmaya çalışmak, sizi ister istemez derinleştiriyor. İşin icra kısmında temelde kendini yargılamamak yattığından, bu bir özgürlük duygusu yaratmıyor değil.
Sadece projelerde değil, günlük hayatında da bazen alışkanlıklarını kırmayı tercih ediyor musun?
Genel olarak öğrenmenin temelinde bu yok mu zaten? Her yeni bakış açısı ve girilen süreçler insanı karar vermeye ve beraberinde büyümeye, gelişmeye itiyor ister istemez.
Genellikle bir projeye başlarken nasıl bir hazırlık süreci izlersin? Bu sürecin içinde alıştığın bir ritüel var mı?
Her karakter her hikaye, başka yollarla ihtimallerle birlikte geliyor. Öyle belirli bir ritüelim yok ama kullandığım her yol gelen karakteri anlamak ürerine. Karakterin derdini, çaresizliklerini, ne isteyip ne istemediğini anlamak… Anlattığınız, hayat verdiğiniz o kişi (eğer bir ismi canlandırmıyorsanız) anladıklarınızla sizin yorumunuza kalıyor.
Bir karakteri derinlemesine analiz etmek, oyunculuğunu nasıl şekillendiriyor? Karakterinle bağ kurarken en çok zorlandığın anlar neler?
Yazılan karaktere göre değişiyor galiba bahsettiğin zorlanma... Anlamak, ona bir yol çizmek ve dışarıdan izlemeden tam olarak o karaktere bürünmek bir akıcılık getiriyor. Karakteri genel hatlarıyla çizip, sofistike duygulara dikkat ediyor olmak çok zevk aldığım, benim için sürprizli, sabırsızlık dolu bir süreç.
RÖPORTAJIN DEVAMI GQ MOTY 2024 SAYISINDA