3 günde Nintendo'ya 9 milyar dolardan fazla kazandırmasını ya da indirilme sayılarında Twitter'ı yakalamış olmasını bir kenara koyarsak (her ne kadar bu pek kolay olmasa da), şimdiden sizi uyarmak isteriz ki henüz Pokémon GO indirmediyseniz, bir kez daha düşünün. Biz sizin için bu uygulamayı önceden indirdik ve birkaç gündür aktif olarak avlanıyoruz. Evet, avlanıyoruz ve bunu aktif olarak yapıyoruz çünkü bu oyunu günlük hayatınızın tam orta yerine yerleşiyor. Her zamanki işlerinizi yaparken bir anda oyunu açıyorsunuz ve karşınızda bir Balbazar, masanın üstünde size sinsi sinsi gülümsüyor. Peki siz ne yapıyorsunuz? Anında Poké topunuzu ona doğru atıyor veee... Iskalıyorsunuz. Hele de karşılaştığınız ilk Pokémon ise. Atışlarınızın isabetli olması çok önemli çünkü elimizde fazla erzakımız yok.
Nintendo, Pokémon'u yeniden hayata geçirdi diyebiliriz. Peki nasıl indiriyoruz bu Pokémon GO'yu? Birkaç gündür özellikle Türkiye'de en çok sorulan soru bu. Öncelikle ya yurtdışından yeni bir Apple hesabı açıyorsunuz - Yeni Zelanda ya da ABD daha geçerli olabilir, seçim sizin. Bunu yapmamızın nedeni, oyunun henüz Türkiye'ye uygun olarak güncellenmemiş olması. Tabii ki de Pokémon GO'ya gecikmeli ulaşsak da, şimdiden partilerini bile düzenlemeye başladık. Aramızda kalmasına, gerek yok Cumartesi günü Caddebostan sahilinde Pokémon avıyla ilgili bir organizasyon gerçekleşecek. Facebook'unuzu karıştırırsanız eminiz ki karşınıza çıkacak...
Pokémon GO evde oturmanıza bile izin vermiyor. Yani oyun sayesinde farkında olmadan günlük sporunuzu yapabilirsiniz. Poké içgüdüleriniz sizi nereye götürürse gidin ve yeni karşılamalara hazır olun. Belki bu vesileyle biriyle bile tanışabilirsiniz... (Twitter'a yetişti evet, Tinder'ıysa çoktan geçti).
Hafta sonu Maçka Parkı, Belgrad Ormanı veya Caddebostan sahilinde ya da Bodrum, Çeşme gibi tatil beldelerinde Pokémon avcıları görürseniz şaşırmayın. Hatta bize kalırsa ev arkadaşı aramak yerine herhangi bir Pokémon ile kiranızı bölüşebilirsiniz. Bizden söylemesi, Togepi oldukça uygun bir aday.
Bu da durumun vahametini anlamak için New York, Central Park'tan dün çekilmiş bir görüntü: