Fantastik dünya hayranlarına güzel bir haberimiz var: Titanların savaşına tanıklık etmek üzereyiz. Üstelik tam da şu an, günümüzde! Game Of Thrones’un prequel dizisinin ilk bölümleri HBO Max’te yayınlanmış durumda. LOTR’un prequel dizisi LOTR: The Rings Of Power ise Amazon Prime’da. Her iki yapım da benzer - ancak kesinlikle farklı - şekilde muazzam beklentilerle geliyor. Her iki dizi de oldukça yüksek profilli ve fantastik dünyaları konu alıyor. Aynı dönemde yayına girdikleri için hangisinin daha fazla potansiyeli olduğunu karşılaştırmak istedik. Şu ana kadar altı HotD ve iki RoP bölümü izledik. Dolayısıyla elimizde karşılaştırabileceğimiz kadar somut malzeme var. Ancak bazı dizilerin temposunu bulmak için birden fazla bölüme hatta bazen sezona ihtiyacı olduğunun da farkında olarak büyük resmi görmeye çalışacağız. O sebeple oyuncular, prodüksiyon, hikaye gibi kriterleri de göz önünde bulunduracağız.
Hikaye
House of the Dragon (HotD): Game of Thrones'da Daenerys, bir zamanlar Targaryenler yani House of the Dragon Hanesi tarafından yönetilen Westeros üzerinde hak iddia ediyor ve tahtı geri almaya çalışıyordu. GoT'den 172 yıl önce geçen HotD, bu ataların hikayesini konu alıyor. Dizi, tahtı oldukça yaşlanan Kral Viserys'ten (Dany'nin yedinci kuşak büyük büyükbabası) devralmak isteyen Targaryen ailesinin diğer üyeleri arasında geçen iç savaşa odaklanıyor. Ailenin ordularının birbirine saldırmak için kullandığı devasa canavarların olduğu bölüm “Ejderhaların Dansı” olarak geçiyor. GoT'de gördüğümüz gibi, bu kanlı savaşlar ejderhaları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor ve aynı zamanda aileyi büyük ölçüde zayıflatıyor: Savaşlar nihayet sona erdiğinde, Targaryenların etkisi ve gücü büyük ölçüde azalıyor. (Targaryenler, Kral Aerys II, nam-ı diğer “Çılgın Kral”ın hüküm sürmesine yetecek kadar uzun süre tahtta kalmaya devam ediyor – ama bunun nasıl bittiğini hepimiz biliyoruz. Çılgın Kral sonunda Ned Stark'ın babasını ve erkek kardeşini idam ederek iyice paranoyaklaştığını gösteriyor. Bu, Robert'ın isyanına yol açıyor, Jamie Lannister'ın Aerys II'yi öldürdüğü, Targaryen'lerin saltanatının bittiği ve Daenerys ile kardeşi Viserys'in güvende tutulmak için kaçırıldığı bir sona doğru ilerliyor.
Ama fazla ileri gitmeyelim: HotD başladığında, hala bu iç savaştan oldukça uzağız. Ancak kesinlikle oraya doğru gidiyoruz. Bu prequel, Westeros'un en önde gelen ailelerinden birinin yükselişi ve düşüşü anlatırken, daha önceki dönemlerde taht oyunlarının nasıl oynandığı hakkında da bakış açısı sunuyor.
Rings Of Power (RoP): Yüzüklerin Efendisi filminde Cate Blanchett’ın açılış sahnesindeki konuşmasını hatırlıyor musunuz? Anlattığı olaylar - güç yüzüklerinin ve Sauron'un Tek Yüzüğü'nün yaratılması - bize RoP’un beş sezonluk hikayesini verecek. Seri Orta Dünya’nın ikinci çağında başlıyor. (Kısa bir not; Kralın Dönüşü ile Hobbit olayları Üçüncü Çağ'da gerçekleşiyor.) Morgoth, Tolkien'in mitolojisindeki ilk büyük kötü karakter Morgoth insanlar ve elflerin arasındaki ittifakın bozulmasının tadını çıkarıyor.
RoP, Morgoth'un çırağı Sauron ile savaşmak için kurulan yeni ittifakları konu alıyor. Galadriel'in hikayesinden bildiğimiz gibi, insanların lideri Isildur, Sauron'un yüzüğünü ele geçiriyor, ancak onu yok edemiyor ve yüzüğün gücüne yenik düşüyor. Dolayısıyla Üçüncü Çağ'da karanlık güçler yeniden yükseliyor.
RoP, birçok tanıdık Tolkien arketipini içeriyor. İlk bölümde karşımıza çıkan Isildur'un genç versiyonunun yanı sıra elflerden Galadriel ve Ayrıkvadi'nin gelecekteki Lordu Elrond da dahil olmak üzere, karakterlerin gençlikleriyle tanışmamıza imkan sağlayacak. RoP ayrıca, Khazad-dûm'un Cüce krallığı (sonunda yıkılacak ve Kardeşliğin Balrog ile karşılaştığı yer) ve Númenor'un insan krallığı gibi güçlerinin zirvesindeki çeşitli krallıkların ilk hikayelerini görmemize imkan verecek.
Kaynakça
House of the Dragon (HotD): House of the Dragon, Martin'in 2018’de yayınlanan, Targaryen aile tarihinin anlatıldığı Fire & Blood isimli romanından ilham alıyor. Fire & Blood, aslında pek de güvenemeyeceğimiz ve olayları kendi lehleri için çarpıtması çok muhtemel Baş Üstat Gyladyan tarafından birinci ağızdan anlatılıyor. Kitabın bu öznelliğinin en açık kanıtı Gyladyan’ın Targaryenler hakkında sürekli ve aşırı tutkulu yorumları: Ne zaman bir lord ölse, Baş Üstat bir şüpheliler listesi düzenliyor ancak asla bir suçlu bulamıyor.
Bununla birlikte, HotD güvenebileceğimiz bir anlatıcıya daha sahip: Dizinin yapımına yoğun bir şekilde dahil olan George R.R. Martin! Bu sayede dizinin yaratıcıları Ryan Condal ve Miguel Sapochnik, Martin’in onayı ve katkısını aldıkları için Fire & Blood hakkında sorulan sorulara daha kesin ve net cevaplar verebiliyor. Bu da diziye inandırıcılık ve güvenilirlik katıyor. Bir örnek vermek gerekirse; Condal ve Sapochnik, Thrones dünyasına ilişkin ilgi çekici bir yorumda bulundu: Kitapların aksine, HotD galasında King Viserys (Paddy Considine) “Buz ve Ateşin Şarkısı” kehanetinden bahsediyor. Bu kehanet, Night King’in varlığını kabul etmek demek. Bu da hem Targaryen hem de Stark krallıkları birleştiren Jon Snow'un kritik rolünün çok önceden öngörüldüğünü bizlere gösteriyor. Yani (GoT’tan yıllar önce) Targaryen krallığının; Night King'in Game of Thrones krallığı için büyük bir tehlike oluşturacağını bildiklerini doğrulamış oluyoruz - onu henüz adıyla tanımlamamış olsalar bile. HotD böyle kehanetlerde bulunmaya devam ederse Martin'in bir sonraki romanına kadar elimizde Thrones hayranları için oldukça fazla malzeme olacak demektir.
Rings Of Power (RoP): Öte yandan, RoP için kaynakça biraz daha karmaşık. Vanity Fair’in aktardığında göre Amazon dizisi yalnızca The Fellowship of the Ring, The Two Towers, The Return of the King, ekler ve The Hobbit’in kullanım haklarına sahip. Tüm bu hikayeler Üçüncü Çağ'da gerçekleşiyor. RoP’un İkinci Çağ’da geçen önemli olayların çoğuna The Silmarillion, Unfinished Tales, The History of Middle-earth gibi ek malzemeleri kullanma hakkı yok yani erişemiyor. Vanity Fair’e göre dizinin yapımcısı Patrick McKay izleyicilere "İkinci Çağ için ihtiyacımız olan her şeyin haklarına sahip olduğumuz kitaplar var" diyerek güvence verse de dizinin diğer yapımcısı J.D. Payne, “Tolkien'in İkinci Çağ hakkında yazdığı bir roman yok” diyerek hayranlara dizide belli başlı olaylar olsa da hikayenin bir bölümünün kurguya dayanacağını söylemiş oluyor.
Oyuncu Kadrosu: Hangi dizinin oyuncularını tanıma olasılığınız daha yüksek?
The Rings of Power: LOTR filmleri her ne kadar tanıdık yüzlerle dolu olsa da (Elijah Wood, Ian McKellen, Cate Blanchett vb.) Amazon, ihtiyaç duydukları tek yıldızın Tolkien olduğundan emin gibi görünüyor. Belki bazı fanlar 2019 yapımı korku filmi Saint Maud’dan Morfydd Clark’ı veya How I met Your Mother’ın Nora’sı Nazanin Boniadi’yi tanıyabilir.
House of the Dragon: İronik bir şekilde, Game of Thrones ilk yayınlandığında oyuncu kadrosunun en tanınan ismi ve belki de dizinin güvenilirliği sağlayan kişisi LOTR’in Boromir’i Sean Bean’di. Onun etkisi muhtemelen birçok LOTR hayranının GoT'a bir şans vermesini sağladı ve sonunda çoğunlukla bilinmeyen isimlerden oluşan oyuncu kadrosunu büyük yıldızlara dönüştürdü.
HotD bu sefer tek bir yıldız isimle yetinmiyor. Aşırı derecede çekici Daemon Targaryen'i oynayan Matt Smith’in, üç sezondur Doctor Who’yu oynadığı için bilimkurgu dünyasıyla güçlü bir ilişkisi var. (Ayrıca The Crown'daki Prens Philip rolüyle de oldukça bilinen bir isim.) King Viserys’i canlandıran Paddy Considine; Simon Pegg'in Hot Fuzz ve The World's End filmlerinden ayrıca Peaky Blinders'ın üçüncü sezonundan tanınan bir isim. Notting Hill'le hayatımıza giren Rhys Ifans, The Amazing Spider-Man'den Harry Potter filmlerine kadar her yerde karşımıza çıkan ve kadroda yer alan bir başka isim. şeyde yer aldı. HotD’de yer alan oyuncu kadrosunu nerede gördüğünüzü hatırlamayabilirsiniz, ancak yüzlerini tanıyacaksınız.
Senaristler: Hangi senaristler bu tür bir dizinin altından kalkabileceği noktasında daha fazla inandırıcılığa sahip?
The Rings of Power: Dizinin senaristleri Payne ve McKay daha önce Star Trek Beyond’da ve Star Trek’in dördüncü filminin bir kısmında çalıştı. Oldukça da iyi iş çıkardı. Hatta Deadline’a göre Star Trek’te bu ikiliden çok memnun kalan J.J. Abrams Amazon’a onları önerdi. Ayrıca bu ikili daha önce Dwayne Johnson'ın Jungle Cruise'unun da ilk taslağını yazmış.
House of the Dragon: Sapochnik, daha önce GoT’un en iyi bölümlerinden bazılarını yönetti (en önemlilerinden biri de “Battle of the Bastards”) ama aslında gerçek bir yazar değil. Condal ise uzaylı istilasını konu alan ABD yapımı dizi Colony'yi yönetti ve üç sezon boyunca da oldukça iyi eleştiriler aldı. Payne ve McKay gibi Condal’ın da yolu oldukça öğretici olan Lost’tan geçti.
Yazarların hiçbirinin “Bu seriyi yazmak için doğmuşlar” diye haykıran bir görüntüleri olmasa da, GoT’un yazarları David Benioff ve D.B. Weiss’in de Westeros'u ele geçirmeden önce iddialı bir geçmişleri yoktu.
Görsel Kalite: Dizilerin görüntü kalitesi nasıl?
House of the Dragon: Game of Thrones’un kalitesiz ya da aşırı sahte göründüğü çok nadiren oluyordu; ejderha efektlerinin bazıları karıncalıydı ancak Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde çekim yapmak, dizinin daha fantastik öğelerini temellendirmeye yardımcı olan bir gerçeklik verdi. HotD buna benzer şekilde ilerliyor. Çekimleri tamamlanmış bölümlerin çoğu GoT’un görsel kalitesine benzer ölçülerde – hatta daha iyi – duruyor. Kesin olan bir şey var: HotD’un ejderhaları kesinlikle onları son gördüğümüz zamandan beri daha gelişmiş durumda ve oldukça iyi görünüyorlar. Ayrıca HotD GoT’a kıyasla çok daha sade bir renk paleti taşıyor (benzer dizilerin kullanmayı tercih ettiği renkli arka planların aksine).
The Rings of Power: 715 milyon dolarlık maliyetiyle RoP, şimdiye kadar yapılmış en pahalı dizi ve kesinlikle öyle de görünüyor. Şimdiye kadar ekranda gördüğümüz en iyi görüntü kalitesine sahip dizilerden biri olabilir. Şu ana kadar yayınlanmış iki bölümünde, inşa edilen setlerin nerede bittiğini ve görsel efektlerin nerede başladığını söylemek inanılmaz derecede zor. Örneğin, Khazad-dûm'un görkemli diyarı, cücelerin muazzam zenginliğini ekrana yansıtırken, elf krallığı Lindon'un yemyeşil ormanları sonsuz bir sonbaharı çağrıştırıyor. RoP’taki çeşitli ve renkli manzara, HotD’nun hafif sıkıcı görselleriyle hoş ve keskin bir tezat oluşturuyor. RoP burada yarışı kesin olarak kazanıyor.
Hikaye Anlatımı: İlk bölümler ne kadar eğlenceli?
House of the Dragon: HBO'nun burada önemli bir avantajı var. RoP’un henüz sadece iki bölümü yayınlandı. Dolayısıyla HotD'un kapsayıcı anlatısını daha iyi anlama şansı bulduk. Aslında büyük resmi anlamak oldukça da basit: Viserys'i yenmek için verilen savaş, sonunda savaşa yol açıyor. Rhaenyra (Viserys'in kızı ve tahtın varisi) ve Alicent (Rhaenyra'nın en iyi arkadaşı ve Viserys'in yeni karısı) arasındaki artan gerilim, başka bir önemli hikayenin de ilk ipuçları aslında. Ne de olsa, en iyi arkadaşınızın babanızla evlenmesi, arkadaşlığınızı biraz zorlar. Tüm hikaye yerine oturduğunda GoT’un seviyesine ulaşması da mümkün görünüyor. Derinlik ve genişlik kıyaslandığında, HotD çok daha samimi bir taht oyunu izlememizi sağlıyor, bu da diziyi daha çekici kılıyor. Ancak, HotD’un ara sıra havayı yumuşatmak için kesinlikle Tyrion gibi bir karaktere ihtiyacı var.
Rings of Power: Sadece ilk iki bölümü yayınlandığı için henüz bir şey söylemek adına erken ancak dizinin anlatısı iddialı, geniş bir hikaye ve buna uygun da bir topluluk var. Bazı hikayeler hemen kendini belli ediyor: Galadriel, kötülüğün Orta Dünya'dan yok olduğundan emin olmak istiyor; insanların yaşadığı Güney Toprakları'nda bir Ork istilası başlıyor; Elrond cücelerle bazı güçler elde etmek için pazarlığa giriyor; ormanın derinliklerinde gizemli bir adamla nedeni belli olmayan sebeplerle vakit geçiren Hobbit öncüleri (aka harfootlar) var. Şu an için yemek yerken, içerken, neşeliyken izlemek için uygun bir dizi gibi görünüyor. Ama bir noktada ağır anlatıların esiri olacak mı hepimiz göreceğiz. (Şimdilik) üzerine inşa edilecek sağlam bir temel var.
Büyük Soru: Hangi dizi daha fazla umut vaat ediyor?
House of the Dragon biraz daha ilginç duruyor… Rings of Power ise daha eğlenceli. Thrones'un sona ermesinin ardından HotD’un Thrones hayranlarını Westeros'ta geçecek başka bir hikayenin güzel olacağına ikna etmesi için oldukça fazla çaba harcaması gerekti. Şu ana kadar yayınlanan altı bölümde HotD iddiasının boşa olmadığını kanıtlamış durumda. Bununla birlikte, Rings kolayca aniden yükselişe geçebilir. İlk iki bölümü HotD’dan çok daha eğlenceliydi ve yapım değeri açısından en az LOTR kadar etkileyici. Ayrıca Rings'in görsel tonları HotD’dan çok daha iyi.
Bununla birlikte, RoP’un hikayesi henüz çok erken aşamada. Dolayısıyla çeşitli karakterlerini ve hikayelerini dengelemeye devam edip edemeyeceğini söylemek zor, bu da beni dizinin geleceği hakkında düşündürüyor. HotD’un temel aldığı bir kitap ve belli sınırları olması sebebiyle avantajı daha fazla. Bir sürü “Rings” filmi, dizisi var; bu hem risk hem de ödül getirebilecek bir durum yaratıyor. Ancak ben iyimserim; RoP gerçekten özel bir dizi olma potansiyeline sahip - Thrones'un kapsamına rakip ancak daha da epik görsellerle yayılan bir hikaye olabilir. Metafor kullanmak gerekirse RoP henüz bebek bir ejderha ve büyümesi için alan tanınırsa, daha da büyük ve hayranlık uyandıracak bir canavara dönüşebilir.
GQ