Her şey haftalar önce izlediğim fragmanla başladı. Hatta bir adım daha geriye gidelim, fragmanı oynatmadan önce okuduğum cümle şöyle diyordu: “If they hear you, they hunt you.” (Seni duyarlarsa, seni avlarlar.) Hayatım korku türündeki filmlerden kaçınarak geçti ama bu cümlenin ardından sadece bir korku filminden daha fazlasının geleceği belliydi. Fragmanı açtım.
The Office hayranlarının sevdiceği John Krasinski’nin, son yıllardaki yeniden doğuşunun en taze meyvesi A Quiet Place. Meyve dediysem, ağacı da toprağı da dalı da kastediyorum çünkü John Krasinski hem yazıp hem yönetip hem de oynuyor. Aslına bakarsanız, The Office günlerinde güldüğüm bir adamla bu kez gerilecek olma ihtimali bile A Quiet Place’i beklemeye değer kılıyor. Üstelik ona güzeller güzeli eşi Emily Blunt eşlik ediyor. Ama daha fazlası var.
John Krasinski, filmin sırrını şöyle açıklıyor: “Evet bu korkutucu bir film ama özünde hayatta kalmaya çalışan bir ailenin hikayesi. Her şey “Çocuklarınızı korumak için ne yapardınız?” sorusuyla ilgili.” Senaryonun son halini dönemlerde ikinci kızının dünyaya geldiğini belirten oyuncuya göre film hakkında aldığı en iyi iltifat “Bir korku filminde ağlayabileceğimi hiç düşünmezdim” cümlesi. Aslında işin sırrı da burada gizli, içinde duygu olan hikayeleri seviyoruz; türünün ne olduğunun bir önemi kalmıyor.
Genellikle bir film izlemeden önce bulabildiğim her eleştiriyi okuyan, her puanlamaya göz atan biriyim. Nisan ortasında vizyona gireceğini öğrendiğimde A Quiet Place için de aynısını yaptım ve uzun süredir herhangi bir filmde yaşamadığım biçimde, film hakkında sadece olumlu cümleler okudum. Hatta fazlasıyla olumlu. SXSW’nin açılış filminden ve Rotten Tomatoes’un yere göğe sığdıramadığı bir filmden bahsediyoruz. Son 10 yılın en iyi gerilim filmi diyenden tutun da sinema dışında sakın ola izlemeyin diyene. Bunlardan sonra gözüm olumsuz birkaç eleştiri aradı ama fragmanı da zaten beğenmiş biri olarak, bu arayışımı sonlandırıp beklemeye başladım.
Size önerim aşağıdaki fragmanı birkaç kez izleyin, sessizliğin tadını çıkarın ve benim 13 Nisan’ı beklemeye koyulun.
