Tüm kariyerinizin, kolunuzu sekiz inçlik bir kuvvetle ve hassasiyetiyle sallama yeteneğine bağlı olduğunu hayal edin. Muhtemelen topun yörüngesini etkileyebilecek herhangi bir şey yaşanmasını istemezsiniz, değil mi?
Tabii ki, Rafael Nadal’sanız işler daha farklı oluyor. Uzun süredir Richard Mille ile devam eden iş birliği şimdiye kadar görülmüş en şaşırtıcı seviyede gelişmiş saatlerden bazılarına imza attı. RM UP-01 adlı saat, 2 yıl boyunca dünyanın en ince mekanik saati olma unvanına sahip oldu. Rafael Nadal, 2010’da ilk kez RM 027 Tourbillon’u takmasından bu yana, saat ve tenis sektörünün el ele ilerleyebileceğini herkese kanıtladı.
Richard Mille’in en yeni kreasyonu RM 27-05 Flying Tourbillon, İsviçreli saat firmasının Nadal ile 14 yıldır süren ilişkisinin en son meyvesi oldu. Geçtiğimiz uzun haftasonunda (ne yazık ki ilk turda elendiği) Fransa Açık’ta bileğinde gördüğümüz RM 27-05 modeli, RM 027’nin üzerine daha gelişmiş özellikler eklenmiş mirasıydı: Yalnıza 11,5 gram ağırlığında (kayış da dahil), yeni bir kompozit malzemeden yapılmış ve 14.000 G kuvvetine kadar dayanıklı olan saat için 4.000 saatlik bir çalışma süreci gerekti. Richard Mille, İsviçreli şirket North Thin Ply Technology ile birlikte çalışarak saatin kasasını, birden fazla karbon filament katmanından oluşan gelişmiş bir malzeme olan Carbon TPT'den daha yoğun, daha sert ve hatta %30 daha güçlü olan Carbon TPT B.4'ten üretti.
RM 27-05’in manuel kurmalı ve “Flying Tourbillon” özelliğine sahip bir saat olduğunu da belirtmek gerekiyor. Genelde bu tür parçalar daha çok zarif takımlar ya da günlük kullanım için tasarlanıyor, bu yüzden Fransa Açık gibi bir turnuvada tercih edilmesi çok sık rastlanan bir durum değil. El işçiliğiyle üretilen parça, 55 saatlik bir güç rezervine, 3 Hz frekansına sahip. Ayrıca PVD tekniğiyle işlem görmüş olan bir titanyum taban plakası üzerine inşa edilmiş ve iskeletize edilmiş. Hafiflik için ise Grade 5 titanyum ve Karbon TPT köprüleri içeriyor. Saat, kasasına vidalanmak yerine, alt kasa yüzeyinin 6 destek noktasından 5/100 milimetre uzaklıkta konumlandırılmış. Flanşı ve çerçevesi ise zıt taraftan aşağıya doğru bastırılmış.
Altında çalışan iskeletize edilmiş mekanizmayı ortaya çıkaran saat kadranı, saat 11 yönünde zemberek yayının karşı tarafında, 5 yönünde konumlanmış olan Tourbillon’u görmemize olanak tanıyor. Dünyanın en kolay okunabilen saati olmasa da çekiciliği, inanılmaz derecede hafif olmasından, ileri düzeydeki malzemelerinden ve dünya çapında en iyi tenis oyuncularından birinin koluna takmayı tercih etmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca Nadal bunu, sadece maç bittiğinde kupa kaldırırken değil, gerçekten de maç esnasında takıyor.
RM 27-05, şimdiye kadar yapılmış en hafif ve dayanıklı manuel kurmalı Tourbillon saat ve sadece 80 adet üretildi. Malzeme özellikleri ve görünümü Formula 1 aracına benzeyen bu saat, 22 Grand Slam şampiyonluğuna sahip bir tenisçi için tasarlandı. Saatin astronomik düzeyde olacak fiyatı henüz bilinmiyor. (Ancak muhtemelen 1 milyon doların üzerinde olacak.) Saatin suya karşı dayanıklılığı minimal düzeyde olduğu için çoğu insan için pratik bir tercih değil ve çoğumuz hiçbir zaman Roland Garros kortunda bu saati takma şansına sahip olamayacağız. Ancak içerdiği malzemelerin ayrıcalıklı özellikleri sayesinde birçok saygın saat meraklısı için heyecan verici bir parça olduğu söylenebilir.
Bu içerik ilk olarak GQ US web sitesinde yayınlanmıştır.