Stranger Things'in Yıldız Oyuncuları Finn Wolfhard ve Joe Keery ile Konuştuk
Röportaj

Stranger Things'in Yıldız Oyuncuları Finn Wolfhard ve Joe Keery ile Konuştuk

Netflix’in en çok izlenen dizilerinden biri olan Stranger Things’in oyuncuları Finn Wolfhard (Mike) ve Joe Kerry (Steve Harrington) ile yeni yayına giren üçüncü sezonu, setteki ilginç hikayeleri ve genç yaşta gelen dünya çapındaki ünle hayatlarının nasıl değiştiğini konuştuk.

Netflix’in iddialı dizilerinden Stranger Things 3’üncü sezonuyla yayında. Biraz daha korkutucu, biraz daha karanlık bir sezon ama 80’li yılların nostaljisini yaşatan atmosferi ve esprili replikleriyle keyifle seyredilebileceğiniz sekiz bölümden oluşuyor.

Kiminiz belki bir çırpıda bitirdi kiminiz de henüz izliyor olabilir ama biz dizinin oyuncularından 17 yaşındaki Finn Wolfhard (Mike Wheeler) ve Joe Keery (Steve Harrington) ile Paris’te bir araya geldik. Müthiş eğlenceli iki aktör sorulara da içten ve esprili cevaplar verdi. 

 

19-07/12/20180809_st3_c_gallery_steve_harrington-27608_r2.jpg

Joe Keery

 

 

Stranger Things 1980’li yıllarda geçiyor ama siz o yıllarda hayatta bile değildiniz. O dönemi anlamaya dair herhangi bir hazırlığınız oldu mu?

Joe: Evet, o yıllarda hayatta değildik. 80'lerden gelen referanslarımız sadece kendi dizimiz, çeşitli televizyon şovları ve o dönemin müzikleri.

Finn: Ve tabii ebeveynlerimiz.

Joe: O dönemde doğmuş insanlar için nostalji duygusunu hissediyorum, dizi buna erişiyor. Ayrıca o zamanın daha basit ve kolay olduğunu da düşünüyorum çünkü akıllı telefon ya da sosyal medya yoktu. Bu insanlara çekici geliyor. En azından benim için cazip.

Finn: Evet. Kesinlikle bana da çekici geliyor.

 

Neden size çekici geliyor?

Finn: Instagram’da olmak ve sürekli olarak yaşadığını kanıtlamaya çabalamak çok garip.

Joe: Bu durum, kaçamayacağımız derecede toplumun ayrılmaz bir parçası oldu. Bir gün yok olacağını düşünmek de çok aptalca.

Şu an ünlenmek yerine 80’li yıllarda ünlenmek ister miydiniz?

Joe: Küçük bir bebek olurdum. Bilmiyorum, iyi olabilirdi belki.

Finn: Evet, güzel olabilirdi, ama aynı zamanda sinema endüstrimiz artık biraz daha iyi durumda, daha az sorun var. İzlediklerim ve yapımcılardan da duyduklarıma göre 80’ler setlerin çılgınca denetlendiği bir zamandı.

 

Biraz örnek verebilir misin…

Finn: O zamanlar pek çocuk iş kanunu yoktu, çocukları çok çalıştırıyorlardı. Çok fazla erkek baskısı ve daha fazla ırkçılık vardı.

Joe: Daha az insanın fırsat eşitliği vardı.

Finn: Evet ve beyaz olmayan insanlar için çok daha az rol vardı.

 

Şu sıralar özellikle TV sektöründe çok fazla ‘spoiler’ hassaslığı var. Game of Thrones'un son sezonunun yayınlanmasından önce yaşananları gördük. Bu durum sizde nasıl?

Joe: Evet, Duffer’lar (dizinin yaratıcıları Matt ve Ross Duffer kardeşler) bizi dizi çıkana kadar kafeste tuttu. (Gülüyor)

Finn: Evet, ilk adımlarımızı iki hafta önce galada attık sanırım. Hatta North Carolina’da ailesinin bodrum katında kalıyorduk.

Joe: Repliklerimizi öğrenince bize verdikleri kağıtları kağıt parçalayıcısından geçiriyorlardı.

Finn: Öyle yapmasalar, onları çöpe attığınızda birileri bulup okuyabilir.

Joe: Kostümlerimizi gizlemek için de çekimlerde bize bornoz giydirdiler. Yani denizci kıyafetimin görünmemesi için alınmış bir karardı sanırım.

Finn: Ben sadece polo tişört giyiyordum, bu yüzden bir bornoz giymek için hiçbir nedenim yoktu aslında.

Joe: Ama çok yakışmıştı.

Finn: Yani evet, bornozla iyi göründüğümü söyleyebilirim.

 

Son sahneyi okurken ne düşündünüz?

Finn: Gerçekten harika olduğunu düşündüm, şahane bir şekilde sonunu havada bitirmişler. Stranger Things her zaman böyle yüksek notada bırakır zaten. Bu bir spoiler değil ama sekizinci bölümün sonunda kredilerden sonra çıkan sahne çok havalıydı. Hayatımda ilk defa kredi sonrası sahnesi çektim. Ne olduğunu göreceksiniz.

 

19-07/12/1.jpg

Finn Wolfhard

 

 

Çok genç yaşlarda dünya çapında üne kavuştunuz. Çılgın hayran hikayeleriniz var mı?

Finn: Ah, hayran hikayeleri! Evet, elbette. Açıkçası çok delilikle karşılaşmadım. Daha çok, bazı insanlar bazen gerçek hayatta beni takip ediyor ve buna ‘hayır, olamaz’ diyorum. Çünkü bu artık fazlasıyla garip.

 

Dünya çapında bir fenomen olmaya hazırlandınız mı peki?

Finn: Kesinlikle hayır. Hiçbir normal insan “Ben ünlü olacağım” diye düşünmez. En azından biz öyle değiliz.

Joe: Birinci sezonun çekimlerinin sonunda, (Finn’i işaret ederek) ‘sanırım bu çocuğu bir daha göremeyeceğim’ diyordum. Çünkü çekimleri bitirirsin ve iyi geçeceğini umarsın. Başka bir iş bulmam gerekiyor, kiramı ödemem gerekiyor, diye düşünürsün. İşe yarayacağını ve şovu herkesin sevdiğini umarsın. Bu yüzden Duffer kardeşlerin projenin sorumluları olmasına ve sahip olduğumuz ekibin inanılmaz olmasına çok müteşekkiriz. Hayran olduğumuz insanlarla çalışıyoruz.

 

Ama şöhret aynı zamanda korkutucu da olabilir. Bu duruma hazır olmak ister miydiniz?

Joe: Böyle bir duruma nasıl hazırlanılır bilemiyorum. Sanırım en iyi yol, bu durumun nasıl bir şey olduğunu bilen biriyle konuşmak, bu iş için de Winona'dan (Ryder) daha iyisi olamaz sanırım. Onun sette olması bizim için şahane bir durum. Ona sektördeki deneyimlerini sorabiliyorduk.

 

19-07/12/stranger_things_s03e01_27m1s38889f_r.jpg

Winona Ryder

 

Size neler tavsiye etti?

Finn: Rastgele şeyler, setteki hikayeleri. Ayrıca onun altın dönemlerinde sıkışıp kalmış geçmişte yaşayan biri olmadığını öğrendim. An’da yaşayan biri ve bence Winona kendisinin ne olduğunu çok iyi biliyor.

Joe: Ve sette çalışmalarını izlerken de çok şey öğrendiğimizi düşünüyorum. David (Harbour) için de bu geçerli. İkisi de çok çalışkanlar ve işlerini çok önemsiyorlar.

 

19-07/12/stranger_things_s03e02_5m23s7744f_r.jpg

David Harbour

 

Oyunculuk için herhangi bir tavsiye verdiler mi?

Finn: Bence en iyi tavsiye, onları izlemek. “İşte size bir tavsiye” diye bir şey denmedi. Sadece onları izliyoruz ve tavsiyeleri de bu olmuş oluyor.

Joe: Aynı durum kamera arkasındaki Duffer kardeşler için de geçerli.

Finn: Onlar en iyisi.

 

İkinizin de dizide bulunan diğer karakterlerle şahane kimyaları var. Eleven ile Mike ve tabii ki Dustin ile Steve gibi...

Finn: Her ikisi de romantik. (Gülüyor)

 

19-07/12/stranger_things_s03e01_7m52s11327f_r.jpg

Eleven (Millie Bobby Brown)

 

Duffer kardeşler sanki bu kimyaları erkenden görmüş gibi...

Joe: Duffer kardeşler iş birliğinde çok iyiler. Bir şeyleri değiştirmekten korkmuyorlar. Bir planları var ve belli ki karakterlerin A noktasından B noktasına gitmelerini istiyorlar fakat yol boyunca beklenmedik bir şey olursa da buna karşı çıkmazlar, yararlarına kullanırlar.

 

Mesela Joe’nun karakteri başlangıçta kötü çocuktu sanki…

Joe: Evet, kesinlikle. Sanırım karakterimin daha çok Billy karakterine benzemesi gerekiyordu. Karakter açıklamamı ilk okuduğumda Billy’ninkine çok benziyordu. Bu yüzden de en başta rolü aldığım için çok şaşırmıştım, çünkü daha çok narsist, zengin çocuk tarzı karakter gibiydi. Demek istediğim de bu harika bir örnek oldu. Karakteri değiştirmeye açıklardı.

Finn: Eleven'i alıp onu insan yapmaya çalışacaklardı, bu en başından belliydi. Fakat Dustin ve Steve'e gelince, ikinci sezonun yarısına geldiler ve Dustin’le ne yapmaları gerektiğine karar vermemişlerdi. Dustin yalnızdı. Çekim süresince yazıyorlar ve “Şu anda yalnız olan başka bir karakter kim?” dediler ve “Evet tabii ki Steve!” der gibiydiler.

 

19-07/12/stranger_things_s03e02_18m43s26944f_r.jpg

Steve (Joe Keery) ve Dustin (Gaten Matarazzo) 

 

Dördüncü sezonda karakteriniz için neler görmek istersiniz?

Finn: Karakterimin gittiği yönü seviyorum. Yaptığım tüm komedi sahnelerini seviyorum. Steve de bir yolunu bulacak.

Joe: Evet, ben de heyecanlıyım. Bazı eğlenceli fikirlerim var. Eski alışkanlıklarının geri dönmesi ilginç olabilir mesela.

 

Bu sezon insanların görmelerini sabırsızlıkla beklediğiniz sahneler var mı?

Finn: Hepsi.

Joe:Maya Hawke (Robin) ve benim sahnelerim. Onun karakterinin değişiminin harika olduğunu düşünüyorum. Bir diziye yeni bir karakter eklediğinizde amaç, karakterin diziye yeni bir şey katmasıdır. Bence Maya güzel bir iş çıkardı ve ayrıca ona gerçekten ilginç ve zekice bir bölüm yazdılar. Karakterlerimizin etkileşime girişini beklemek çok eğlenceliydi. Herkesin görmesi ve Maya’nın çıkardığı şahane işin takdir edilmesi için sabırsızlanıyorum.

 

19-07/12/d17_promo_stills_0225190046_r.jpg

Robin (Maya Hawke)

 

Bu sezon aynı zamanda ergenliğe geçişle de ilgili. Aslında gerçek hayatta da aynı yaşlardasın karakterinle.

Finn: Evet, pek çok ortak noktamız var. Açıkçası çok farklı ama bu benim yaşadıklarımın, tüm ergenlerin yaşadıklarının aynısı. Kendi bulmak, büyümek ve bir şekilde bir yolunu bulmak...

 

Oyunculuk ve müzik arasında bir tanesini seçmeniz gerekse hangisini seçerdiniz?

Finn: Bence ikisi de harika. Birini yapmadığında, diğerini yapıyorsun. Sadece bir şeyde iyi olmayı sevmiyorum, birçok şey yapmayı seviyorum.

Joe: Farklı şeyler yapmak eğlenceli…

 

19-07/12/a23_promo_stills_0225190037_r.jpg

Dustin (Gaten Matarazzo)

 

Bu sezon şarkı bile söylendi…

Finn: Ah, Gaten (Dustin) yaptı onu. Gaten’ın çok güzel bir sesi var. Bence en komik ve alakasız düşünce Dustin'in güzel bir şarkı sesi olduğu fikri. Daha önce hiç hakkında konuşulmadı. Sadece muhteşem bir ses.

 

İZLE
UYSALLAR GQ HYPE'TA
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası