Hepimizin daha çok içe döndüğü ve daha çok bilinçlendiği bir seneydi 2020, değil mi?
Covid-19 gölgesinde geçirdiğimiz bu yılda belki aklımıza en son gelen şey, tüketimdi. Daha iyi hissetmek için belki minik hediyeler verdik kendimize ve sevdiklerimize. Ama o hediyeleri verirken bile vicdanımız bizi üzmesin istedik. Dünyanın kısıtlı kaynaklarına çöreklendiğimiz ve hor kullanarak bugünlere dek geldiğimiz gerçeğini aklımızdan çıkarmadan yaşamamız bu saatten sonra zor. O sebeple tüketim bilincimizi yeniden gözden geçirmenin zamanıdır.
Peki bunu akılda tutarak bir saat almanız mümkün mü? Fiyatları ve kullandıkları malzemelerin tedariki düşünüldüğünde kulağa biraz ters geliyor değil mi? O zaman bildiklerinizi yeniden gözden geçirmeniz gerekli çünkü hem lüks bir saat satın alıp, hem de dünya için iyi bir şeyler yapmanız mümkün. Saat firmaları sürdürülebilirlik, eşitlik ve şeffaflık için son yıllarda yaptıklarıyla diğer endüstrilere örnek oldular.
Sağlam bir ürünün perde arkası
Lüks markalar için şüphesiz sürdürülebilirlik vurgusunu içi dolu bir şekilde yapmak ve duyurmak çok önemli. Uzun zamandır tüm tedarik, üretim, satış ve çalışanlarıyla ilgili süreçlerini gözden geçirerek tam anlamıyla sürdürülebilirlik koşullarına haiz olan IWC de bunun altını, yılın son günlerinde Cate Blanchett’in firmanın pazarlama bölüm başkanı Franziska Gsell ile yaptığı bir video konferans ile pekiştirmeyi seçti. Dünyaca ünlü yıldızlar bu konuda sadece rol modeli olmaktan çok öteye geçtiler. Blanchett de IWC’nin sorumlu tedarik zincirinden, ambalajlarına dek pek çok konuya değindiği videoda, konuya hakim olduğunu gösteriyordu. Neden lüks bir ürün almakla aslında daha sürdürülebilir bir eylem yaptığınızı Blanchett’tan dinlemenizi tavsiye ederim. Nesilden nesile geçecek kadar sağlam ve geri dönüştürülebilir malzemelerden üretilmiş bir ürün kaç kişiye hizmet edebilir düşündünüz mü?
Pet şişeler kutuya dönüştü
Saat kutularında kullandığı geri dönüştürülebilir malzemelerle bu yıl takdir toplayan IWC’nin eski, havacılık temalı saatleriyle bilinen Breitling’in ise yeni CEO’su Georges Kern de 2021 yılında markanın pet şişelerden dönüştürülmüş malzemelerle ürettiği kutuları duyurdu. Saat kutuları söz konusu olduğunda söyleyecek çok şey var. Herkesin bildiği üzere bazıları aşırı gösterişli, büyük ve gereksiz malzemelerle dolu. Bunların küçülmesi ve gereksiz detaylardan arındırılması sayesinde hem taşınmaları hem de online satış için hazırlanmaları daha kolay hale gelecektir. Bu ambalaj dönüşümüne acilen ihtiyaç var ve birçok firma da eminim sıradadır.
Okyanus çöpü değerlendirildi
Elbette saat kutuları da tek başına yeterli değil. Saatlerde kullanılan malzemelerin geri dönüşümü de çok önemli. Mesela saat kayışları uzun zamandır sessizce bu tipte malzemelerden üretiliyor. Ulysse Nardin, Ekim’de eskimiş balıkçı ağlarından yapılmış R-Strap isimli kayışlarını tanıttı. Firma daha sonra geri dönüşüm merkezi Fil&Fab ile ortak geliştirdiği Diver Net isimli saati piyasaya sürdü. Bu yenilikçi modelde kullanılan tasarım detaylarının hepsi geri dönüştürülmüş okyanus çöpü plastiklerden üretilmişti.
Artıklarla hazırlandı
Endüstrinin en lüks ürünlerini geliştirenlerin bu tip işlere imza atmaları elbette öncelikle küçük adımlarla mümkün olabiliyor. Daha radikal uygulama ve ürünler ise onlardan cesaret alan yeni start-uplardan geldi bu yıl. İsviçreli ID Geneve, Jura bölgesindeki saat atölyelerinden toplanan artık çelikleri ve eski saat mekanizmalarından toplanmış parçaları, şaraplık üzümlerden arta kalanlarla harmanlayarak ‘Circular 1’ isimli saati yaratarak özel bir ödül bile kazandı. Hatta markanın ileride yeniden dönüştürülebilir/değiştirilebilir parçalar üzerine kurduğu iş modelinin eşsizliği de takdire şayan.
Bu saati doğada unutmayın!
“Bunların hiçbiri yetmez” diyen bir kesim daha var ki onlar aslında girizgahta da bahsettiğim zamanımızın azlığının ne kadar aceleci davranmamızı gerektirdiğinin farkında ve Awake. 01 isimli saat onların buna cevabı. Saatin balıkçı ağlarının geri dönüştürülmesiyle elde edilen yüksek teknolojiyle yoğrulmuş malzemesine, şeker kamışı, hintyağı bitkisinden elde edilen lifler ve Japonya’dan güneş enerjili mekanizmalar ekleniyor. Karbon ayak izinin sıfır olmasıyla övünen, sadece 29 gram ağırlığındaki bu saati dışarıda unutmamanız gerek. Çünkü doğada tamamen çözünebiliyor.
Bu yılın karanlığında hikâyelerini okudukça yüzümüzü aydınlatan bu firmalara ve onlar gibi daha nicelerine gelecek kuşaklar adına teşekkür etmekten çok daha fazlasını onları satın alarak yapabilirsiniz. Bu diğer firmaların da bu alana yönelmesine ve belki de dünyamızla ve doğanın dengesiyle kısa zamanda barışmamıza ve onu kurtarmamıza vesile olur. Tercihlerimizle neye iyi geleceğimiz elimizde.
Bu yazı MOTY Kış 2020/21 sayısında yayınlanmıştır.
Saat editörümüzün önerileriyle Yeni Başlangıçlara Doğru (Yepyeni Bir Saat ile...) yazısını buradan okuyabilirsiniz.
Yeni Kökler: Saat Evreninde 1970'ler ve Ötesi 'ni buradan keşfedebilirsiniz.