Venedik Film Festivali dediğinde akla görünümler ve muhteşem saatler de gelir. Özellikle saatler büyük bir merakla beklenir çünkü kırmızı halıda ya da Lido’ya gelişlerde açıkça sergilenen kıyafetlerin aksine, saatler gözle yakalanması en zor olanlardır. Çoğu zaman sadece bir ceketin altından ya da gömlek manşetinin üstünden belli belirsiz görünürler. Bu yüzden ayrıntıyı yakalama dikkati yüksektir ve bazen tek parça üretilmiş, kişiye özel hazırlanmış ya da nadir bulunan vintage modeller görme beklentisi vardır. Venedik Film Festivali’nin bu konuda asla hayal kırıklığına uğratmadığını biliyoruz.
Aaron Taylor-Johnson, gür sakalıyla neredeyse tanınmaz halde, Guillermo del Toro’nun Frankenstein filmiyle yarışmada yer aldığı festivalin kırmızı halısına, 41 mm paslanmaz çelik ve deri kayışlı Omega Constellation ile geldi.
Evden aceleyle çıkmış gibi görünse de Andrew Garfield’ın aslında her şeyin farkında olduğunu anlamak kolay. Bunu bileğindeki saat seçimi kanıtlıyor. O, Bulgari’nin Octo Finissimo Automatic modelini takmıştı. Modern yüksek saatçiliğin bir ikonu olan bu model, parlak ve saten bitişli paslanmaz çelik görünümü ve iç mimarisiyle İtalyan tasarımıyla İsviçre mühendisliğini birleştiriyor. Sadece 2,23 mm kalınlığında rekor kıran otomatik mekanizma ile donatılmış bu saat, metalin parlaklığıyla güneş ışığını andıran fırçalanmış somon renkli kadran ve rodajlı indekslerin kontrastı üzerinde oynuyor. Bunun tesadüfen seçilmiş olabileceğini kim iddia edebilir ki.
Saatlerin sıkı bir hayranı olan Jacob Elordi tercihini küçük saatlerden yana yapıyor ve özellikle Cartier’den yana. Venedik kırmızı halısına da bu düşüncesini yansıttı. Yeşil kadranlı saatlere artan ilginin devam edeceğini gösteren bir Cartier Tank ile göründü.
Jaeger-LeCoultre’ün Reverso’sunun tarihini bilenler ona kapılmadan edemez. Paul Dano da bu büyüye kapılmış olmalı. Venedik kırmızı halısında Reverso Tribute Chronograph modelini, eşsiz komplikasyonuyla ve zarif pembe altın gövdesiyle taktı.
Oscar Isaac’in baştan ayağa siyah görünümleri sevdiği kesin. Bu tercihi Cartier Tank saatinde de kendini gösterdi.
Louis Cartier, Tank saatini 1917’de yarattı. İlk prototip, 1919’da piyasaya sürülmeden birkaç yıl önce General Pershing’e hediye edilmişti. Yüzyıldır Steve McQueen ve Andy Warhol’dan Timothée Chalamet ve Donald Glover’a kadar stil ikonlarının tercihi oldu. Basit ama art deco esintili tasarımı cazibesinin temelini oluşturuyor. Yönetmen Noah Baumbach da festivaldeki filminin galasında bileğinde bir Tank ile boy gösterdi.
Oyuncu Billy Crudup, Venedik Film Festivali’nin kırmızı halısında tarzına dair küçük bir hileyle dikkat çekti. Jay Kelly’nin galası için Lido’ya beyaz ceketli bir smokinle geldi ve buradan çıkan klasik Tank Louis Cartier, tamamen siyah detaylarıyla, sarı altın kasası ve deri kayışıyla görünümünü tamamladı.
George Clooney, başrolünde olduğu Jay Kelly filminin basın toplantısına katılmasa da galanın kırmızı halısında tüm ilgiyi üzerine çekti. Yanında eşi vardı, üzerinde kusursuz bir Armani smokin vardı ve bileğinde Omega Seamaster Milano-Cortina 2026 saatiyle objektiflerin odağı oldu.
Guè, festivalin açılış gecesinde büyük bir sürpriz oldu çünkü onu kırmızı halıda daha önce hiç görmemiştik. Ayrıca Paolo Sorrentino ile La Grazia’da sahne aldı. Bunu yaparken tarzına uygun bir seçim yaptı ve Audemars Piguet’nin yaklaşık on yıl üzerinde çalıştığı siyah seramik Royal Oak Offshore Kronograf Automatic modelini taktı. Siyah seramik kasa, yansıma önleyici safir cam ve arka kapak, titanyum çerçeve, siyah Méga Tapisserie kadran ve beyaz altın ibreler modelin öne çıkan özellikleriydi. Saat ayrıca markanın en güncel kronograf mekanizmaları olan 4401 ve 4404 kalibreleriyle çalışıyor.
Zegna imzalı kahverengi bir görünümle kırmızı halıya çıkan Pierfrancesco Favino, farklılığı sadece saatinde gösterdi. O, 41 mm titanyum kasalı, mavi duman efektli kadranlı Royal Oak Flying Tourbillon Automatic modelini taktı. Saat, markanın son nesil 2950 kalibresiyle çalışıyor ve merkezi rotor ile flying tourbillon’u bir araya getiriyor.
Venedik Film Festivali’nin 82. edisyonunun direktörü Alberto Barbera, yenilikçi girişimlerine rağmen saat konusunda klasik bir tercih yaptı. Festivalin açılışında Cartier’in Santos-Dumont modelini taktı. Bu model, adını Brezilyalı havacı Alberto Santos-Dumont’tan alıyor ve 1900’lerin başında piyasaya çıkan ilk bilek saatlerinden biri olarak tarihe geçmiştir.
Yeni traşlı, parlak bir gülümsemeyle ve polo tişörtüyle rahat bir havada görünen Stefano Accorsi, Omega elçisi olarak rolüne uygun bir seçim yaptı. O, markanın denizcilik mirasına saygı duruşu niteliğindeki Seamaster Aqua Terra modelini taktı. 41 mm paslanmaz çelik kasalı, vidalı arka kapağı ve dalga desenli kenarıyla bu modelin siyah lake kadranında Omega logosu öne çıkıyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ ITALIA WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.