2025’te, yıllardır olmadığı kadar çok ofis görüyoruz. Hem gerçek hayatta, dört günlük ofis zorunluluklarının geri dönüşü sayesinde. Hem de ekranda, Industry’de, Babygirl’de (her ne kadar fazlasıyla ateşli bir düzeyde olsa da) ve tabii ki şimdinin kült distopya takıntısı Severance’ta.
Severance, kurgusal biyoteknoloji devi Lumon’da çalışan bir grup ofis robotunu takip ediyor. Burada çalışanların zihinleri “ayrıştırılıyor”: “İçteki” iş kişiliği ve “dıştaki” gerçek yaşam kişiliği birbirinden koparılıyor. Dan Erickson’un bu tuhaf bilimkurgu gerilimi ikinci sezonuna girdi ve dizinin kendine özgü estetiği sayesinde su sebili sohbetlerinde zirveye tırmandı.
İş kıyafetleri retro dönüş sayesinde yeniden gündemde. Belki havalı değil, ama en azından yeniden ilginç. Babygirl’de ofis kıyafetleri genç, cinsel bir çekiciliği ortaya çıkarmak için soyulurken (bkz. Adidas sneaker’lar, ıslak atletler, Gen Z zincirleri, CEO’nun köşesinde seks), Severance’ın kostümlerinde amaç tam tersine: tektiplik, anti-modernlik. Karakterler steril bir tekdüzelik üzerine inşa ediliyor.
Dizideki “içteki” erkekler için temel, tek düğmeli takım elbise. Moda versiyonu değil; iki düğmeli, dar yakalı klasik bir takım. Tertemiz gömlek, düz paça pantolon, klasik ayakkabılar, hafif desenli kravat. Numarasız, abartısız; sadece bir kartlık askısı ve Lumon saati eşlik ediyor.
Kostüm tasarımcısı Sarah Edwards, Medium’a şöyle demişti:
“Çalışanların ‘ayrıştırılmış’ katta ne giydiği üzerinde büyük kontrolümüz vardı. Lumon’daki her şey gibi, özellikle o iç bölmede her şey fazlasıyla kontrol altında. Bir kıyafet kuralı el kitabı yazıldığını hayal ettik. Erkekler için takım, gömlek, kravat, ayakkabı. Kadınlar için etek, bluz veya elbise ve pratik ayakkabılar.”
Kurumsal estetik yeni değil ama bu kadar klinik haliyle iştah açıcı da olmamıştı. Genelde ofis-core, 70’ler ve 80’lerin seksileştirilmiş klişelerinden beslenir: çift düğmeli Wall Street takımları, renkli aviator gözlükler, kalem etekler… Sekreterliğin kadınlara özgü olduğu döneme göz kırpar. Yani ofis, gerçeklikten ziyade fanteziydi.
Severance’ta ise yeni hava gerçekten ofise uygun. Derinlemesine cinsiyetsiz. Ve artık Apple TV+’ın dışında, Londra’nın merkezindeki ofis bloklarının ötesinde, moda da Lumon-core’a dalıyor. Belki değişen çalışma düzenlerimiz yüzünden. Belki bu bir resesyon göstergesi! Ne olursa olsun, moda endüstrisi ofis alanında kendine bir kübik kiralamış durumda.
Balenciaga’nın 2025 sonbahar/kış defilesinde en öndeydi. İlk görünüm: ince siyah takım, en üst düğme kapalı, Q2 (ikinci çeyrek) kâr-zarar toplantısına gidiyormuş gibi. İki model sonra lacivert versiyonu geldi. Bu sefer çerçevesiz gözlükler, açık evrak çantası, süet bağcıklılarla. (Tabii koleksiyon tamamen ofis dostu değildi; sonunda takımlar göğüs uçlarına kadar kesilmiş atletlere ve vahşi eşofmanlara dönüştü. Balenciaga’ya özgü bir durum. Ama yine de!)
BALENCIAGA sonbahar/kış 2025 - Getty Images
Daha önce, Londra Moda Haftası’nda Kent & Curwen, metro istasyonu dekorunda, ofise gider gibi yürüyen modellerle bir defile sundu. Burada da yıldız tek düğmeli takımdı; biraz daha bol, beli sıkıştıran şeritlerle. Seyirciler cep önlerine takmaları için kartlıklar aldı. Daha fazla 9’dan 5’e cosplay.
Bazı markalar ise geleneksel takımı bırakıp detaylarla oynadı. Tom Ford’da yeni kreatif yönetmen Haider Ackermann, pullarla işlenmiş slim takımlar sundu; kravatlar deriydi. Sonra aynı takım, bu kez neon yeşil ve kahverengi tonlarında çıktı. MDR departmanında giyilmez ama mesaj net.
Lemaire sonbahar/kış 2025
Yükselen Kopenhag markası Mfpen, İskandinav rahatlığıyla silueti gevşetti. Gömlek yakaları daha salaştı, ceketler dar değil kutu formundaydı. Lemaire de omuz ve kalçaları yumuşatarak takımı daha düşmeli hale getirdi.
Gerçek insanlar da “içteki” gibi giyinmek istiyor. Oscar’da Jesse Eisenberg ve Ethan Slater’ı O&D departmanının florasan ışıklarından ayıran tek şey, saten yakalarının ince parıltısıydı. Siyah takımları zamansız ve tamamen uygundu.
GETTY IMAGES
Bunu “trend” olarak adlandırmak zor, hatta biraz distopik. Dahası, size gidin satın alın demek de zor. Bazen gerçek hayat, kültür ve moda tek bir noktada kesişir; yapılacak tek şey bunun farkına varmaktır. Eğer 12:30’da florasan ışıkları altında mikrodalga kuyruğunu biliyorsanız, bir şey yapmanıza gerek yok. Eğer bilmiyorsanız ve Severance estetiğine dahil olmak istiyorsanız, size Balenciaga’yı önerebiliriz.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.