Timothée Chalamet’nin canlandırdığı Marty Supreme etrafında kopan kaos ve haklı heyecan arasında dürüst olalım, gerçekten büyük bir ilgi var ve rakamlar şimdiden yüksek görünüyor. Bu nedenle filmin baş karakterinin bileğinde görülen saatin son derece bilinçli ve kasıtlı bir tercih olması kimseyi şaşırtmıyor. Bu seçim, işini aynı derecede titizlikle yapan prop master Michael Jortner’a ait.
Jortner, yıllar içinde The Trial of the Chicago 7 ve The Many Saints of Newark gibi, her ikisi de 1960’ların sonlarında geçen filmlerdeki saat seçimlerinin arkasındaki isimdi. Marty Supreme’den önce ise The Complete Unknown projesinde çalıştı. “Daha önce Timmy ile Bob Dylan projesinde birlikte çalışmıştım, bu yüzden aramızda bir çalışma ilişkisi vardı,” diyor.
Bir prop master’ın rolü hedef açısından oldukça net. Çalıştığı filmdeki tüm aksesuarları kusursuz şekilde seçmek. Bu ister bavul, ister şemsiye, ister bardak ya da saat olsun. Jortner, yıllar içinde farklı dönemlere ait geniş bir saat koleksiyonu oluşturdu. Uzmanlık alanı ise Amerikan Rüyası olarak anılan 1950-1970 dönemi.
Jortner yeni bir filmin setine gittiğinde, önce kendi koleksiyonundan parçalar çıkarıyor, ardından aktör için “alışverişe” başlıyor. Genellikle sekiz ila on saatle bir başlangıç seti oluşturuyor. Bu saatler kostüm provaları sırasında oyuncuya denetiliyor ve hangisinin karakterle örtüştüğüne bakılıyor.
Marty Supreme için Jortner, Chalamet’nin gözlükleri ve seyahat çantalarıyla uyumlu olacağını düşündüğü bir grup kol saati hazırladı. “İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonraki dönemde insanların taktığı saatleri yansıtan bir seçki istedim. Bir iş insanını ya da kendini olduğundan biraz daha yüksek bir statüde göstermeye çalışan birini çağrıştıran parçalar arıyordum,” diyor.
Seçilen saat, 1864’te kurulan Amerikan markası Elgin Watch Company’ye ait bir vintage modeldi. Elgin büyük hayaller kurmuş, saat dünyasında önemli bir isim haline gelmiş, ancak Marshall Planı sayesinde İsviçre saatlerinin ABD pazarına girmesiyle satışları düşmüş ve 1968’de faaliyetlerine son vermişti.
YouTube’daki Watches ’n Style kanalından Young Brando, “Elgin’in çöküşünden önceki hikayesi oldukça ilham verici,” diyor. “Şirket yalnızca Elgin kasabasıyla sınırlı kalmadı, iki Amerikan kasabasına daha adını verdi. Bunlardan biri, 1963’te operasyonların büyük kısmının taşındığı Güney Carolina’daki Blaney’di. Bir diğeri ise Kuzey Dakota’daki Elgin kasabasıydı. 1910’da kasaba resmen kurulduğunda, komite üyelerinden biri cep saatinden ilham almıştı. O saat bir Elgin’di.”
Saat markasıyla ilgili bu bilgiler ve Jortner’ın seçtiği Elgin’in estetiği, altın renkli, dikdörtgen kasalı ve saat altı yönünde küçük saniye göstergesi bulunan tasarımı, Chalamet’nin kararını açıkça etkiledi. Jortner, “Timmy her şeyi denedi ve bu Elgin saate gerçekten yöneldi. Bu projenin ruhuna hitap ettiğini hissetti,” diyor. “Dikdörtgen formun büyük hayaller fikrini çağrıştırdığını düşündüm. Kayışın zarif ve ince olması da bunu destekliyordu. O dönemde saatlerin kadranları bugünkülere kıyasla çok daha küçüktü. Bu da saati dönemine sağlam şekilde oturtuyordu.”
Jortner, İsviçre yapımı birkaç Hamilton saatin de seçenekler arasında olduğunu ancak Chalamet’nin bunları pek doğru bulmadığını anlatıyor. “Elgin, 1950’lerin başında çok popülerdi ve karakteri için Amerikan yapımı bir saatle devam etmek istedi. Bu tercih, Amerika Birleşik Devletleri’ni ve masa tenisini dünyada temsil etme fikriyle de örtüşüyordu. Karakterin biraz daha vatansever görünmesini istiyordu. Saatin altın olması da kendini nasıl sunmak istediğine dair bir ipucu veriyordu.”
O dönemde insanlar saati, bugün olduğu gibi bir aksesuar olarak değil, zamanı bilmenin en pratik yolu olduğu için takıyordu. Dikkatli izleyiciler, filmde taksi şoförünü canlandıran Tyler, the Creator’ın da 1950’lerden kalma başka bir Jortner saatini taktığını fark edecektir.
Ancak Jortner’ın Chalamet’nin saatiyle ilgili gösterdiği detaycılık özellikle dikkat çekici. “Döneme ait olduğu belli olan ama o dönemde yeni görünmeyen bir şey istersiniz. Doğru miktarda yaşanmışlık hissi olmalı. Camında çizikler olabilir, ibrelerden biri biraz ayarsız durabilir. Bu, saatin gerçekten kullanıldığını ve bir hayatı olduğunu hissettirir,” diyor.
Tüm bu detaylar, masa tenisinde asi bir figür olan ve kendi kendini var eden bir Amerikan kahramanı haline gelen Marty Mauser için en doğru saati ortaya koyuyor. Young Brando, “Saatin Elgin olması oldukça anlamlı,” diye ekliyor. “Hem Amerikan bir marka hem de bir zamanlar Lord Elgin ve Lady Elgin gibi isimlerle saatlerini pazarlayan, hedefleri olan bir markaydı. Üstelik artık var olmayan bir üretici. Bu sayede, bugün bir Hamilton gibi İsviçre yapımı bir saat kadar yaygın ve tanıdık değil. Bu da yapımın dönem hissini güçlendiriyor.”
İnsanların filmleri artık evde, dizüstü bilgisayarlarından izleyip durdurabildiği ve saatlere yakınlaştırabildiği bir dönemde, bu tür ayrıntılar daha da önem kazanıyor. Jortner, “Bu durum hem doğruluk ihtiyacını artırdı hem de her şeyin yerli yerinde görünmesini zorunlu kıldı,” diyor.
Aynı zamanda bu detaylar, Jortner ve diğer prop master’lara karakterlerin kişilikleriyle ilgili küçük ipuçları, yani Easter egg’ler ekleme fırsatı da veriyor. “Karakterin döneme girmesine yardımcı olacak küçük parçalar bulmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda izleyicinin fark edip keyif alacağı detaylar eklemek istiyoruz,” diyor ve Marty Supreme’de keşfedilmeyi bekleyen daha pek çok sürpriz olduğunu ekliyor. Gerçek Chalamet hayranları için av başlasın.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
