Dünya genelinde ruh sağlığı konusuna ilgi giderek artarken, İskoçya’da gerçekleştirilen yeni bir araştırma özellikle işe gidip gelmek için bisikletin tercih edilmesinin kaygı ve depresyona karşı şaşırtıcı bir çözüm olabileceğini ortaya koyuyor. Edinburgh Üniversitesi uzmanları tarafından yürütülen bu araştırma, bisiklet kullanan kişilerin, farklı ulaşım yöntemlerini tercih edenlere kıyasla ruh sağlığı ilaçlarının reçete edilme olasılığının daha düşük olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar Edinburgh ve Glasgow’da yaşayan yaklaşık 380 bin kişinin verilerini inceledi. 2011 İskoçya nüfus sayımından elde edilen bilgiler, Ulusal Sağlık Hizmetleri reçete kayıtlarıyla karşılaştırıldı. Ortaya çıkan sonuç oldukça dikkat çekici: Bisikletle ulaşım sağlayan kişilerin antidepresan veya anksiyete ilaçları kullanma ihtimali yüzde 15 daha düşük.
Kadınların bu ulaşım şeklinden erkeklere kıyasla daha fazla fayda gördüğü de belirtiliyor. Yine de bu umut verici sonuçlara rağmen Glasgow’da yaşayanların yalnızca yüzde 2’si ve Edinburgh’da yaşayanların yüzde 5’inden azı işe gitmek için bisiklete yöneliyor.
School of GeoSciences’tan Dr Laurie Berrie, bu araştırmanın önemli bir gözleme dayandığını söylüyor: Bir bisiklet yoluna yakın bölgelerde yaşayanlar bisikleti ulaşım aracı olarak daha sık tercih ediyor. Araştırmacılar da bu örneklem üzerinden benzer yaşam koşullarına sahip bisikletli ve bisikletten uzak kişileri karşılaştırarak neredeyse rastgele denemeyi taklit eden bir inceleme yürütmeyi başardı.
Bisikletin faydaları yalnızca ruh sağlığındaki iyileşme ile sınırlı değil. Düzenli pedallamak hem ulaşım sağlıyor hem de gün içerisinde somut bir başarı hissi yaratıyor. Gerek kırsalda uzun bir rota gerek şehir içinde kısa bir tur olsun, kat edilen mesafe kişiye o gün için bir şey başarmış olduğunu hissettiriyor.
Pek çok bisikletçi için bu aktivite yalnızca bir ulaşım biçimi değil, günün akışını ferahlatan bir mola niteliğinde. Spor psikoloğu Josephine Perry’nin belirttiğine göre, egzersiz depresyon belirtilerini azaltmada antidepresanlar kadar etkili olabiliyor. Üstelik fiziksel aktivite dopamin salgılanmasını sağlayarak anında iyilik hali yaratıyor.
Zor bir dönemden geçiyorsanız, kısa bir bisiklet turu dahi büyük fark yaratabilir. Derin nefes alma, doğayı gözlemleme ya da başka bisikletçilerle birlikte hareket etme gibi küçük anlar bile destekleyici olabilir. Perry, “Bisiklet sürmek sizi başkalarına bağlar. Yoldan geçen bir bisikletçiye hafifçe baş sallamak ya da yan yana sürerken kısa bir sohbet bile insana iyi gelir” diyor.
Yine de her aktivitede olduğu gibi denge önemlidir. Perry, “Bisiklet ruh sağlığı için harikadır ancak bu bir takıntıya dönüşürse aşırı antrenman ya da spora bağımlılık gibi riskler ortaya çıkabilir” diyerek uyarıyor. Bisiklet, hayatın diğer alanlarını olumsuz etkilemeyecek şekilde bütünsel sağlığı destekleyen bir araç olarak kalmalıdır.
Araştırmacıların ulaştığı sonuçlar yalnızca bireysel sağlıkla ilgili değil. Aktif ulaşımın teşvik edilmesi ilaç kullanımını azaltmanın yanı sıra karbon emisyonlarını ve şehir içi trafik sıkışıklığını da düşürüyor. School of GeoSciences’tan Profesör Chris Dibben, bisiklet altyapısına yatırım yapmanın uzun vadede halk sağlığı için son derece akıllıca olduğunu vurguluyor.
Peki siz de işe giderken bir dahaki sefere bisikletinize atlamaya ne dersiniz? Modern hayatın stresi ve gerginliği karşısında basit ama güçlü bir çare keşfedebilirsiniz.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANSA WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
