Fotoğraf: Getty Images; Kolaj: Gabe Conte
Kızılötesi (infrared) saunalar son yıllarda büyük bir popülerlik kazandı, üstelik teknik olarak gerçek anlamda “sauna” bile sayılmazlar. Deneyimsiz bir göz için görünüşte klasik bir saunadan farkları yoktur: ahşap paneller, oturma bankları ve içeri telefonla girmekte ısrar eden bir adam… Ayrıca her ikisi de pek çok ortak sağlık faydasını paylaşır. Ancak neden son zamanlarda her spor salonu, wellness kulübü ve butik HIIT stüdyosunun soyunma odasında bu yeni nesil ter kutularından biri varmış gibi görünüyor? Birincisi, pratik sebeplerden dolayı. Kızılötesi saunalar çok daha az ısı yayar, bu da etraftaki ortamı saunaya girmek istemeyenler için çok daha katlanılabilir hale getirir. Daha da önemlisi, wellness sektörü her zaman “yeni ve parlak” olanın peşindedir. Üstelik bu tür saunalar, kullanıcıların tesadüfen binayı yakma riskini de azaltır. Üstelik kızılötesi saunaların kendine has bazı faydaları da vardır. (Örneğin iPhone’unuzun aşırı ısınma riskini düşürür, ama bunu bizzat denememizi istemeyin.)
Teknik olarak birkaç sauna türü vardır, ancak bunlar genellikle iki ana kategoriye ayrılır: geleneksel ve kızılötesi. Gerçek bir geleneksel sauna, aynı zamanda “Fin saunası” olarak da bilinir, odun ateşiyle ısıtılan taşlar aracılığıyla içerdeki havayı ısıtır. Günümüzde elektrikle çalışan saunalar da bulunur (bunlar da “geleneksel” kategorisinde değerlendirilir). Bu saunalar taşları ateş yerine elektrikle ısıtır ve 65 ila 105 santigrat derece arasında sıcaklıklara ulaşabilir. “Bu saunalar genellikle kuru ve yüksek sıcaklıklarda çalışır, yoğun terlemeyi tetikler” diyor Beverly Hills Cardiovascular kliniğinde klinik kardiyoloji direktörü olan Dr. Sam Setareh.
Kızılötesi saunalar ise merkezi bir ısı kaynağına sahip değildir. Bunun yerine, seramik veya metal paneller kullanarak uzak kızılötesi ışık yayarlar. “Kızılötesi sauna, çevresindeki havayı ısıtmak yerine vücudunuzu doğrudan kızılötesi ışıkla ısıtır” diyor Dr. Setareh. Bu nedenle, kızılötesi saunalar 38 ila 73 santigrat derece arasında, yani çok daha düşük sıcaklıklarda çalışabilirken, yine de geleneksel saunaya benzer bir deneyim sunar.
Dr. Setareh’e göre “Her iki sauna tipi de kan dolaşımını iyileştirme, rahatlama sağlama ve toparlanmayı destekleme gibi ortak faydalar sunar” ve yapılan araştırmalar her iki türün de tansiyonu düşürmede olumlu etkileri olduğunu göstermiştir. Ancak hangi sauna türünün sizin hedeflerinize daha uygun olduğunu belirleyen bazı önemli farklar vardır.
Finlandiya’da 2015 yılında yapılan ve 20 yıl boyunca 2315 erkeği inceleyen önemli bir araştırma, sauna kullanımını uzun süredir kalp sağlığı ve daha düşük ölüm riskiyle ilişkilendiriyordu. Ancak geleneksel saunaların kızılötesi saunalarla karşılaştırıldığı ilk kapsamlı çalışma, bu yıl American Journal of Physiology dergisinde yayımlandı. (Araştırma ayrıca iki sauna türünü jakuzilerle de karşılaştırdı ve şaşırtıcı biçimde kalp sağlığını en fazla destekleyen aracın jakuzi olduğu sonucuna vardı.)
“Özetle, uzak kızılötesi sauna vücut sıcaklığında en az artışa neden oldu, dolayısıyla kalp-damar sistemi üzerindeki etkisi en düşük seviyedeydi” diyor Oregon Üniversitesi İnsan Fizyolojisi Profesörü ve çalışmanın baş yazarı Dr. Christopher T. Minson.
“Uzak kızılötesi saunaların sağlıksız olduğunu söylemiyorum” diyor Dr. Minson. “Yalnızca, kalp-damar faydalarını görmek için bu saunayı çok daha uzun süre—aylar boyunca—kullanmanız gerektiğini söylüyorum. Daha fazla zaman alır. Oysa geleneksel sauna ve jakuzi, uzun vadede çok daha belirgin etkiler yaratır. Verilerimiz bunu gösteriyor.”
Geleneksel saunalar kalp atış hızınızı artırmada daha etkilidir, ancak cilt bakım rutininize katkı sağlama konusunda aynı şey söylenemez. “Ne kadar terlerseniz terleyin, ter bezlerinizden toksin atmıyorsunuz” diyor Dr. Minson ve terin neredeyse tamamen su ve tuzdan oluştuğunu açıklıyor. Kızılötesi saunalar ise yayımladıkları enerji sayesinde cildin daha derin katmanlarına nüfuz ederek cilt detoksuna gerçekten yardımcı olabilir.
“Detoksifikasyon açısından, eğer gözenekleriniz tıkalıysa ya da akneye eğilimli bir cildiniz varsa, enerji ne kadar derine nüfuz ederse gözeneklerinizi o kadar iyi temizler, sivilce ve siyah noktaları azaltır ve ölü deri hücrelerini uzaklaştırır” diyor Indiana, Fort Wayne’deki Radiant Dermatology Associates’in kurucusu dermatolog Dr. Dara Spearman.
Kızılötesi ışığın yalnızca ısıyla değil, daha derin tabakalara nüfuz etmesi, kan dolaşımını artırmaya ve kolajen üretimini uyarmaya da yardımcı olabilir. Yonsei Medical Journal’da yayımlanan bir çalışmaya göre bu süreç, cilt elastikiyetini artırır, hiperpigmentasyonu azaltır ve ince çizgilerle kırışıklıkların görünümünü hafifletir. “Kolajen üretimini artırmak istiyorsanız, bunun kolajen dokularının ve elastin liflerinin bulunduğu daha derin seviyede gerçekleşmesi gerekir” diyor Dr. Spearman. “Kızılötesi sauna bu ikinci cilt katmanına daha fazla kan akışı sağlar ve bu nedenle geleneksel saunaya kıyasla daha belirgin bir iyileşme görülür.”
Kızılötesi saunaların cildin altına daha iyi nüfuz edebilmesi nedeniyle, kaslara da daha derin ulaşabileceği ve dolayısıyla kas iyileşmesini destekleyebileceği sıkça iddia edilir. “Geleneksel saunalara kıyasla bu ısının cilde ve dokulara daha derinlemesine etki ettiği düşünülür” diyor Dr. Setareh. “Bu da kaslara ve eklemlere ulaşarak kronik ağrıların hafiflemesine, kasların toparlanmasına ve esnekliğin artmasına yardımcı olabilir.”
Ancak bu iddiayı destekleyen bilimsel bir kanıt yoktur ve kızılötesi saunaların faydaları büyük ölçüde cilt yüzeyinde sınırlı kalabilir. “Uzak kızılötesi saunaların sağlıklı olduğunu düşünüyorum, ancak üretici firmaların iddialarının bilimin çok ötesine geçtiğini de düşünüyorum” diyor Dr. Minson. “Yakın zamanda yayımladığımız bir çalışmada bir kişiyi uzak kızılötesi saunaya aldık ve bu ışığın iddia edildiği kadar kas derinliklerine ulaşmadığını gözlemledik.”
Her durumda, Dr. Setareh ve Dr. Minson, kızılötesi saunaların yüksek ısıya alışık olmayan veya saunaya yeni başlayan kişiler için iyi bir başlangıç noktası olabileceği konusunda hemfikir. Üstelik Dr. Minson’a göre hiçbir şey yapmamaktan iyidir. “Sağlıkla ilgili bir şeye, az da olsa, katkıda bulunuyorsanız buna zaman ayırmaya değerdir.”
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.