Ocak ayında New York’a gittiğimde, arkadaşlarım beni NoHo’daki Jean’s adlı restorana götürdü. Bir garson, 01:30 sularında hiç de acele etmeden spagetti pomodoro ve ton balıklı carpaccio siparişlerimizi aldı. Loş ışıklı ve dolup taşan yemek salonunda sersemlemiş gibiydim. Londra’ya döndüğümde ise, mahallemdeki pub’da “Son siparişler, mutfak kapanıyor” anonsu oldukça kibar bir şekilde saat 21:00’de yapılıyor.
Ama son zamanlarda, Londra’nın “erken uyuyan” klişesi çatlamaya başladı. Soho’daki çok övülen Mountain adlı restoranda, şef ve işletmeci Tomos Parry, misafirlerden gelen yoğun talep üzerine son rezervasyon saatini 22:30’a çekti. 2023 sonunda açılan, loş ışıklı ve ünlülerin uğrak noktası The Dover’da ise, perşembeden cumartesiye 22:00 sonrası oturumlar %80-90 doluluk oranıyla geçiyor. Bu bahar açılan iki yeni mekân – Soho’daki 27 Compton Street makarna barı ve Çin Mahallesi’ndeki Sichuan mutfağına sahip Noodle & Beer – gece geç saatlere kadar hizmet vereceklerini taahhüt ediyor.
“Eskiden Londra’da istediğiniz saatte yemek yiyebilirdiniz, tiyatro öncesi ya da sonrası fark etmezdi,” diyor The Dover’ın sahibi Martin Kuczmarski, ki kendisi 15 yıl boyunca Soho House Group’ta COO’luk yapmış. “Ama Covid herkesi biraz tembelleştirdi. Müşteriler evde kalmaya alıştı, restoran sahipleri de, ‘Saat 22:00’den sonra pek iş olmuyor, erken kapatalım,’ demeye başladı. Bu ne yazık ki kısır bir döngüye dönüştü.”
Londra’yı “24 saat açık bir şehir” haline getirmek, Belediye Başkanı Sadiq Khan’ın uzun süredir hedefiydi – ama karışık sonuçlar elde edildi. Yerel belediyeler gece geç saat ruhsatı vermeye direnince projeler aksadı. Brexit ve pandemi de hizmet sektörünü zora soktu, birçok mekânın çalışma saatlerini kısmasına neden oldu. Ama geçtiğimiz ay büyük bir gelişme yaşandı: hükümet, Khan’ın yerel meclislerin ruhsat kararlarını geçersiz kılabileceği bir pilot programa onay verdi. Bu yaz Londra’daki geceler uzayabilir.
“Londra’da her zaman geç saatte yemek yenebilen bölgeler vardı, mesela Edgware Road’daki Lübnan restoranları ya da Green Lanes’teki Türk ve Kürt lokantaları,” diyor restoran öneri platformu The Infatuation’dan Jake Missing. “Ama öte yandan, Soho ve Shoreditch gibi daha çok yatırım alan yerlerde işler değişti. İnsanlar sadece iyi yemek istemiyor artık. Farklı bir deneyim, mümkünse bir gece dışarı çıkma planı da istiyor. Bazen yatma saatiniz geçse bile dışarıda kalmanın ne kadar keyifli olduğunu hatırlamak gerekiyor.”
Bu Nisan ayında Shoreditch’te Knave of Clubs pub’ının üst katında açılan One Club Row, 2000’lerin çılgın enerjisini (büyük martini tepsileri, canlı piyano, karabiber soslu cheeseburgerler) yansıtan havasıyla hızla müdavim kazandı. Son rezervasyonlar şu an için 22:00, ama hedef daha da geç saatlere uzanmak. Ortaklardan Benjy Leibowitz, “Hafta boyunca saat 21:00’dan sonra gelen insan sayısı bizi şaşırttı,” diyor. “Geçen salı, saat 22:30’da masalarımız tamamen doluydu.”
Şu anda Londra’da az sayıdaki popüler mekândan biri olan restoran, çevrimiçi ve gerçek hayatta büyük ilgi görüyor. Bu da insanların konfor saatlerinin dışına çıkmasını kolaylaştırıyor. “İnsanlar genelde ya çok erken ya da çok geç yemek yemeyi tercih edebiliyor. Ama bazen bu sadece 19:30’da yer bulamadığınız için oluyor,” diyor Leibowitz. “Ama en kötüsü, bir yere rezervasyon yaptırıp ortamın ölü gibi olması. Biz şanslıyız; hem erken saatte hem geç saatte eğlenceliyiz.”
Gece geç yemek yeme trendi, modada ve kültürde son dönemde gözlenen “boom boom” yani aşırılık ve 80’ler çılgınlığına dayanan akımla da örtüşüyor. Bu dönemin Londra’daki simgelerinden olan Jeremy King, Arlington ve The Park adlı restoranlarında 21:00 sonrası menüleri %25 indirimli sunmaya başladı. “Tiyatro sonrası gelen insan sayısında büyük bir artış görüyoruz, bu ilginç. Her zaman ‘tiyatro sonrası’ denir ama aslında ‘herhangi bir şey sonrası’,” diyor King. “Ben 22:30’dan sonra insanlara evindeymiş gibi bir his vermek istiyorum. Gece dışarı çıkmanın kötü bir şey olmadığını, boş bir odada yalnız kalınmayacağını göstermek istiyorum.”
Gece rezervasyonları bazen ünlüleri yakalamanın en iyi yolu olabiliyor, çünkü daha az kalabalık daha çok mahremiyet demek. The Dover açıldıktan kısa süre sonra Sarah Jessica Parker sık sık gece gelen konuklardan biri oldu. Eşi Matthew Broderick’le birlikte, Plaza Suite oyununun ardından arkadaşlarıyla birlikte gelir, karides kokteyli, köfteli spagetti ve burger paylaşırdı. “Geç saate geldikçe insanların yemek tercihleri daha cömertleşiyor,” diyor Kuczmarski.
Öte yandan, birçok kişi artık dışarı eskisi kadar çıkmıyor. Bu, hem Londra’daki düzgün gece kulüplerinin azalmasından, hem de Z kuşağının alkol tüketmeye daha az meyilli olmasından kaynaklanıyor olabilir. 22:30’daki bir akşam yemeği, kulüp gecesiyle aynı saatleri doldurabilir (ve dışarı çıkmak için 100 pound harcayacaksanız, yanında güzel bir akşam yemeği fena fikir değil). “Londra coğrafi olarak çok büyük. İnsanlar şehrin bir ucundan öbür ucuna gitmek zorunda kalmazsa mutlu oluyorlar,” diyor Missing. “Son bir yılda gördüğümüz birçok yeni açılış, Londralıları daha çok Manhattan tarzı sosyalleşmeye itiyor. Bu da daha geç saatlere uzanan, alt katta ya da yan barda bir içkiyle başlayan ve ardından rezervasyona geçilen bir akış demek.”
Pandemi sonrası Londra’da “kulüp-restoran” denemeleri olmuştu ama pek tutmadı – fazla gürültülüydüler, baş ağrıttılar ve yemekler arka planda kaldı. Londra’nın en yeni geç saatli yeme-içme mekânları ise yemek, içki ve atmosferi eşit önemde tutarak başarılı oluyor. Sabah 6’daki alarmınızı kaçırabilirsiniz – ama kalabalık bir salonda gece yarısı burgerinizi soğuk bir içecekle yudumlarken bunu pek de umursamayacaksınız.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
