İnsan bazen kaybedince anlıyor.
Bu her zaman negatif bir söylem değil.
Evet bazen elimizdekinin değerini onu kaybedince anlıyoruz ama ben bu sefer işin diğer tarafından bahsediyorum.
Elimizde, etrafımızda o kadar çok şey var ki, o karmaşıklık çoğu şeyi kaçırmamıza sebep oluyor.
Bazen ancak bazı şeyler ortadan kaybolduğunda diğerlerine erişebiliyoruz.
Bazı şeylerin sesi kısıldığında diğer sesleri duyabiliyorsun.
Kaybetmek her zaman kötü bir şey değildir belki de, diğer şeylere yol açar.
Zaten bazen de kaybetme aşamasına gelemeden, ‘onu’ bulamıyorsun bile. Mesela ‘o şey’ yıllardır seninle ve senin hayatında belki ama sen onun farkında bile değilsin.
Geçtiğimiz hafta Pokut Yayla’sına çıktığımda, hayatımda ilk defa duyduğum, bir kuşun kanat çırpma sesi gibi mesela.
15 metre üstümde olan büyük bir kuşun yavaş yavaş çırptığı kanatları rüzgara çarpıyordu. Kanatların rüzgarla birleşip yarattığı o sesi bana duyuran yıllardır duymadığım bir sessizlikti.
Çıt yok.
Ve ona binlerce ağaçla çevrili bir oksijen deposu eşlik ediyor.
Sadece o yaylanın üzerinde yetişen ürünlerden hazırlanmış yemekler.
Yaşamını doğanın ona verdiği kadarının üzerine kuran Pokut Yaylası sakinleri.
Ben bu hafta yine deneyim dediğimiz şeyin ancak siz de yaşayınca gerçek olacağı inancı tarafındayım. Pokut'un manevi olarak size ne sunacağını bir tek gidince siz görebileceksiniz ama ben size zengin bir Pokut deneyimi yaşamak için gerekli bilgilerden bahsedeyim.
Pokut Yaylası'na Yapacağınız Olası bir Ziyaret İçin Bilmeniz Gerekenler:
- Kar yağmaya başladığı anda yayla sakinleri Pokut üzerindeki bütün evleri kapatıp yayladaki yaşamlarını karın bittiği zamana kadar başka yerlerde sürdürüyorlar, bu tarih her yıl değişiyor, gitmeden önce yayladaki hava durumunu öğrenin. Yukarıdaki resimde gördüğünüz evleri kapatan bir kar yağdığında onların üzerinde snowboard da yapılıyormuş, o başka bir deneyimin konusu.
- Yayla Çamlıhemsin'e 21 kilometre de olsa yaylaya çıkmak en az bir buçuk saat sürüyor, bir tarafı orman bir tarafı uçurum olan çok taşlı bir yoldan yaylaya erişiyorsunuz. Bu bir buçuk saatlik yolculuk bir titreşim makinasına binmişlik hissiyle eş değer. Yolun onarılmamasının zaten kalabalıklaşan turist nüfusunu engellemek için bir strateji olduğu söyleniyor. 4x4 bir araba olmadan yukarı çıkmanız zor, hele ki otomatik bir araçla çıkmayı denemeyin, ben denedim arabadan 'vites kutusu hareret yaptı' sinyalini almam sadece 15 dakika sürdü.
- Demircioğlu Dağ Evi yayla üzerinde kalınabilecek en iyi seçeneklerden bir tanesi. Sürekli yanan sobanın üzerinde her an taze çay var, şömine sürekli alevli ve konağın sahibi Firdevs Demircioğlu'nun yemekleri yaylaya çıkılan zorlu yola bedel. Firdevs Hanım'ın masaya koyduğu bütün ürünler yayladan. Kendi yaptığı kaymağı, tepsi kurabiyesini, yaban mersini reçelini yemeden dönmeyin.
- Sabah gün doğarken Pokut Doğa Konuk Evi'nde kahve içip yayla manzarasının tadına varın.
- Gün batarken de nam-ı değer Pokut Gün Batımı Cafe'de zaman geçirip bir şeyler içebilirsiniz. Orada mekanın sahibi İlker Bey ile sohbet edin, ama oranın simgesi Kaçkar'ı(kangal cinsi bir köpek) ihmal etmeyin, yoksa size sarılarak ve sizi yere devirerek sizden öcünü alacaktır.
- Pokut Yaylası sakinlerinden Macit Bey'i Tulum çalarken dinleyin.
- Asla drone uçurmaya çalışmayın. Hayvanlar korktuğu ve drone sesinden kaçmaya çalışırken hayatlarını kaybettikleri için drone Pokut için yasaklılar listesinde.
- Yanınızda tırmanışa uygun kıyafetler götürdüğünüzden emin olun.
- Yakınlarınıza yaylada olduğunuz süre boyunca size ulşamazlarsa endişelenmemeleri gerektiğini söyleyin. Evet telefon fazla çekmiyor ama konu Instagram da olsa söz veriyorum telefonu bir kenara bırakıp orayı hissetmeyi tercih edeceksiniz.
