LeKoko Collectif sürecinde şimdiye kadar çıkardığın en gayriciddi ders ne oldu?
Bahar:
Fazla renkli olma, cool değilsin sanırlar ! :)) mı acaba ?
Kendimi ifade ederken ve işlerimde renkleri kullanmamın arkasında yatan asıl güdü; hayatla,düzenle ve kendimle dalga geçmek. Bence yaratıcılığın asıl kaynağı bu. LKC ‘de sadece bunun değerini anlayanlar ve bu özgürlüğün tadını keşfetmişler ile çalışıyoruz.
Nadir:
Şirket ismi ciddi olmalıdır.
Kolektivizmden gücünü ve ismini alan LKC’in en 'kolektif' yanı nedir ? Ve bunu hissettiğiniz ilk anı hatırlıyor musunuz?
B: Ben, 18 sene hem dergicilik yaptım, hem de moda & lifestyle markalarının reklam çekimleri için stylist olarak çalıştım. Çok uzun yıllar görünürde ‘stylist’ olarak görev aldığım projelerde , aslında kreatif direktörlük, art direktörlük bazen prodüksiyon yönetimi yaparak geçti. Ajansı olmayan markalarda styling yapmadan önce çekim fikirlerini yaratmak zorunda kalıyordum, ajansı olan markalarda ise genelde koleksiyon analizi yapılmadan üretilen fikirleri markaların gerçeklerine göre uyarlardım. Set dekor fikri,doğru ekibin kurulmasına kadar bütün çekim yönetimini yapardım. İşin komik tarafı zaten bu projelerde yer alan büyük ajansların, prodüksiyon şirketlerinin vb.var olması oluyordu. Bizim sektörümüzde hizmet veren bu şirketlerin gerçek anlamda moda bilgisi olmadığı için sistem çok yanlış ilerliyordu.
Uzun yıllar böyle bir garip bir düzende çalışmak zorunda kaldığım için mecburen kendi kendime bir ekip gibi olmuştum. Ve bunca deneyimden sonra artık sevdiğim işi, doğru bildiğim gibi, arada kimse olmadan, idealist bir kafa yapısı ve inandığım insanlarla yapabilmek adına Le Koko Collectif gibi yeni nesil bir moda ajansı kurmaya karar verdim.
Ve 4 sene önce bana katılan Nadir, Ozan ve diğer ekip arkadaşlarımız ile bunu başardık.
Le Koko Collectif , ‘kollektif’ gücünü, idealist tavrından, multidisipliner çalışma özelliğinden, hayata esprili ve renkli bakıyor olmasından; moda dışında birçok farklı kanaldan beslenen, ekip gücüne inan, işini ‘biri’ olmak için değil de sevdiği için yapan ekibinden alıyor. LKC her tür farklı düşünceye ve renge açı bir yer. Deneyimden önce vizyona, isteğe bakıyoruz ve insanların yeteneklerini parlatmalarına olanak veren bir iş yapış şeklini benimsiyoruz. Hem ekibimiz hem de çalıştığımız markalar ile ortak bir hayal ve ideale inanarak, bir arada aynı heyecan ile eğlenerek çalışabiliyoruz.
Çok uzun yıllar önce 1 başıma stylist olarak çalışmaya başladığım moda sektöründe, artık kendi ekibimle üretiyor olduğumu gördüğüm her gün bu gücü hissediyorum.
N: LKC ortaya çıktığı ilk günden beri hiç bir zaman bireysel performansa dayalı bir yapıda olmadı, bizim ismimizdeki " kolektif " fonetik olarak kulağa hoş geldiği için değil, gerçek anlamda kolektif bir ekip olmamazın sonucu olarak ismimizin içinde yerini aldı. Sanırım LKC 'de ilk kolektif anım Bahar'la kurduğumuz " kolektif hayal " idi.
Son zamanlarda duyduğun en ilham verici kolektif hikayeyi paylaşır mısınız?
B: #istanbulsözleşmesiyaşatır hastagı ile Türkiye’deki kadınların siyah beyaz fotoğraflarını paylaşması ve tüm dünya kadınlarının bu harekete katılması beni çok duygulandırdı ve umutlandırdı.
N: " The Last Dance " bence çok ama çok ilham verici bir hikaye, dünyanın en sıradışı yeteneklerinden biri olan MJ'in takım arkadaşları uyum içinde olduğunda nasıl devleştiğini ve o ahenk bozulduğunda da nasıl bocaladığını çok iyi şekilde anlatan, harika bir belgesel.
Birey olarak içinde yaşadığımız toplum için yapabileceğimiz en güzel şey sizce nedir?
B: Dünya artık başka bir dünya. Şimdiye kadar sustuklarımız, seçimlerimiz ile yüzleşme zamanı çoktan geldi. Küresel ısınma, göçmen sorunları, çocuk işçiler, corona salgını ve tüm diğer acı veren sorunlar artık hepimizin sorunu. Artık sadece içinde yaşadığımız toplum değil tüm dünyayı düşünmemiz gerekiyor. Yani benim keyfim yerinde diyip diğer insanların sorunları ile ilgilenmemek gibi bir lüksümüz yok artık. Hepimiz birbirimize bağlıyız,tüm sorunların kaynağı dünyadaki genel sistem bunu çok net gördük. O yüzden kendi rahatımız için istediğimiz şeylerin acaba dünyanın neresindeki insanın hayatını etkiliyor diye düşünmemiz yapabileceğimiz en etkili şey. Aynı zamanda bizden sonraki nesilleri düşünmek de. Çok daha bilinçli tüketmeli, haksızlıklar için çok daha fazla sesimizi çıkarmalıyız. Elimizden bir şey geliyorsa gücümüzü kullanmamız gerekiyor. Hatta yaptığımız işlerin anlamlı olup olmadığını, dünyaya yarayıp yaramadığını düşünmek bile bence çok önemli. Gerçek değer üretmek geleceği çok daha anlamlı yapacak.
.
N: Daha az şikayet edip daha çok aksiyon almak.
Son zamanlarda edindiğiniz en absürt bilgi?
B: Türkiye’de bulunan Salda gölünün, kayaç oluşumları ve kumullarının yapısı ile dünyada Mars ile benzerlik gösteren iki noktadan biri olduğunu öğrendim. Mars’taki Jezero krateri ile Salda arasında inanılmaz benzerlik bulunuyormuş. NASA’nın çalışmaları için buradan doku almasına çok şaşırdım. Az kalsın bizimkiler oraya da inşaat yapıyordu:)
N: Brezilya'da 11 milyondan fazla kişi Dünya’nın düz olduğuna inanıyormuş.
Bugün için seçeceğiniz ilham veren kare ne olur?
(Sol Fotoğraf)
Bahar:
Miro ve seyahat etmek bana her zaman ilham veriyor. Kendi çektiğim fotoğrafları telefonumda arşivliyor, mooduma göre günlük olarak seçiyorum:)
Cucuron'dan Arles'a doğru giderken yolda çekmiştim, Van Gogh'un Arles'a gitme sebebi olan ışığı yakaladım:))
(Sağ Fotoğraf)
Nadir:
En sevdiğim backstage karelerimizden biri
(ilham veren diğer fotoğraflar sayfa sonundaki galeride)
Bugün ilham vermesi için hangi şarkıyı dinleyeceksiniz?
B: White Gloves, Khruangbin
N: Daydreaming, Radiohead
Emmanuel de Bayser'in Paris'teki evi - @thesocialitefamily hesabından gördüm , sevdiğim IG hesaplarından.
Otel L'arlatan (Arles, Fransa)
Fotoğraf: Bahar
California 'da yaptığımız araba yolculuğu sırasında uğradığımız Salvation Mountain'da çekmiştim:))
B.
MİRO!
Bahar'ın oğlu