Güzel oynamak, en iyi olmak, yorulmamak, seyir zevki vermek, uyumlu olmak, zamanı kullanmak, iyi defans, teknik detaylar… Futbolun sınırlarını aştığımız ve hepsinden çok daha fazlasına tanık olduğumuz bir hafta geçirdik.
Maçın öyküsünün her an yeniden yazıldığı bir Şampiyonlar Ligi senesine eşlik ediyoruz. Sanırım hepimiz 2019 yılının mayıs ayını futbol tarihi açısından “şahit olduklarımız gerçek miydi?” sorularıyla hatırlayacağız. Barcelona karşısında 3-0 geri düşmüş üstüne bir de Salah, Firmino olmadan sahaya çıkmış Liverpool, Anfield Arena’da mucizeler gerçekleştirirken, her saniye değişen ve dönüşen oyunuyla Harry Kane’siz Tottenham, 2019 Şampiyonlar Ligi boyunca tarih yazan Ajax’ın dahi çocuklarına meydan okumayı başardı. Bir sonraki gece ise gözler Avrupa Ligi’ne çevrildi. Önce Arsenal kendi sahasında Valencia’yı sonrasında da Chelsea Eintracht Frankfurt'u penaltılarla geçip finale adını yazdırdı. Ve artık Avrupa kıtasının en büyük iki organizasyonunun final maçlarında sadece tek bir ülke vardı.
İngiliz takımları daha önce iki kez Avrupa kupalarında finalde birbirleriyle karşı karşıya gelmişti; fakat aynı yıl içinde bu durum ilk kez oluyordu. Tottenham 1971-72 Uefa Kupası'nda Wolverhampton’a ile Manchester United da 2007-2008 Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea’ye karşı oynamıştı.
Liverpool için benzer bir durum hepimizin yakından tanıklık ettiği 2005 yılında İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda gerçekleşmişti. 3-0 Milan’ın önderliğindeki Şampiyonlar Ligi finali hiç kimsenin tahmin etmediği şekilde devam etti ve skoru 3-3 ‘e getiren Liverpool penaltılarla kupayı evine götürdü. Milan için kabusa dönüşen İstanbul finali, Liverpool için yeni bir peri masalının başlangıcı oldu.
Öyle ki bu dört takım da isimlerini Avrupa’da finale yazdırmak istiyordu fakat tarihe geçecek bir 90 dakika oynayacaklarını tahmin etmiyorlardı.
Peki bu nasıl oldu?
İngiliz takımları bu serüvende, gol atmak için topa sahip olmanın, zamanı doğru kullanmanın, tempoyu üstünlük sağlayacak şekilde kurmanın ötesinde başka şeylere ihtiyaç olduğunu gösterdi. Bir araya geldiklerinde birey ile takım arasındaki çelişkiyi olumlu bir güç kurmak için kullandı.
Avrupa’da fırtına gibi esen bu dört takım Premier Lig’de de ilk beş içindeki yerlerini aldı. Manchester City ile lig şampiyonluğu için yarışan Liverpool sezonu 97 puanla ikinci sırada tamamladı. Premier Lig'i ilk dört sırada bitiren Chelsea de gelecek yılın Şampiyonlar Ligi vizesini aldı.
Geçen sene Şampiyonlar Ligi finalinde Real Madrid’e karşı kaybeden Liverpool bu sene kupayı kaptırmayacak gibi görünüyor. Chelsea ise transfer yasağı aldığı sezon öncesi belki de şampiyonluğa en çok ihtiyacı olduğu dönemi geçiriyor.
Bir diğer konu ise üç yıl üste üste Real Madrid ile Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmış Ronaldo ve geçen sene 4-1 önde başladıkları çeyrek finallerde yine beklenmedik bir şekilde Roma’ya yenilmiş Messi’li Barcelona 2013 yılından sonra finalde olmayacaklar.
Mayıs ayında son dakika golleri ve mucizelerle yeşeren umutlar, 29 Mayıs ve 1 Haziran’da kimlerin galibiyetiyle sonuçlanacak heyecanla bekliyoruz. İngiliz takımlarının Ağustos ayında karşı karşıya gelecekleri Süper Kupa ise İstanbul Vodafone Park'ta oynanacak.
