Hepimiz dünya çapında bir oyuncunun bir alt lige düşerek bir ligi domine etmesiyle ilgili fantastik bir senaryo kurmuşuzdur. Artık hayal kurmayın çünkü Cristiano Ronaldo ve Lionel Messi sırasıyla Al-Nassr ve Inter Miami'ye yaptıkları transferlerle bunu gerçeğe dönüştürdüler.
Her iki lig de son yıllarda etkileyici bir şekilde gelişti. Ronaldo geçen sezon 16 Suudi Pro Ligi maçında 14 gol attı ve şu ana kadar kendisini dünyanın en çok kazanan sporcusu yapan kulüp için toplamda 25 maçta 20 gol kaydetti ve Arap Kulüpleri Şampiyonlar Kupası finalinde Al-Nassr'a ilk kez kupayı kazandırdı. Bu arada Messi Miami'de yedi maçta on gol attı (gol başına 56 dakika) ve onları ilk şampiyonluklarına taşıdı. İkinci sıradaki forvet arkadaşı Josef Martínez'den 24 maç daha az oynamasına rağmen yeni kulübünün en skorer oyuncusu. Bahse girerim Phil Neville çok sinirlenmiştir.
Federer ve Nadal ya da Prost ve Senna gibi, oyun tarihinin en büyük oyuncularından ikisinin kariyerleri boyunca birbirlerini yeni zirvelere taşıdıklarını gördüğümüz için şanslıyız. Şimdi her ikisi de büyük paralarla son hamlelerini yaptılar, alt elit liglerde minik kramponlu tavus kuşları gibi caka satan bu iki efsaneden öğrenebileceğimiz bir şey var.
Lionel Messi tüm zamanların en iyisi
Fark burada ortaya çıkıyor. Ronaldo'nun Al-Nassr'da geçirdiği dönem hemen hemen her açıdan başarılı oldu ama hala bir şeyleri kanıtlamak için oynuyormuş gibi bir his var. Al-Nassr takımının Temmuz ayında Celta Vigo ile oynadığı sezon öncesi hazırlık maçını 5-0 kaybetmesinin ardından bir gazeteciye konuşan Ronaldo şunları söyledi "Suudi ligi MLS'den daha iyi... Şimdi tüm oyuncular buraya geliyor. Bir yıl içinde daha fazla üst düzey oyuncu Suudi Arabistan'a gelecek.
"Suudi liginin yolunu ben açtım ve şimdi tüm oyuncular buraya geliyor."
Sanki Suudi ligini aşırı övme ve ligin öncüsü olarak mirasını sağlamlaştırma ihtiyacı hissediyormuş gibi (devre arasında değiştirildiğinde Al-Nassr'ın Celta Vigo ile 0-0 berabere kalması muhtemelen yardımcı olmamıştır). Bu arada Messi şu anda 'yaşayabileceği en iyi hayatı yaşamak' sözünün özeti gibi görünüyor.
Belki de sorun budur. Ronaldo'nun nesiller boyu süren yeteneği sayesinde dünya futbolunda kazanılabilecek neredeyse her şeyi kazandı ama Dünya Kupası'nı kazanamadı. Uygun olmayan bir takım yapısı ve saha dışı sorunlarla eski ihtişamını yitirdiği Manchester United'da geçirdiği sinir bozucu dönem, Suudi Arabistan'a taşınması gerçekleşmeden önce oyuncu ve kulüp için neredeyse rezaletle sonuçlanıyordu.
Messi'nin Avrupa'daki son kulübü Paris Saint-Germain'de de durumu pek iyi olmadı ve taraftarlar kulüp için oynadığı son maçtan önce onu yuhaladı. PSG ayrıca sezon başında Suudi Arabistan'a yaptığı izinsiz bir seyahat nedeniyle Messi'ye men cezası verdi. Messi'ye Suudi Profesyonel Ligi de talip oldu ve Al-Hilal'in Messi'ye katılması için 1,2 milyar sterlin teklif ettiği bildirildi. Ne yazık ki Inter Miami'nin sahibi David Beckham kaybetmeyi pek sevmiyor ve etkisi çok yüksek.
Al-Hilal'in -ve dolayısıyla Suudi Arabistan futbol projesinin- reddedilmesiyle Messi'nin Miami'nin parlak ışıklarına taşınması daha da dokunaklı hale geldi. Ronaldo teklifi kabul ederken, Messi (sanatçı) Ed Sheeran misali senin bana ihtiyacın var, benim sana ihtiyacım yok dedi.
İstatistikler, ligler, milli takımların gücü ve Ronaldo ile Messi'nin profil resimlerine sahip anonim Twitter kullanıcılarının durmadan tekrarladığı diğer küçük ayrıntılar hakkında sonsuza kadar tartışabiliriz, ancak 'en iyiler' daha fazlasını temsil eder. Goller, asistler, çalımlar ve daha fazlası, evet, ama bu aynı zamanda hislerle de ilgili. George Best'in hisleri vardı. Johan Cruyff'un hisleri vardı. Maradona, bambaşkaydı. Messi bu üçlünün açık sözlü karakterine sahip olmayabilir ama Miami'ye gelişi kültürel bir fenomendi, her 56 dakikada bir canlanmaya devam eden bir olaydı. Sessiz dehanın hisleri var. Ronaldo ise tüm yeteneğine, adanmışlığına ve başarısına, kutlamalarına, marka anlaşmalarına ve kamusal kişiliğine rağmen sadece esprilere sahip.
Ronaldo kesinlikle Avrupa'dan Suudi Profesyonel Ligi'ne göçü başlattı - Sadio Mané, Riyad Mahrez, Karim Benzema, Roberto Firmino, N'Golo Kanté, Jordan Henderson ve şimdi de Neymar CR7'den sonra onun bölgesine taşındı, oysa Messi MLS'e taşınan tek büyük hücum gücü (Sergio Busquets ve Jordi Alba kusura bakmasın).
Yine de MLS hakkında Profesyonel Lig'den çok daha fazla ve çok daha sıcak terimlerle konuşuyoruz. Ronaldo'nun Al-Nassr'a gelişi, optimum tanıtım için mükemmel bir şekilde koreografisi yapılmış büyük bir spor olayıydı. Yine de 20,000 kişi Messi'nin açılışını görmek için Florida'da fırtınaya göğüs gerdi ve Inter Miami maçlarının bilet fiyatları göz kamaştırıcı meblağlara ulaştı (bu başka bir zaman konuşulacak bir konu). Miami renklerindeki ilk maçını uzatmalarda mükemmel bir frikikle kazandı ve Lig Kupası yarı finalinde 36 metreden topu ağlara göndererek gol attı. İşte millet, saf, doğal hisler.
Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo'nun her ikisinin de harika futbolcular olduğuna şüphe yok ama sadece biri GOAT olabilir - ve tartışma emeklilik yıllarına girerken, kesinlikle artık Messi için bunun çantada keklik olduğunu söyleyebiliriz.
