Değişecek Sayfa Eline Yapışmaz
Dergi Konuları

Değişecek Sayfa Eline Yapışmaz

Eğer isteğin “idare eder” bir hayat yaşamaksa bu sayfayı yavaşça çevirebilir, bu satırları hiç yazılmamış sayabilirsin.

Erkekler, içgüdüsel olarak “yolunda” giden şeyleri rahat bırakırlar. “Bozulmadıysa onarma” kafası… Kadınlarda durum tam tersidir. Biz, işleyen bir şeyin her zaman daha iyi işleyebileceğine inanırız. Bu yüzden de birlikte olduğumuz adamlarda, hemen nelerin düzeltilebileceğine dikkat çeker ve nasıl yapılacağıyla ilgili fikir veririz. Yapı bu şekilde olunca, erkekler, kadınlara nazaran değişime ve dolayısıyla kendini kurcalamaya daha kapalı diyebiliriz. 

Aslında doğa, içinde barındırdığı milyonlarca tür canlıyla birlikte her an, durmaksızın değişiyor. Aynı; biz istesek de istemesek de içinde bulunduğumuz çevre, koşullar, ilişkiler ve konumun mütemadiyen değiştiği gibi… Anlayacağın hayat bir şekilde bizi sürekli değişime, yani gelişime zorluyor. Değişimin, hayatın karşı konulamaz kuralı olduğunu bildiğimiz halde ödümüz kopabiliyor bu bilinmezlikten. Hazır “idare eder” bir iş, aşk veya hayat yaşıyorken ne gerek var yeni maceralara? Değil mi beyler? 

Yeniliklere karşı direnme halimiz genelde alışkanlıklarımıza olan bağlılığımızdan ve bilinmezlik korkumuzdan geliyor. Ola ki yüksek doz konfor alanı bağımlılığın varsa, o zaman hep aynı şeyleri yapmak, aynı yerlere gitmek, aynı kişilerle görüşmek gibi alışkanlıkların olabilir. Değişimi yönetebilmemiz için kendimizi tutsak eden alışkanlıkları dönüştürmemiz gerekiyor. İlk adım; bu alışkanlıkları fark etmek. Ardından da hangisiyle başlayacağımızla ilgili bir öncelik sırası belirlemek. Birçok insan gibi hepsini aynı anda dönüştürmeye çalıştın mı sonucunda başarısız olman, kaçınılmaz son. Yılların alışkanlıklarını dönüştürmek için zihni biraz kandırmak gerekebilir. En minik adım neyse onunla ilerlemek her zaman en mantıklısı. Büyük adımlarla başlayıp “bak yine yapamadın” diyeceğine, minik adımlarla başla “helal be sana da” el sıkışalım. Kapiş? 

Alışkanlıklarını ufaktan değiştirmeye başladın mı, başına gelecek mucizelere hazır ol. “Mucize” lafı kaşıntı yapıyorsa, “güzellik” diyerekten de okuyabilirsin. Sen kendine doğru bir adım attıkça, hayat sana koşmaya başlayacak. Zamanla mütemadiyen gelecek planları yapmanın, bir şeyleri kontrol etme halinin, hayatını güvenceye alma çabası olduğunu fark edeceksin. Ve güvence arayışının aslında bir illüzyon olduğunu. Bilinene olan bağımlılığımız savurdu bizi buralara. Oysa pandemi süreci bize hayatta belirli olan tek şeyin, koca bir belirsizlik olduğunu kanıtladı. Eğer bakış açımızı değiştirip, hayatın akışına biraz daha güvenebilirsek, bilinmezlik aynı zamanda sonsuz potansiyel demek. Keza kendisi tüm olanaklar alanıdır, daima taze, yeni ve yaratıcılığa açıktır. 

Diyeceğim o ki; değişim biz istesek de istemesek de her an yaşanıyor. Doğanın dengesi, insanın tasarımı böyle kurulu. Yeniye yer açabilmemiz için eskiden özgürleşmemiz gerekiyor. Ve sistem, cesaret edeni, adım atanı destekliyor. Hayatındaki her probleme, sana daha büyük fayda sağlayabilecek bir fırsat olarak bakabilirsin. Seçim senin. 

Bu yazı GQ Bahar 2021'de yayınlanmıştır.

GQ BAHAR21 KAPINA GELSİN 
GQ Türkiye Bahar 2021







İZLE
Çağatay Ulusoy Kapakta #GQBahar21
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası