Kramponun Yeniden İcadı
Dergi Konuları

Kramponun Yeniden İcadı

Eğer futbol oynuyorsanız, ister hafta sonları halı sahada arkadaşlarınızla top koşturuyor olun, ister milyonlarca euro bonservis bedeli olan profesyonel bir futbolcu, bu oyunu oynarken büyük ihtimalle bir çift krampona ihtiyacınız olur (Brezilya’da ara sokaklarda gördüğünüz çocukları saymıyoruz).

Kramponlar size oyunu daha iyi oynatmaz, Lionel Messi ile aynı kramponu giymeniz size onun gibi topu ayağınıza adeta yapıştırıp metrelerce ilerleme yeteneğini vermez, ancak size futbol oynarken daha iyi hissettirmesi oldukça mümkündür. Kramponların yeteneğin asıl kaynağı olmadığı kadar, oyun performansına etkisinin olduğu da bir o kadar gerçek. Doğru krampon seçimi çimlere daha iyi tutunmanızı, topa vururken daha sıkı kavramanızı veya ileri koşularınızda daha seri hızlanmanızı sağlayabilir. Günümüzde bu oyunun sıradan ayakkabılar ile oynanmama sebebi de aslında tam olarak bu özellikleri destekleyerek oyunun doğası gereği oyuncuya yardımcı olmaktır. Oyunun kendisi gibi kramponlar da yıllar içinde değişerek bugün bildiğimiz formunu aldı.

İnsanlık belki de tarihin kayıtlara geçmeyen eski zamanlarından bu yana ayağıyla bir topa vuruyor ve bununla eğleniyor. Adına “futbol” demek zor olsa da oynanış olarak günümüzdeki futbola benzediği kabul edilen ilk oyun yaklaşık 2300 yıl kadar önce Çin’de askerlere yaptırılan bir egzersiz olarak kayıtlara geçiyor. Orta Çağ Avrupa’sında ise tüm köyün bir topun peşinden koştuğu oyun örnekleri İngiltere ve Fransa’da görülüyor. Kayda geçen “krampon” denebilecek ilk futbola özel ayakkabı da, günümüzde de “futbolun beşiği” kabul edilen İngiltere’de üretildi. 1526 yılında dönemin kralı VIII. Henry’nin saraydaki terzilerine yaptırdığı, futbol oynarken giyebileceği bir çift deri ayakkabı günümüze kalmasa da kayıtlı ilk krampon örneği. Viktoryen dönemde futbolun bir oyun olarak popülerlik kazanması ile kramponlar da değişime uğradı ve tabanında gerçek metal çiviler olan, deriden yapılma ve yüksek bilekli versiyonları ortaya çıktı. Zaman içinde, gerek teknolojinin ilerlemesi ile gelen yeni üretim teknikleri, gerek futbolun kendi içinde dev bir endüstri haline gelerek markaları da içine çekmesi ile futbol ekipmanları da modern çağa ayak uydurdu. 1954 yılında Adidas’ın kurucusu Adolf “Adi” Dassler kramponların tabanına vidalanarak değiştirilebilen çivileri icat etti ve aynı sene Alman Milli Takımı’na Dünya Kupası’nda giymeleri için bu kramponlardan verdi. Yağmur altında Macaristan’a karşı oynanan efsanevi final maçında galip gelen Alman takımının kramponlarını ayarlayarak ıslak zeminde sağladığı üstünlük hâlâ tartışılır.

Krampon tasarımı modern üretime ayak uydursa da belli hatlarıyla uzun süre aynı kaldı. Rahat hareket için daha esnek tabanlar geliştirildi, hız için daha hafif deriler kullanıldı, çiviler için daha uygun materyaller test edildi. Bu oturmuş tasarımı bir adım öteye taşıyacak gelişme ise – her zaman olduğu gibi – beklenmedik şartlarda ortaya çıktı. Bu inovasyonun mucidi Craig Johnston, 1960’ta doğmuş eski bir Liverpool oyuncusu. 1988 yılında, o zamanlar kimsenin bilmediği kardeşinin hastalığı sebebiyle genç sayılabilecek bir yaşta futboldan emekli olup ailesinin yanına dönüyor. Oyundan kopamayıp, Avustralya’da küçük çocuklara antrenörlük yapmaya başlıyor. Bir gün antrenmanda çocuklara ayaklarını bir “masa tenisi raketi” gibi kullanmalarını, bu şekilde topa falso verebileceklerini söylüyor. Çocuklardan aldığı cevap, atıştıran yağmurun ve ıslak şartların topu kavramayı zorlaştırdığı ve topun deri ayakkabıların üzerinden kayıp gittiği oluyor. İşte bu an, krampon tasarımında sıradaki devrimin geldiği an. Antrenman bitince evine giden Johnston bir pinpon raketini kaptığı gibi üzerindeki kaplamayı söküp, ayakkabısına sıkıca yapıştırıp tekrardan yağmurun altında topa vurmaya çıkıyor. Aldığı sonuç? Topa vurmasıyla beraber ayağı ile top arasından çıkan bir inleme sesi. Şut çekerken top bir anlığına ayağına yapışmış gibi. Tam hayal ettiği, masa tenisi raketinden söktüğü kaplama pinpon topunu olduğu gibi futbol topunu da sıkıca kavrayarak, topun kontrolünü çok daha kolay bir hale getiriyor. O anda icadının potansiyelini fark eden ve oyuna getirebileceği yeniliği düşünen Johnston’ın önünde fikrini gerçeğe dönüştürmek için hâlâ engeller vardı.

Topu kavrayan kramponlarını hayata geçirmek isteyen Craig Johnston, yaklaşık dört yılını ve kendi cebinden 250.000 sterline yakın parasını fikrini geliştirmeye ve yeni prototipler üretmeye harcadı. Ardından, geliştirdiği devrim niteliğindeki prototip kramponları ile piyasada olan dev markaların kapısını çaldı. Nike, Adidas, Puma ve Reebok bu fikrin işe yaramayacağını söyleyerek Johnston’a birden çok kez kapıyı kapattılar. Bu icadının peşinden sonuna kadar gitmeyi kafaya koyan Johnston ise pes etmedi. Kramponlarını yanına alıp Almanya’ya giden Craig, Münih’te günümüzde efsane olarak nitelendirilen futbolcular Franz Beckenbauer, Karl-Heinz Rummenigge ve Paul Breitner’e kramponlarını giydirdi. Onlardan karlı havada top ile birbirlerine şut çekmelerini, kramponu denemelerini isteyen Johnston ise tüm bu oyunu bir yandan videoya çekiyordu. Tam da o dönemde finansal açıdan zorluk yaşayan Adidas’a tekrar giderek, bu karlı hava kasetini gösterdi. Marka yetkililerinden bu sefer istediği cevabı almıştı: “Bu odayı terketme, seninle yapmamız gereken bir anlaşmamız var.”

Kramponları artık hayata geçmeye hazırdı. İcadına fazlasıyla güvenen Johnston, Adidas’a fikrini sattığı anlaşmada her satıştan yüzde iki pay alacaktı. 1994’te piyasaya çıkan ilk modele avcı anlamına gelen Predator adı verildi. Yüzeyindeki kauçuk çıkıntıları, agresif tasarımı ve siyah-beyaz-kırmızı renkleri ile alışılmışın dışında bir tasarım olduğu her halinden belliydi. Aynı yılın Nisan ayında, Rangers–Celtics karşılaşmasında John Collins, üst seviye profesyonel bir maçta Predator ile atılan ilk golü, ceza sahasının dışından bir frikik ile kaydetti.

Johnston, kramponlarının sahaları kasıp kavurarak yeni bir efsane haline geleceğine inandıysa da başlangıçta işler tam da öyle gitmedi. İlk modellerinde beklenen satış performansını veremeyen Predator’un haklarını Adidas tamamen satın aldı, Johnston’a satıştan pay da verilmeyecekti. Johnston, yıllarını verdiği ve inandığı krampon projesinden maddi zarar ile çıkmıştı. 1998 Dünya Kupası geldiğinde ise Adidas yenilediği Predator modelini Accelerator ekiyle turnuvada görücüye çıkardı. Oyuncular tarafından performansı, izleyiciler tarafından da tarzı ile beğenilen krampon, dönemin yıldız oyuncuları Zinedine Zidane, Alessandro Del Piero ve David Beckham tarafından da giyildi.

Futbolun devlerinin ayağında dünya sahnesine çıkan Predator, turnuvadan sonra adını hafızalara tam olarak kazımıştı. Ardından çıkan modelleri, agresif tasarımı ve ikonik renkleri ile göz alıp, performans anlamında da oyuncular tarafından çok beğenilince, birçok yıldız futbolcu tarafından sahiplenildi. Beckham’ın beyaz Predator kramponları veya Zidane’ın 2006 Dünya Kupası’nda, jübilesinde giydiği altın renkli versiyon hâlâ birçok futbol aşığının aklındadır.

Yıllar içinde tasarımı değişen, yenilenen krampona yeni bir soluk getirmeye çalışan Craig Johnston da aslında bu seviyede bir ikon yaratacağını bilmiyordu. Kendisinin para kazanamadığı krampon projesi, kimsenin beklemediği bir şekilde kendini yenileyerek bir modern futbol efsanesi haline geldi. Öyle ki, bugün arama motoruna “Adidas Predator” yazdığınızda hâlâ yanında efsane futbolcuların isimleri öneriliyor. Bir dönem sokaklarda futbolcu isimlerini bağırarak koşan çocukların, amatörde oynayan saçı sarıya boyalı çocukların ayağında görebildiğiniz krampon, günümüzde de statüsünden ödün vermeden Jude Bellingham ve Trent Alexander-Arnold gibi elit seviye futbolcuların ayağında, hâlâ efsane olmayı sürdürerek sahalarda kullanılmaya devam ediyor. Çoğu kişinin bilmediği ama artık sizin bildiğiniz hikayesi ise, futboldan hevesini tam alamamış bir antrenörün inovasyon çabasında yatıyor. Futbola yeni bir soluk getirecek sıradaki icat da tam olarak böyle bir yerlerde, büyük bir ihtimalle henüz ilham aşamasında, gerçeğe dönüşmeyi bekliyordur. Kim bilir, belki de bu büyük fikir, beklemediğiniz bir anda sizin aklınıza gelir.

İZLE
7 Mehmet Gastronomi Serisi 5.Bölüm: Meyveli Kuru Cacık
İLGİLİ İÇERİKLER
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası