İkon kavramı aslında pek değişmedi. Çünkü artık moda çok daha geniş bir alana yayılmış durumda. Bugün YouTuber’lık, influencer’lık, sanatçılık, tasarımcılık gibi birçok şapkayı birden takan insan var. Hâlbuki 90’larda sadece tasarımcı, müzisyen, model, sanatçı vb. olurdunuz. Modaya içkin kolektif anlayış bugün çok daha yaygın ve bu alan herkes için daha erişilebilir. Moda 90’lı yıllarda dergi satın alan ve farklı tasarımcıların stillerini görmek için moda merkezi olan tüm şehirlere seyahat eden az sayıdaki kişiye hitap eden bir sektördü. İtalyan tasarımcıları görmek istiyorsanız Milano’ya gitmek zorundaydınız. İnternet ise her şeyi dünya çapında bir sahneye taşıdı ve moda endüstrisinin tamamını gerçek zamanlı olarak buna dahil etti.
Yoshi kıyafetini çok beğendim, tam bir klasik. Bu çekimdeki diğer klasik öğeler ise Cartier detayları. En ünlüsü de saati.
Evet, hayal ediyorum. Genel ruh, ekiple birlikte yaratılıyor: Işıklandırma, mekân, saç, makyaj, stil, kıyafet seçimleri… Bunlar daha tek bir kare fotoğraf çekilmeden duyguları fazlasıyla etkileyen unsurlar. Kıyafetin biçimi de resimdeki ruhu belirliyor; her seferinde farklı olabilir.
İletişim, bilgi paylaşımı ya da duygu paylaşımı arttıkça kavramlar güçlenir mi, yoksa zayıflar mı? 20-30 yıl önce yaratıcılık kulvarının virajlarında duran figürler ya da eserler bulundukları konumu hak ettikleri için mi oraya konmuştu; yoksa zaten özgül ağırlıklarını bulmuşlardı da etki alanından bağımsız şekilde mi o noktada var oluyorlardı? Bu soruları çok güçlü sıfatlarla anabileceğimiz bir model için de sorabiliriz; 120 yıl önce Louis Cartier tarafından, havacıların uçuş sırasında saati bilmesine, zaman tutmasına yardımcı olsun diye tasarlanan Santos için de. Beğeni, takipçi sayısı ya da dolaylı popülerlik ile efsane mertebesine ulaşmanın ölçütü olmak, birbiriyle alakasız şeyler. Arşivlerde kalmış bir moda fotoğrafı şayet iyiyse, algoritmaları ekarte edip hakkını verebileceklere ulaşıyor.
Benim dönüm noktam, kariyerimin yükselişe geçtiğini hissettiğim 1994 yılındaydı. Bir sezon boyunca Giorgio Armani, Calvin Klein, Valentino, Donna Karan, Trussardi ve Hugo Boss gibi pek çok kampanyada yer alma şansım oldu. Galiba benim için bir diğer dönüm noktası da; çalışırken ne kadar eğlenirsem ekibin de o kadar rahat ve yaratıcı olacağını, fotoğrafların da o kadar iyi sonuçlar vereceğini fark ettiğim andı.
Çekimde ailece çalışmanın büyülü bir yanı var. Zira bu sektörde pek çok arkadaş ediniyoruz ve sıklıkla aynı kişilerle çalışıyoruz. Ancak aile farklı bir şey; oğlumu bir fotoğrafta veya kamera önünde işini yaparken gördüğümde çok gururlanıyorum. Birkaç ay önce Brunello Cucinelli için oğlum Mark ve kızım Emma ile bir defilede yer aldım. Bu üçünün yan yana gelmesi benim için daha da özel bir şey!
2024’te de maskülenliği... Hep olduğu ve olması gerektiği gibi... Etrafınızdaki herkese centilmence davranmayı ifade ediyor.
Modanın tekrar ettiği, bir döngü yaşandığı doğru. Ancak kumaş teknolojisi farklılaştıkça daha fazla çeşitlilik görüyoruz. Ayrıca geri dönüştürülmüş ve yeni teknoloji kumaş formlarıyla eski görünümler, şekiller yeniden yorumlanıp tazeleniyor.
Giysi konusunda sade bir adamım. Rahat spor ayakkabılar, uzun pantolonlar, tişörtler ve fermuarlı kapüşonluları severim. Birçok marka bu ürünlerin hepsini üretiyor. Koyu renk ve yumuşak kumaşları seviyorum.
İlk iş alışımı anbean hatırlıyorum. Hollanda’daki Got Milk? kampanyasıydı. Bundan daha Hollandalı olunmaz (gülüyor).
Birini yalnızca ismiyle tanımlayabiliyorsanız o kişi artık efsanedir: Gianni, Naomi, Diana, Barack… Giorgio Armani, 90 yaşına yeni girdi; birçok kişiyi etkilemiş, gerçek bir yaşayan efsane. Hâlâ tasarımcılık yapıyor. İlk kampanyam Emporio Armani’ydi ve şimdi oğlum her sezon onun defilesine çıkıyor. İnanılmaz değil mi? Teşekkürler Giorgio! Efsanelerin çoğu, yaşamları boyunca başkalarının hayatında fark yaratabildikleri için efsane oluyor.
Efsane olarak tanımlanan itici gücün himayesi altındayken ne nitelik, ne de nicelik yarışa giriyor. Podyumdaki efsanevi yürüyüş ya da olimpiyat oyunlarında tarihe geçen efsanevi bir atlayış veya belki de bağlılığınızın sembolü bir yüzük… Teslis sembolizmindeki gibi, birbiri olmadan aynı olmanın mükemmel denklemi oluşuyor, geçmiş ve gelecek bütünleşiyor; her ne şart altında olursa olsun kendini belli ediyor ve ‘Efsaneydi…’ diye anlatılırken herkes ne hissedildiğini anlıyor.