Dünyanın en pahalı otomobillerini tasarlarken hangi unsurlar göz önünde bulunduruluyor? 36 yaşındaki harika çocuk Mate Rimac'a sorabilirsiniz. İlk elektrikli yarış arabasını 19 yaşındayken yapan Hırvat asıllı Mate, bunun kendisini butik otomotiv üreticisi Bugatti'nin CEO'su yapacağını tahmin etmiyordu. Ancak henüz 36 yaşındayken, ünlü İtalyan/Alman/Fransız otomobil üreticisinin en son yedi rakamlı ultra hiper otomobili olan 4 milyon dolarlık, 1.800 beygir gücündeki (hp) Tourbillon'u dünyaya tanıtarak bu noktaya geldi. Bu otomobil şu anda dünyanın en pahalı otomobilleri arasında yer alıyor.
Rimac'ın bu işi almasının en önemli nedeni, bataryayla çalışan yarış arabaları üretme deneyimini kendi ülkesinin en büyük -hatta tek- elektrikli süper otomobil üreticisini kurmak için kullanmış olması. Bu girişimin ilk sonucu, dünyanın en hızlı otomobili olan 2,2 milyon dolarlık tamamen elektrikli Rimac Nevera'nın yanı sıra Porsche ve Aston Martin gibi diğer üreticilere yüksek performanslı elektrikli otomobil bileşenleri tedarik eden bir yan kuruluş haline gelmesi oldu. Bu nedenle 115 yaşındaki Bugatti ilk elektrikli aracını üretmek için yardıma ihtiyaç duyduğunda, Rimac ile birleşmek mantıklı bir adım gibi göründü.
Bu iş birliğinin ilk ürününün mantıksız ama bir o kadar da iyi olduğu söylenebilir. Tourbillon, geçtiğimiz yüzyıl boyunca kendisinden önce gelen Bugattiler gibi, otomotiv endüstrisi normlarının sadece birkaç standart sapma dışında. Bu nedenle otomobil kendisini, mevcut trendlerin içinde değil, geleceğin döküm malzemeleri, teknolojileri, güç aktarma organları ve stil özelliklerinde (tüm klasik otomobillerdeki gibi) konumlandırıyor.
Courtesy of Bugatti
Tourbillon'da bu, arka tekerlekleri tahrik eden yepyeni, hafifletilmiş, 1.000 beygir gücünde canavar bir V-16 motor ve ikisi önde, biri arkada olmak üzere toplam 800 beygir güç üreten üçlü bir elektrik motoru anlamına geliyor. Tüm bunlar, en az 275 mph hıza ulaşabilen ve yalnızca pil gücüyle 35 mil yol kat edebilen dört tekerlekten çekişli bir roket ortaya çıkarıyor.
Aynı zamanda otomobil, alaycı bir edaya, inanılmaz derecede geniş, bombeli, sırt kanatlı bir dış şekle, kozadan çıkan bir kelebek gibi dışarı ve yukarı açılan dihedral kapılara ve adeta “yanına yaklaşamazsınız” mesajı veren kristal arka lambalara sahip.
Courtesy of Bugatti
Son olarak otomobilin içinde, çağdaş elektronik ekranlardan vazgeçen (şükürler olsun ki!), İsviçreli saat ustaları tarafından son derece yüksek toleranslarla üretilen, karmaşık hareketleri taklit eden, tamamen analog bir gösterge paneli için yaygınlaşan ve LCD dokunmatik ekranları terk eden bir sistem var.
Sonuç aynı anda heyecan verici, fütüristik ve görünüşte geleceğe dönük. Bu konumlandırma sadece Type 57 Atlantic, Type 41, Type 51 gibi uzak geçmişten gelen zamansız Bugattileri ya da Veyron, Chiron ve Mistral gibi yakın geçmişi taklit etmiyor. Aynı zamanda 1930'ların Duesenberg SSJ'si, 1950'lerin Mercedes-Benz 300 SL “Gullwing”i, 1960'ların Lamborghini Miura'sı ve 1970'lerin Porsche 928'i gibi alışılagelmişin dışına çıkan ve çığır açan performansa odaklanarak bugün bile ilham verici ve modern kalmayı başaran diğer zamanın ötesindeki otomobilleri de hatırlatıyor.
Courtesy of Bugatti
Tourbillon'un ilk müşteri teslimatlarının 2026 yılında başlaması bekleniyor. Sadece 250 örnek üretilecek ve bunların birçoğu şimdiden satılmış durumda. Dolayısıyla, 4 milyon dolar- artı fiyat etiketine kolayca altı veya yedi rakam ekleyebilecek özelleştirme maliyeti- birikiminizde bir etki bırakıyorsa, en iyisi bir an önce bayinizle konuşmak olacaktır.
BU İÇERİK İLK OLARAK ARCHITECTURAL DIGEST WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
