Son zamanlarda Facebook newsfeed’inizin, arkadaşlarınızın izlenese.com ya da Dailymotion gibi video sitelerinden izledikleri videolarla dolup taştığını fark etmişinizdir herhalde. Bu videoların, izlerken otomatik olarak cümle aleme izlendiklerini afişe etme huyu yeni bir olay. Facebook’un özellikle reklam gelirlerinin beklendiği kadar yüksek olmamasına karşı yürüttüğü bir operasyon olan Open Graph’in meyveleri bunlar ve insanlar tamamen olayın ciddiyetini fark edene kadar çok canlar yakacak gibi görünüyor.
“Mehmet Bey, Cansu Dere’nin bacaklarını dikizlediğinizi Facebook’ta paylaşmışsınız haberiniz olsun”
Hemen Open Graph ne menem bir şeydir kısaca açıklayayım; Open Graph uygulamasını bir kere kurmanız yani uygulamaya bir kere onay vermeniz demek, Facebook’un onay verdiğiniz dış siteler (Dailymotion, izlesene.com, The Washington Post vs...) dahilinde yaptığınız her hareketi tekrar onaya gerek kalmadan paylaşması demek. Bahsi geçen sitelerde izlenen videoların neredeyse hepsinin de nam-ı diğer “frikik videosu” olduğu da keskin gözlerinizden kaçmamıştır. Nitekim benim kaçmadı. İşin en kötü tarafı da bu videoların çoğunlukla alakasız insanlar tarafından yani iş güç hukukum olan, saygın, hürmet göstermek zorunda olduğum insanlar tarafından bilinçsizce paylaşılıyor olması. İnsanları bu konuda uyarmak enteresan bir sosyal gerginlik nedeni benim için. Bir erkeğin eteği arkadan pot yapmış kadına en iyi düşüncelerle, en saf niyetlerle bile olsa “af edersiniz ama poponuz açıkta kalmış” demesi nasıl tarifi imkansız bir hal ise -biz genelde bu işi ya yanımızdaki hanım kıza bırakırız ya da mukadderat der kadere bırakırız akışı - müşteriniz olan markanın genel müdürüne ya da patronunuza “Mehmet Bey, uyarmadan geçemeyeceğim ama Cansu Dere’nin bacaklarını dikizlediğinizi Facebook’ta paylaşmışsınız haberiniz olsun” demek de her baba yiğidin harcı değil.
Open Graph nasıl kabusa döner?
Kağıt üzerinde reklamverenler için dijital kampanyaların viral yayılması anlamına gelen ve ayakta alkışlarla karşılanan Open Graph, kullanıcılar için, özellikle de dizi oyuncularının bacaklarına bakarak iş saatlerini şenlendiren arkadaşlarımız için kabusa dönüşüyor. Aslında hem yararlı hem de karizmanıza artı puan ekleyebilecek bir uygulama Open Graph. Yani The Washington Post’tan iki üç makale Facebook duvarınızda alabildiğine entel bir hava yaratabilir, Amerikan Başkanlık Seçimleri hakkında okudunuz bir makale sizi dünyadan haberdar ilan edebilir ya da Guardian’dan Tour de France hakkında bir ropörtaj okumuş olmanız futboldan daha derin bir spor anlayışınız olduğunu fısıldayabilir elaleme. Tabii yeri geldiğinde vezir eden Open Graph yeri gelince rezil de eder. İşten de kovdurur. Soho’da açılmış yeni sergilerle alakalı bir makale size karşı cins gözünde ne kadar puan kazandıracaksa, “Pınar Altuğ frikikleri” kolaj videosu da bıçak gibi kesecektir bütün karizmanızı. Sonra istediğinz kadar açıklama yapın “Yaa ben en son Sabri’nin frikik videosunu seyrediyordum, Ömer Üründül frikiklerini beğeniyorum demişti, buraya nasıl geldim bilmiyorum” diye…
Risk frikikle sınırlı değil
Risk sadece frikik videolarıyla da sınırlı değil. Bir çok kurumsal şirket tabu olmuş konulara dokunmak istemez. Müşteriye ya da patrona, Kürt meselesi, eşcinsel hakları, terör, din vs. gibi konularda renk vermek sağlıklı olmayabilir. En az frikik videosu kadar, çalışanlar için sakıncalı durumlar bunlar. Anlayacağınız, zaman kötü… Gerek frikik videosu olsun, “seksi resimleri için tıklayınız haberleri” olsun, gerek politik, sosyolojik açıdan tabu konular olsun artık kapalı kapılar ardında neler yaptığınızı Facebook kanalı ile yıllar sonra tekrar kavuştuğunuz ilkokul arkadaşlarınızın bilmesini istemiyorsanız arkanızı kollamanız gerekiyor.
Dipnot: Son olarak söylemeden de geçemeyeceğim frikik videosu izlemiş gibi görünenlerin az da olsa bir bölümü (ama gerçekten çok çok küçük bir bölümü) “ya ben gerçekten seyretmedim virüsmüş bu” diye haykırırken doğruyu söylüyorlar. Ama kurunun yanında güme gidiyorlar. Yazık tabii...
Yazı: Eren Alphan / Twitter: @adamlaryapiyor