2025 Emmy Adaylıklarında Göz Ardı Edilenler ve Sürprizler: Squid Game ve The Handmaid’s Tale Dışlandı Netflix
Güncel

2025 Emmy Adaylıklarında Göz Ardı Edilenler ve Sürprizler: Squid Game ve The Handmaid’s Tale Dışlandı

Televizyonun en büyük yapımlarından bazıları—ve birkaç Oscar ödüllü isim—Adolescence, The Pitt ve The Studio gibi yeni dizilere yer açmak adına Emmy seçmenleri tarafından geri planda bırakıldı.

2025 Emmy adaylıklarıyla ilgili göz ardı edilenler ve sürprizler listemizin temel dersi şu: Daha önce Emmy seçmenleri dizinizi sevmiş olabilir—ve o dizi hâlâ popüler olabilir—ama bu, törene tekrar davetli olacağınız anlamına gelmiyor. 2025’te bu dersi zor yoldan öğrenen diziler arasında Squid Game ve The Handmaid’s Tale de vardı; Televizyon Akademisi, Salı sabahı açıklanan Emmy adaylıklarında bu iki hite neredeyse tamamen sırt çevirdi.

Neden? Çünkü bu yıl Emmys, The Pitt, Adolescence ve The Studio gibi taze yapımlara kucak açtı, eski favorileri ise geride bıraktı. Öte yandan, adaylık beklediğimiz bazı yeni isimler de Emmy sabahında soğuk karşılandı. Oscar ödüllü Renée Zellweger ve Alfonso Cuarón gibi isimler ile uzun zamandır Emmy gözdesi olan Tina Fey ve Steve Martin bile dışarıda kaldı. Hatta Emmy seçmenlerinin bayıldığı The White Lotus gibi dizilerde bile kimlerin listeye girdiği, kimlerin dışarıda kaldığı tartışma yaratacak. Aşağıda, 2025 Emmy adaylıklarının en büyük göz ardı edilenlerini ve sürprizlerini detaylandırıyoruz.


GÖZ ARDI: Squid Game Hiç Adaylık Alamadı

İlk sezonuyla büyük çıkış yapan Squid Game, 14 adaylık elde etmiş ve altı Emmy kazanmıştı—başrol oyuncusu Lee Jung-jae’nin kazandığı ödül, bu kategoride bir Asyalı’nın kazandığı ilk ödül olarak tarihe geçmişti. Bu nedenle, dizinin ikinci sezonunun tek bir adaylık bile alamaması büyük şok yarattı. Para için ölümcül oyunlar oynayan yarışmacıları konu alan bu iddialı yapım, etkileyici prodüksiyon tasarımı ve kostümleriyle teknik dallarda da adaylık bekliyordu. Dizinin üçüncü ve son sezonu henüz yayınlandı, bu da gelecek yıl geri dönüş ihtimalini canlı tutuyor. Ancak bu ciddi ivme kaybı, aşılması zor bir engel olacak. —Rebecca Ford


SÜRPRİZ: Black Mirror En İyi Sonuçlarını Aldı

Black Mirror geçmişte çok daha övgü alan ve popüler sezonlar yayınlamıştı. Ancak bu yıl Televizyon Akademisi, mini dizi kategorisinde başka fazla öne çıkan yapım bulamayınca, Netflix’in bu ikonik antoloji dizisi yedinci sezonuyla şimdiye kadarki en fazla adaylığını kazandı. Bunlar arasında, başrol kadın oyuncu kategorisinde Rashida Jones’a gelen şok adaylık da var—ki bu, Oscar ödüllü Renée Zellweger’i geride bıraktı. Ayrıca dizi, yazarlık kategorisine de döndü. Yeni dizilerin damga vurduğu bu Emmy yılında, alışılmış bir ismin avantaj sağlaması nadir bir durum. —David Canfield


GÖZ ARDI: The Handmaid’s Tale Sessizce Veda Etti

The Handmaid’s Tale, Emmy tarihinin gözdesi olarak başlamış ve ilk yılında neredeyse tüm ödülleri toplamıştı. Distopik drama zamanla etkisini kaybetse de son sezonuyla eleştirmenlerden tekrar övgü almıştı—Trump’ın ikinci döneminde yeniden güncellik kazanması ve final bölümünün büyük reytingler alması da cabası. (Nielsen verilerine göre Handmaid’s bu yılın en çok izlenen ilk 10 dijital dizisinden biri.) Ancak görünen o ki seçmenler dizinin finalini beğenmedi: Elisabeth Moss bile başrol kadın oyuncu kategorisinde aday gösterilmedi ve dizinin üstün teknik başarısı tamamen görmezden gelindi. Yalnızca Cherry Jones, uzun bir aradan sonra diziye dönerek yaptığı duygusal konuk oyuncu performansıyla aday gösterildi. —DC


SÜRPRİZ: Uzo Aduba, İptal Edilen Bir Diziyle Aday

Emmy tahminlerinde Uzo Aduba’yı asla küçümsemeyin. The Residence eleştirmenleri pek etkilemedi ve düşük izlenme nedeniyle Netflix tarafından iptal edildi. Ancak Aduba’nın çılgın ve kendine has performansı, seçmenleri büyülemeyi başardı ve onu rekabetçi komedi kadın oyuncu kategorisine taşıdı. Bu adaylıkla, önceki sezonlarda aday olan Only Murders in the Building'den Selena Gomez ve Poker Face’ten Natasha Lyonne'u geride bıraktı. Bu da Aduba’nın dördüncü Emmy’sini kazanma şansı demek. Önceki ödüllerini Orange Is the New Black (iki kez) ve Mrs. America ile almıştı. —DC


GÖZ ARDI: Four Seasons Sınıfta Kaldı

Netflix’in Four Seasons dizisi eleştirmenlerden karışık yorumlar alsa da zamanla sadık bir izleyici kitlesi edindi. Üstelik dizinin sevilen TV ikonu Tina Fey tarafından yaratılmış olması, birkaç Emmy adaylığı almasını olası kılıyordu. Ancak, altı kişilik arkadaş grubunun bir üyesini canlandıran Colman Domingo dizinin tek adaylığı oldu. Domingo, daha önce Euphoria’daki konuk oyunculuğuyla da aday gösterilmişti ve seçmenlerin favorisi. Yine de Tina Fey ve Steve Carell gibi isimlerin dışlanması şaşırtıcı. —RF


SÜRPRİZ: Somebody Somewhere Nihayet Bir Yerde

Dürüst olmak gerekirse, HBO’nun bu üç sezonluk hayat kesiti dizisinin Emmy’den tek bir adaylık almadan biteceğini düşünüyordum—hatta bundan korkuyordum. Neyse ki seçmenler buna izin vermedi. Jeff Hiller, yardımcı erkek oyuncu (komedi) kategorisinde aday gösterildi; dizinin final bölümünün senaryosu da yazarlık dalında aday oldu. Böylece Bridget Everett, diziyle Emmy adayı olma onurunu yaşadı. Ancak hâlâ, Everett’in dizideki korkusuz, kalp kırıcı ama komik performansının son bir kez daha görmezden gelinmesi üzücü. —DC


GÖZ ARDI: Renée Zellweger, TV Filmi Lanetini Kıramadı

Mini dizi/TV filmi kategorisinde en iyi kadın oyuncu yarışları eskiden büyük ekran yıldızlarının egemenliğindeydi: Game Change’de Julianne Moore, Grey Gardens’da Jessica Lange, Temple Grandin’de Claire Danes. Ama zaman değişti. Bir TV filminde başrol oynayan bir kadın oyuncu, en son yedi yıl önce—Laura Dern, The Tale ile—aday gösterilmişti. Bu yıl bu zincirin kırılması bekleniyordu; çünkü Renée Zellweger, Bridget Jones: Mad About the Boy filmiyle adaylık için uygundu. Bu adaylık olsaydı ilginç bir hikâye olurdu: Zellweger, daha önce Oscar’a aday olduğu bir rol için Emmy’ye aday gösterilecek, dünya çapında 140 milyon dolar gişe yapan bir filmle—ki ABD’de sinemada gösterilmedi bile. Zellweger sadece memleketi İngiltere’de Peacock platformunda yayınlandığı için uygundu. Yine de, etkileyici bir performanstı. —DC


SÜRPRİZ: Sirens, Beklenmedik Bir Şekilde Parladı

Netflix’in Molly Smith Metzler’in oyunundan uyarlanan mini dizisi Sirens, platformda popüler olsa da Emmy alanında güçlü bir aday olarak görülmüyordu. Bu nedenle Meghann Fahy’nin mini dizi/antoloji kategorisinde başrol kadın oyuncu olarak aday olması günün en büyük sürprizlerinden biriydi. Daha önce The White Lotus’taki performansıyla adaylık alan Fahy, dizide sorunlu bir kadını canlandırıyor; lüks bir malikanede yaşayan gizemli milyarder ablasını (Julianne Moore) ziyaret ediyor. Fahy dizinin belki de en güçlü halkasıydı; dizi ayrıca kostüm, yönetmenlik ve kurgu dallarında da adaylık aldı. —RF


SÜRPRİZ: The Studio, Konuk Oyunculuk Kategorilerini Süpürdü

Apple’ın sinema endüstrisine odaklanan hit komedisi The Studio’nun çok sayıda adaylık alması bekleniyordu—ve 23 adaylıkla beklentileri karşıladı. Ancak dizinin konuk oyunculuk kategorilerindeki başarısı özellikle dikkat çekti. The Studio, komedi dalında konuk erkek oyuncu kategorisinde altı adaylıktan beşini aldı: Bryan Cranston, Dave Franco, Anthony Mackie, Ron Howard ve Martin Scorsese (Cranston hariç hepsi kendilerini canlandırdı). Ayrıca Zoe Kravitz de konuk kadın oyuncu dalında aday oldu. Hacks ve Poker Face gibi dizilerin de güçlü konuk oyuncuları vardı, ama The Studio’nun bu kategorideki hakimiyeti, Akademi’de büyük destek gördüğünü gösteriyor. —RF


GÖZ ARDI: The White Lotus’tan Patrick Schwarzenegger

The White Lotus söz konusu olduğunda, bir hayal kırıklığı yaşanacağı belliydi. O kadar çok yardımcı oyuncu adaylık için yarıştı ki hepsinin listeye girmesi imkânsızdı. Ne yazık ki dışarıda kalan isim Patrick Schwarzenegger oldu. Jason Isaacs, Walton Goggins ve Sam Rockwell yardımcı erkek oyuncu (dram) kategorisinde aday olurken, Schwarzenegger’in ismi listede yoktu—oysa bu sezonun en çok konuşulan performanslarından birini sergilemişti. Dizinin 23 adaylık aldığı düşünüldüğünde kutlayacak çok şey var, ama sabah adaylıklar açıklanırken, Aimee Lou Wood’un canlandırdığı Chelsea’ye o özlem dolu bakışı atan Saxon Ratliff’in yüz ifadesi Schwarzenegger’in suratında yeniden canlanmış olabilir. (Bu arada Wood da aday oldu.) —RF


SÜRPRİZ: Nathan Fielder, Çifte Aday

The Rehearsal dizisinin yönetmenlik dalında adaylık alması bekleniyordu—özellikle Nathan Fielder’ın sıra dışı yönetmenliği ve ilginç oylama stratejisi sayesinde. Ancak dizinin yazarlar birliği tarafından da aday gösterilmesi, ikinci sezonun sektörde ne kadar derin bir etki bıraktığını gösterdi—her ne kadar geleneksel bir senaryolu komedi sayılması zor olsa da. (Zaten diğer adaylarına pek benzemiyor.) Bu adaylıklar, Televizyon Akademisi’nin geçtiğimiz yıl Emma Stone’lu The Curse dizisini tamamen göz ardı etmesinin ve birkaç yıl önce The Rehearsal’ın ilk sezonunu da yok saymasının ardından geldi. Belki de artık Fielder’a ısınmaya başlıyorlar? —DC


GÖZ ARDI: Disclaimer Sönük Kaldı

Apple TV+, Disclaimer dizisini büyük ödüller alması umuduyla hazırlamıştı. Başrollerde Oscar ödüllü Cate Blanchett ve Kevin Kline yer alıyor, yönetmen koltuğunda ise yine Oscar’lı Alfonso Cuarón vardı. Diziye, sonbahar film festivallerinde gösterim ve yoğun kampanyalarla adeta bir auteur filmi muamelesi yapıldı. Ancak sonuç hayal kırıklığı: dizi yalnızca iki adaylık alabildi (Blanchett ve görüntü yönetimi için). Özellikle Cuarón’un yönetmenlik dalında aday olamaması dikkat çekici, çünkü bu kategori, doğrudan meslektaşları tarafından oylanıyor. Cuarón, dizinin tüm bölümlerini yönetmişti, buna rağmen tek bölüm yönetenlerin gerisinde kaldı. Ağır oldu. —DC


SÜRPRİZ: Sharon Horgan, Elisabeth Moss’u Geride Bıraktı

Yakından takip edenler için Sharon Horgan’ın Bad Sisters dizisinin ikinci sezonuyla aday gösterilmesi büyük bir sürpriz sayılmazdı. 2023’te ilk sezonla başrol kadın oyuncu ve senarist olarak aday gösterilmişti. Ancak dizi her zaman Emmy yarışında "sürpriz aday" konumundaydı ve bu yıl sadece beş kişilik yoğun bir listede tekrar yer alabileceğine pek ihtimal verilmiyordu. Yine de Horgan listeye girdi—bu da Elisabeth Moss’un, bir zamanlar ödül makinesi olan The Handmaid’s Tale dizisinin son sezonuyla dışarıda kalması anlamına geldi. —RF


SÜRPRİZ: Paradise İçin Güzel Bir Gün

Hulu’nun politik gerilim dizisi, olumlu eleştiriler aldıktan ve sevilen yaratıcı Dan Fogelman tarafından yazıldığı için drama dizisi dalında adaylık alması bekleniyordu. Ancak dizi oyunculuk adaylıklarında da fazlasıyla öne çıktı. Başrolde, başkanın Gizli Servis ekibinden bir ajanı canlandıran Sterling K. Brown aday oldu; başkanı canlandıran James Marsden ve teknoloji milyarderini canlandıran Julianne Nicholson da yardımcı oyuncu adaylıkları aldı. Nicholson bu yıl iki kez aday: ayrıca Hacks dizisinde “Dance Mom” rolüyle konuk kadın oyuncu kategorisinde de yarışıyor. —RF


GÖZ ARDI: Only Murders in the Building Geriye Gitti

Steve Martin ve Selena Gomez, dizinin üçüncü sezonuyla 2024’te Emmy’ye aday olmuştu; özellikle SAG Ödülleri’nden sonra dizi yükselişe geçmiş görünüyordu. Ancak bu yıl yalnızca Martin Short oyunculuk adaylığı alabildi. Gomez, dizinin ilk iki sezonunda da aday gösterilmemişti; Martin ise yalnızca ilk sezonda adaydı—dolayısıyla bu yılki eksiklik sürpriz değil. Yine de dizinin dördüncü sezonu oldukça övüldü ve bu listede yer alması bekleniyordu. Genel olarak, Only Murders bu yıl sadece sekiz adaylık alabildi—geçen yılki 21 adaylığa kıyasla ciddi bir düşüş. Bu da 2025’in komedi kategorisinin çok daha rekabetçi olduğunu gösteriyor. —RF

BU İÇERİK İLK OLARAK VANITY FAIR US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.

İZLE
Denge 2025 Kapak Yıldızı Hakan Kurtaş
İLGİLİ İÇERİKLER
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası