Hype

Kaan Yıldırım | HYPE by GQ Türkiye No.28

Cesur olduğu kadar gerçekçi bakan, iyiye sevindiği gibi kötüyü de kabullenip ders çıkarmaya çalışan biri var ekranın diğer tarafında. Çoğu insanın hayatının sonuna kadar yapmakta zorlandığı bir şeyi yapmayı erkenden başarmış; hem kendine hem de etrafındakilere karşı dürüst, başarılı bir oyuncu!

kaan_yıldırım

Kaan’la bir araya gelişimizin sebebi ismi her zaman cesur tasarım ve üstün teknolojiyle anılan Carrera markasının İlkbahar/Yaz 2023 Koleksiyon kampanyasında boy göstermesi. 1956 yılından bu yana kendine meydan okuyan ve kendi kurallarına göre yaşayanların tercihi olan marka, cesur ve merak uyandıran tasarım anlayışına destek olacak özgün isimlerle bir araya gelmeyi seçenlerden. Hem Kaan’ın hem Carrera’nın DNA’larının merkezinde bulunan özgünlük iş birliğinin her noktasında olduğu gibi bu karelerde de kendini gösteriyor.

Kendisini anlatmasını istediğimde mesleğinden ve şu an olduğu yerden bahsedecek diye beklerken, “Doğdum, yaşıyorum. Hayatı ve kendimi tanımaya çalışıyorum” cevabıyla sorunun zorluğundan yakınırken beni de ters köşede bırakıyor. Biraz daha ısrarcı olup kendini tanımladığı sıfatlar var mı diye kurcaladığımda ise “dürüst bir insanım ama bu özelliğimi ayırt edici olarak tanımlamazdım” cevabını alıyorum. Özgüvenli ama ağırbaşlı biriyle konuştuğumun artık farkındayım.

kaan_yıldırım

O kendinden bahsetmeyi çok sevmese de Kaan’ın ayırt edici tercihlerinden birinin boş zamanlarını geçirme şekli olduğuna hakimim. “Çalıştığım zaman başka bir şey yapmaya zamanım kalmıyor ve odağımı o dönemlerde işe vermekten keyif alıyorum. Boş günlerimdeyse bana ne iyi gelecekse ona koşuyorum. At binmeye gitmek iyi gelen şeylerin başında geliyor!” Sabah gözünü kahveyle açan, o gün önünde ilgilenmesi gereken ne varsa sarsılmaz bir konsantrasyonla kendini ona adayan, akşam yatmadan da artık bir ritüel haline getirdiği şekilde yakın geçmiş ve gelecek hakkında kafa yoran bir adam.

kaan_y%u0131ld%u0131r%u0131m

Dengeyi ve kendini tanımayı hem mesleğinde hem özel hayatında merkeze yerleştiriyor. Her kafadan bir sesin çıktığı, hakkında doğruluğu sorgulanmadan devamlı haberlerin yapıldığı bir dünyada olmanın korkutuculuğunu kabul etse de icra ederken çok keyif aldığı bir meslekle hayatını kazanmanın mutluluğunu önde tutuyor. “Bu mesleğin yapan herkesten götürdüğü en büyük şeyin özgürlük olduğunu düşünüyorum.” dese de kendi şartlarını bu özgürlük kısıtının minimum etkili olacağı şekilde ayarlamayı biliyor. Korkuyor mu ileride dengeyi kaybedebileceğinden? “Korkunun üzerine gitmek cesaretlendirir belki de. İnsan korksa da yapmak istediklerini yapmaya cesaret etmeli. Bence hayat o zaman yaşanılır olur. Meslek ile gelecekteki ilişkimin nereye gideceğini de yaşayıp göreceğiz” diyor büyük konuşmadan. Kaan, güçlü özelliklerinden biri olan kendi olabilme meselesini kişinin kendi gücüyle ilişkilendiriyor. “Kendi olabilmeyi bilen insan, hangi ortama girerse girsin, kendi benliği ile haraket edebilir. Kendimizden uzaklaştığımız her an etkiye daha açık hale geliyoruz. Bu yüzden hem insanlarda hem de etrafımızda yaratılan söylemlerde &markalarda bir felsefeye sahip olmanın, uzun süre boyunca bu felsefeye bağlı kalabilmenin, duruşunu trendlere takılıp bozmamanın çok değerli olduğuna inanıyorum.”

Hem fikirlerinde hem de onları ifade etme şeklinde aşırıya kaçmayışına hayran olduğum bu adamın, kendinden beklenmeyecek şekilde büyük konuşması ve herkese sesini duyurması gerekseydi neler söylerdi diye merak ediyorum. “Gökyüzüne tüm dünyanın görebileceği tek bir şey yazma hakkın olsa ne yazardın? Sorusuna şu ana kadar aldığım en iyi cevaplardan birini veriyor “Kuraklık yakın!”

kaan_yıldırım

Bu cevabından doğada olmayı ne kadar sevdiğini ve önemsediğini anladığım Kaan; özgürlük hissinin de insanlardan uzakta, dışarıda deneyimlenebileceğine inananlardan. Bilmediği yerleri keşfetmek, sonunu planlamadan seyahat etmek, doğada kaybolmak ona mesleğinin kendisinden uzaklaştırdığı özgürlük hissini misliyle geri veriyor. Kendine dönmek istediğinde durmayı ve kendiyle kalmayı da ihmal etmiyor. Bu sıralarda içinde bulunduğumuz gündemden dolayı hiçbirimizin çok da kendimize kalamadığımızdan yakınınca “Bu ülkede yıpranmamak çok zor. Ülkece her gün yeni bir gündeme uyanıyoruz. Bitmek bilmeyen bir kavga yumağının tam içine düşmüşüz gibi. Olması gerekenden çok daha fazla siyasete gömülmüş bir toplumuz. Siyasetin hepimizin hayatının en ortasında olmamasını isterdim. Özellikle de gençlerin” diyor. Anormallerin hepimizin normali haline geldiğini kabul etse de gelecek nesillere birbiriyle barışmış, sakinleşmiş bir toplum bırakmanın hepimizin görevi olduğunu, bunun da ancak herkes için doğru bir teraziyle tartılan adalet fikriyle gerçekleşebileceğini biliyor. Kendi hayatıyla ilgili vereceği kararlarda da benzer bir teraziyle artı eksi dengesine bakıp inatla değil mantıkla ilerliyor.

kaan_yıldırım

Yakın zamanda Mevlana’nın hayatını anlatan 30 bölümlük bir dizi için dokuz ayını Konya’da geçiren Kaan’ın bu deneyimi ezelden beri var olan bu olgun düşüncelerini iyice desteklemiş. Deneyimlere, değişimlere, hatalara, yeni yollara, farklı insanlara karşı daha anlayışlı daha açık olabilmenin sınırlarını genişletiyor. Anlık moda olana değil zamansız ve özgün olana yatırım yapıyor. Son dönemde arka arkaya aldığımız tüm kötü haberlerin heyecanını azalttığını hem kendine hem bize itiraf edebilecek kadar cesaret ve farkındalık sahibi. Hayatın her anında en heyecanlı, en başarılı, en çok konuşulan olmanın değil; dengeli bir grafikle ayakları yere basarak uzun soluklu ve huzurlu olmanın peşinden koşuyor. Gittiği yerin hem ona hem de onu izleyen herkese iyi geleceğinden ise şüphe yok!

İZLE
Kaan Yıldırım Yaz 2022'de Yolda
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası