Bir kişinin ilişkide toksik olduğunu gösteren 10 belirti. Böyle söyleyince kulağa çok çekici gelmese de, bugün konuyu alanında uzman bir isimle birlikte detaylı şekilde ele alıyoruz. Çünkü kötü insanları tespit etmenin kolay olduğunu düşünebilirsiniz — onları tanırız, geri çekeriz, uzaklaşırız ve böylece toksik ilişkilerin tuzağından kurtuluruz — ama gerçek çok daha karmaşıktır. Narsist sapkın örneğinde olduğu gibi, bugünlerde “toksik” kelimesi çok fazla kullanılıyor ama gerçek anlamı çoğu zaman bilinmiyor. Paris’te çift terapisti olarak çalışan Evelyne Dillenseger, toksik kişileri tanımamıza ve onlardan en kısa sürede uzaklaşmamıza yardımcı olacak 10 işareti gün yüzüne çıkarıyor.
Tanım gereği, toksik insanlar, davranışları başkalarının duygusal ve psikolojik iyiliğine zarar veren bireylerdir. Manipüle ederler, yıkıcı biçimde eleştirirler, çatışmalar yaratırlar ve sürekli olarak ilgiyi üzerlerine çekmeye çalışırlar. Çoğu zaman etraflarında bir gerginlik veya suçluluk duygusu ortamı yaratırlar ve duygusal bir bağımlılığı sürekli olarak beslerler. Onları bazı işaretlerle tanımak mümkündür: Enerjimizi tüketirler, başarılarımızı küçümserler, duygusal şantaj yaparlar ya da kalıcı olumsuz bir atmosfer yaratırlar. Bu kişileri tanımayı öğrenmek, ruh sağlığını korumak ve daha sağlıklı, dengeli ilişkiler kurmak açısından hayati önemdedir. İşte toksik bir kişiyi tanımanızı sağlayacak 10 belirtiye yakından bakış.
Açıkça hatalı olduğunda bile rolleri tersine çevirir ve suçu başkalarına atar. Paris’te çift terapisti olan Evelyne Dillenseger, toksik kişilerde bu mağduriyet yaratma eğiliminin çok yaygın olduğunu vurguluyor. Kurban odur ve karşısındakinin tüm davranışları onun “şiddetinden” kaynaklanır. “Durumu sürekli olarak tersine çevirerek kendini kurban pozisyonuna getirir ve karşısındakine suçluluk hissettirir. Bu çok tehlikelidir. Kurban odur, diğeriyse zalimdir. ‘Ben böyle tepki verdim çünkü sen beni bu şekilde davranmaya zorladın’ ifadesi, toksik kişilere özgü tipik bir cümledir.”
İstediğini elde etmek için suçluluk duygusu yaratma, aşırı pohpohlama veya yalan gibi yöntemlerin yanı sıra duygusal şantaj kullanır. “Sizi şu cümlelerle suçlayacaktır: ‘Eğer beni sevseydin, bunu yapardın. Beni sevseydin, bunu bana verirdin,’” diyor uzman. Manipülasyon sürecinde toksik kişi, partnerini çevresinin zararlı olduğuna inandırarak ondan uzaklaştırmaya çalışacaktır. “En temel amacı: Avını mümkün olduğunca izole etmektir,” diye özetliyor çift terapisti.
“Karşısındakini ona ihtiyaç duyduğuna inandırır. Çünkü kontrol tam olarak budur: ‘Ben olmadan hiçbir şeysin. Bu yüzden benimle kalmalısın, çünkü bana ihtiyacın var.’”
— Evelyne Dillenseger, Paris’te çift terapisti
Sürekli olarak yaptığı küçük imalar ya da belirsiz tavırlarla özgüveninizi ve kendinize olan saygınızı sarsar. “İşte burada işler çok tehlikeli hâle gelir. Artık bireyin muhakeme yeteneğini sorgulamasına neden olan bir psikolojik mekanizma başlar. Sınırları aşar ve gittikçe daha ileriye gider,” diye açıklıyor uzman.
Başkalarının sınırlarını görmezden gelir ve utanmadan ihlâl eder. Kendi sınırlarını ise suçluluk duygusu yaratarak dayatır. “’Eğer beni seviyorsan, kabul edersin’ diyecektir,” diyor Evelyne Dillenseger. Toksik kişi, ‘Beni seviyorsan her şeyi benim için bırakmalısın’ oyununa girer ve karşısındakine gerçekten ona ihtiyacı olduğuna inandırır. Çünkü kontrol budur: ‘Ben olmadan bir hiçsin. Bu yüzden benimle kalmalısın. Ben olmazsam, hiçbir şey olamazsın.’”
Onunla zaman geçirdikten sonra kendinizi bitkin, stresli ve hatta kaygılı hissedersiniz. Konuşmalarınız sırasında sık sık sözünüzü keser ve ihtiyaçlarınızı küçümser. “Bir kişinin toksik olup olmadığını buradan da anlayabilirsiniz: Ne kendinizi ifade etmeye, ne de var olmaya yer bulursunuz.”
Başka insanlara ya da başka projelere ilgi göstermenize tahammül edemez ve bu aşırı kıskançlığı büyük bir aşk göstergesi gibi sunar.
“Bir toksik kişiyle kalıp onu değiştirme umuduyla beklememek gerekir.”
— Evelyne Dillenseger
Her zaman bir bahane bulur ya da suçu başkasına atar. Toksik kişiler, karşısındaki kişiye sorumluluğu yükleyerek rolleri tersine çevirir. “Toksik bir kadın ya da erkekle birlikteyken şunu bilmek gerekir: Sorun asla onun tarafında değildir. Sorgulama, özeleştiri diye bir şey bilmez. Durum ve koşullar ne olursa olsun, her zaman dünyadaki en haklı kişi odur. Bu da çok önemli bir işarettir,” diye uyarıyor Evelyne Dillenseger.
Dram, kavga ve gerilim sanki onu çeker.
Sizinle mutlu olmak yerine başarılarınızı küçümser ya da yok sayar. Hiçbir şey ya da kimse ona göre yeterince iyi değildir. Sık sık başkalarını küçümseyerek kendini üstün hissetmeye çalışır. Evelyne Dillenseger’e göre, “Aşk yeterli değildir. Her şeyin üstesinden gelemez. Ve toksik partneri kurtarmaya da yetmez. İlişkinizde mutsuz olduğunuzu fark ettiğiniz an, hemen ayrılmanız gerekir.” Uzman, toksik kişilere karşı belirli bir profil olmadığını, herkesin bir gün böyle birinin kurbanı olabileceğini ekliyor. Önemli olan hemen harekete geçmek ve bir sağlık uzmanından yardım almaktır. “Güçlü bir karaktere sahip olmanız, bu tür insanlardan etkilenmeyeceğiniz anlamına gelmez. Herkes bu etki altına girebilir. Bu yüzden bu manipülatörlerin zarar verici tuzaklarından kaçınmak için sınırlar belirlenmeli, çerçeve net çizilmeli ve ona sadık kalınmalıdır,” diye belirtiyor uzman.
Uzman ayrıca, mağdurlar için yeniden toparlanma sürecinin de çok zor olduğunu açıklıyor. Aylarca ya da yıllarca toksik bir kişinin etkisi altında kalmak, neredeyse silinemez travmalara yol açar. Hiç kimse bu tür bir ilişkiden gerçekten yara almadan çıkamaz; bu yüzden profesyonel bir destek almak büyük önem taşır.
Toksik bir kişinin pençesinden kurtulduktan sonra gelecek nasıl yeniden inşa edilir? Yıllarca örülmüş savunma duvarlarını, geliştirilen savunma mekanizmalarını nasıl aşarız ve hak ettiğimiz gibi sevilmeye nasıl izin veririz? Güven nasıl yeniden kurulur ve bir gün sağlıklı bir aşkın hayatımızda yer edinebileceğine nasıl inanılır? Toksik bir ilişkiden sağlıklı bir ilişkiye geçiş her zaman kolay değildir. Bu soru sosyal medyada da sıkça gündeme geliyor.
“Sağlıklı aşk, her zaman nefesimizi kesmeye çalışmaz; bize nefes almayı hatırlatır.”
— Jade Maa, kişisel gelişim koçu
TikTok’ta bu konuda sayısız içerik var ve insanlar bu yeni duyguları kabullenmenin ne kadar zor olduğunu anlatıyor. Kişisel gelişim koçu Jade Maa, videolarından birinde şöyle diyor: “Sağlıklı aşk, her zaman nefesimizi kesmeye çalışmaz; bize nefes almayı hatırlatır.” Ve ekliyor: “Yine de şüphe ederiz. Çünkü can yakmaz. Kendimizi fırtına ararken, eksiklik hissinin verdiği ürpertiyi beklerken buluruz. Sanki aşk, gerçek olabilmesi için korkutucu olmalıymış gibi. Ama inanmak zaman alır: Canımızı yakmayanı hak ettiğimize inanmak. Sonunda fark ederiz ki aslında aşktan korkmuyoruz; layık olmamaktan korkuyoruz. Sanki aşk bizim için fazla iyiymiş gibi gelir.”
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.