Hiç hafızanızdan bazı anıları silmek istediniz mi? Eski sevgilinizi unutmaya çalıştığınızda, bu en sık dile getirdiğimiz arzuların başında gelir. Romantik ilişkiler bizleri, ister iyi ister kötü yönde, derinden etkiler. Aşık olduğunuzda, bir ayrılıktan sonra o kişiyi zihninizden çıkarmak neredeyse imkansız bir görev gibi görünebilir, hatta bunu hayal bile edemeyebilirsiniz.
Gerçek şu ki, özellikle birini bırakmaya hazır olmadığınız durumlarda bu süreç son derece zorlayıcı olabilir. Ancak, hayatta her şeyin geçtiğini ve bir gün, o kişiyi günün her anında düşünmeden hayatınıza devam edebileceğinizi unutmamanız önemli. Peki, bu an ne zaman gelir?
Aslında her ilişki ve her ayrılık kişiye özeldir ve birini unutmanın süresi kesin bir bilim değildir. Hepimiz, ayrılıktan yalnızca bir hafta sonra hayatına devam eden kişileri de, yıllardır eski ilişkisine takılı kalanları da tanıyoruzdur.
Şimdi, bu konuda yeni bir araştırma mevcut. Jia Y. Chong ve R. Chris Fraley tarafından bu yıl yürütülen çalışma, eski sevgilinizi unutmanızın genellikle ilişkide geçirdiğiniz sürenin yarısı kadar zaman aldığını gösteriyor. Evet, biliyoruz, uzun bir ilişki yaşadıysanız bu sonuç moral bozucu olabilir. Ancak bu kadar uzun sürmesinin nedenlerini anlamak oldukça önemli.
Öncelikle, o ilişkinin üzerinizde bıraktığı duygusal izleri göz önünde bulundurmanız gerekir. Aşk, beynin deneyimlediği bir tür ödül gibidir çünkü dopamin salgılanmasına yardımcı olur. Partnerinizi mutluluk ve neşeyle ilişkilendirirsiniz ve bu zamanla bir tür bağımlılığa dönüşebilir. Bu yüzden, o kişi bir anda hayatınızdan çıkınca, ciddi bir duygusal çöküntü yaşarsınız.
O kişiden haber alma isteği, birlikte çekilmiş bir fotoğrafı görmek veya sosyal medyada onun profilini incelemek bile eski anıları canlandırır ve duygusal kopuşu zorlaştırır. Bu yüzden, onları tamamen unutmanız uzun zaman alabilir.
Öte yandan, bu süreçte içinizde gerçekten üzücü duygular da uyanabilir: Bir dönemi kapatma ihtiyacı, hayal kırıklığı, öfke ve pek çok durumda depresyon gibi. Bu bir tür yas sürecidir ve genellikle düz bir çizgide ilerlemez. Hatta bu yüzden bazı kişiler, ayrılık sonrası hafiflemiş gibi hissedip bir süre sonra derin bir üzüntü ve özlem yaşayabilirler.
Ayrılığın ardından yaşanan evreler, yas sürecine oldukça benzerdir. Bu, mutlaka eski sevgilinize dönmek istediğiniz anlamına gelmez; sadece artık hayatınızda eskisi gibi yer almayacağını kabullenmenin yarattığı bir hüzündür. Önce bu gerçeği inkâr edersiniz, ardından öfke, yaşananları sürekli düşünme, depresyon ve son aşamada kabullenme evrelerine geçebilirsiniz.
Son olarak, eski sevgilinizi unutmanın bu kadar zaman almasının bir diğer nedeni de, birlikte geçirilen süre boyunca kimliğinizin bir ölçüde değişmiş olmasıdır. Bu mutlaka kötü bir şey değildir. Bir ilişkide, ortak hobiler edinmek veya ortak görüşler paylaşmak oldukça doğaldır. Ancak bağ koptuğunda, kendinizi yeniden keşfetmeniz gerekir ve bu da kim olduğunuzu bilememek gibi bir kimlik krizine yol açabilir.
Sonuç olarak, bu süreç kesin ve evrensel kurallara bağlı değildir ve o kişiye karşı hâlâ bir şeyler hissedip hissetmemenize bakılmaksızın tamamen iyileşmek zaman alacaktır. Yapmanız gereken tek şey, sürece güvenmektir.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ SPAIN WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
