Liam, o anı hatırlayınca hâlâ yüzünü buruşturuyor. Görüştüğü kadınla küçük bir bara gitmişti. Sadece birkaç aydır çıkıyor olmalarına rağmen, işler hızla ilerliyordu ve karantina döneminde daha da hızlanmıştı. Birlikte tatile çıkmışlar ve birbirlerinin arkadaşlarıyla tanışmışlardı. Ardından, o öğleden sonra, Liam'a Instagram'ını ve takipçileriyle 30 günlük fitness challenge’ını paylaştığı videoyu göstermek için telefonunu çıkardı.
Şimdi 34 yaşında olan Liam, “Hayal kırıklığımın çıkardığı sesi duyabilirdin," diyor. Ne kadar aksini istese de dürüst ifadesini gizleyememiş. "Sevimli bir kızdı, neşeliydi - ama benim için son derece iticiydi. Kamera karşısında konuşan nesillerden değilim. Onun yerine utandım. Ve bu yüzümden okunuyordu” diyor Liam ve ekliyor; “Çok utandı, yüzümdeki ifade onu dehşete düşürdü.”
Görüştüğü kız onu Instagram’da şöhretini küçümsemeye çalışmakla suçladı ve Liam birkaç hafta içinde içinde ilk “ıyy” tepkisini verdi ve ilişkiyi bitirdi.
“Hamsterlar çok tatlı olsa da o an her şeyin bittiğini anlamıştım.”
Kendiniz de hissetmiş olabilirsiniz: Bu ani, görünüşte yüzeysel soğuma, genellikle olgunlaşmakta olan bir flörtün ve hatta bir ilişkinin son noktasıdır. Geçen yıl Love Island tarafından popüler hale gelmesine rağmen, "ıyy" terimi (“Soğudum..." veya “Çok itici geldi…” gibi), çekiciliğin beklenmedik bir şekilde sona ermesi için kabul edilen bir kısaltma haline geldi.
Ben'e göre bu, çıktığı bir kızın yatağının yanında bir kutu kola tuttuğunu ve birkaç saatte bir ondan içtiğini öğrenmekti. Tim için bir kadının babasından "daddy" olarak söz etmesiydi, bir diğerinden evinde hamster beslediğini öğrendiğinde soğumuştu. “Hamsterlar çok tatlı olsa da o an her şeyin bittiğini anlamıştım” diyor. Xavier sevgilisinin chopsticks kullanmayı bilmediğini öğrendiğinde soğudu; “Restoran ona çatal bıçak getirdi fakat ben bir daha asla eskisi gibi hissetmedim” diyor.
Soğuma aşırı yüzeysel veya gerçekten derin olabilir; aniden veya yavaş yavaş ortaya çıkabilir. BBC dizisi Industry'nin son sezonunda, Harper’a sekse bile başlamadan önce taksiyle apartman kapısının arasında bir yerde “ıyy” geliyor, hatırlayın. Her iki durumda da, düzelmenin neredeyse imkansız olduğu düşünülüyor. Flört uygulaması Badoo tarafından yakın zamanda yapılan bir ankete göre, kullanıcıların yüzde 82'si daha önce birinden “ıyy” olduğunu ve yüzde 78'i de bu nedenle bir ilişkiyi bitirdiğini söylüyor. “Iyy” hakkında tutarlı ve geniş çapta paylaşılan bir şey olarak konuşabilsek de, kavram yetersiz tanımlanmış ve oldukça bireysel bir şey. Klinik psikoterapist Jordan Dixon, bunun kendi "erotik planımızın" bir yansıması olduğunu söylüyor. "Hepimizin bizi harekete geçiren harika bir dizi farklı şeyi var - aynısı bizi rahatsız eden şeyler ve ‘ıyy’ dememize sebep olan şeyler için de geçerli." Bununla birlikte şunları ekliyor: "İğrenme genellikle birdenbire ortaya çıkmaz.
Hem erkekler hem de kadınlar için “ıyy” durumu, bağlılık eksikliğinin ve hatta uyumsuzluğun güvenilir bir işareti olabilir. Bugün Liam, içgüdüsel tepkisini, zamanla kaçınılmaz olarak ortaya çıkacak daha derin bir kopukluğun göstergesi olarak görüyor. "Geriye dönüp baktığımda, onunla eş anlamında pek fazla hayal kurmuyordum" diyor. "Birlikte daha fazla zaman geçirsekse de ilişki ileriye doğru gitmiyordu ve ben de gerçekten gitmesini istemiyordum. Bununla birlikte, “ıyy” tepkisi geldi. Bu, 'Bu hoşuma gitmedi' diye düşündüğüm diğer daha yumuşak anların arasında yalnızca keskin olarak öne çıkan bir andı” diyor. Liam, o sırada duygularındaki keskin terse dönüşten çok rahatsız olduğunu ve buna bir anlam vermeye çalışmak için Google'a başvurduğunu kabul ediyor. "Bana çok garip geldi: Birini hayal etmekten direkt olarak vazgeçmiştim” diyor.
Liam'ın kafa karışıklığı, belki de “ıyy” durumunu tanımlarken var olan temel eşitsizliklerin de altını çiziyor. Hem erkekler hem kadınlar zaman zaman tahrik edilmiş ya da soğumuş -ıyy- şekilde hissedebilir ancak bunları ifade etme konusunda eşit derecede özgür değiller (Yaygın olarak paylaşılan “ıyy” durumu hakkındaki TikTok videoları ezici bir çoğunlukla kadınlar tarafından çekiliyor). 30 yaşındaki Ebba, "Kadınlar ‘ıyy’ dediğinde bu normaldir, ancak erkekler ‘ıyy’ diyorsa bu cinsiyetçilik olarak algılanıyor" diyor. "Kuralları ben koymuyorum” diye ekliyor. Yarı şaka yapıyor ama bu aslında bir başka önemli konuyu da ortaya çıkarıyor. Heteroseksüel kadınlar arasında “ıyy” durumu kolayca anlaşılır bir şey ve sorgulanmaz. Heteroseksüel erkekler içinse “ıyy” demek o kadar da kolay değil.
32 yaşındaki Michael, görüştüğü kız izledikleri film boyunca konuşunca anında soğuduğundan bahsediyor. Henüz yatmamış olsalar da, Michael o ana kadar aralarında güçlü bir bağ olduğunu ve muhtemelen o gece yatacaklarını düşündüğünü söylüyor. Ancak kadının filmle ilgili "yüksek sesli ve aralıksız" yorumları Michael’a “ıyy” dedirtiyor. Michael “O gece ondan çok soğudum, bende kaldı ama öpüşmedik bile. Ertesi gün bana ‘sorun ne’ diye sorduğunda ‘çok güzelsin ama ben bir şey hissetmiyorum’ dedim” diyor. "Gerçekten, buna sebep olan tek şey film boyunca konuşmasıydı” diyor ve sinemada olmadıkları için minnettar olduğunu da ekliyor.
“Iyy” durumu - hepimizin bazı ortak maddeleri olsa da - kadın ya da erkek fark etmeksizin temel olarak çatışan duyarlılıkların ve değerlerin bir göstergesi olarak ortaya çıkar. 36 yaşındaki Paul aslında kafasındaki tüm kriterleri karşılayan bir kadından bar personeline hesap konusunda çıkıştığı için soğuduğunu söylüyor. “Happy Hour konseptini yanlış anladığı ortaya çıktı - ancak beklenmedik kabalığı benim soğumama neden oldu” diyor. 29 yaşındaki Ned, görüştüğü kızdan sinemaya giderken evsiz bir insana aşırı tepkisiz kalmasından dolayı soğudu ve ikinci randevuya bile gitmeden önce meslektaşına olan ilgisini kaybetti.
Görünüşte zararsız olan “ıyylar” bile, bir ilişkide üstesinden gelinmesi zor olabilecek tutum veya yaklaşımlardaki temel farklılıkları ortaya çıkarabilir. 27 yaşındaki şarkıcı ve sunucu Jack Remmington, bir yıldır Instagram takipçilerinden “ıyy” yaşadıkları durumlar hakkında hikayeler istiyor ve flört uygulaması profilleriyle paralellik kuruyor. "Balıkla poz veren heteroseksüel erkekler: Bunu görmezden gelebileceğimi ne kadar söylemek istesem de, kesinlikle gelemem” diyor. (Remmington’ın eşcinsel olduğunu hatırlatalım.)
“Kadınlar ‘ıyy’ dediğinde bu normaldir, ancak erkekler ‘ıyy’ diyorsa bu cinsiyetçilik olarak algılanıyor. Kuralları ben koymuyorum.”
Çok kuralcı bir kültürde, bireysel hoşlanma ve soğuma kaynaklarımızı tam olarak belirlemek çoğu zaman kolay değil. Örneğin, heteroseksüel bir erkek bir kadın astrolojiyle ilgilendiği veya pop müzik dinlediği veya “Instagram kaşların” sahip olduğu - yani basmakalıp olarak kadınsı kabul edilen herhangi bir şey - için bir kadından soğuyor ve “ıyy” diyorsa feminizm alarmı çalmaya başlıyor. Bu arada kadınların da “ıyy” dediği durumlar aynı yüzeysellikte olabilir ama şüpheden faydalanırlar. Remmington haftada 2000’e yakın “ıyy” hikayesi dinliyor ve çoğu da heteroseksüel kadınlardan geliyor. "Biri 'günün çorbasını sipariş ettiği’ için bir erkekten soğumuş” diyerek gülüyor. Ancak Remmington’ın gördüğü “ıyy” diyen en tuhaf grup; yeterince “erkeksi” bulmadıkları için onlardan soğuyan kadınlar grubu. “Bir kokteyl ısmarlayan veya "kız gibi" araba kullanan erkeklerden soğuyorlar. Bu ‘kadınsı’ özelliklerin utanılması gereken bir şey olduğu düşüncesine çok kolaylıkla dönüşebilir” diyor.
Sex and the City'den Married at First Sight'a, en güncel flört ve ebeveynlik tartışmalarına kadar, heteroseksüel kadınların açık sözlü ve küstah tartışmaları toplum tarafından kabul görüyor ve hatta alkışlanıyor. Elbette bu, tarihi ve süregelen güç eşitsizliklerinin bir yansıması: Heteroseksüelliğin ana akım anlayışı ezici bir çoğunlukla heteroseksüel erkekler tarafından oluşturulduğunda, kadınlar dezavantajlı bir şekilde başlamış oluyor. Ama aynı zamanda, erkeklerin hoşlandıkları veya hoşlanmadıkları şeyler hakkında özgürce, açık sözlü ve savunmasız olabilecekleri bir şekilde baskı hissetmeden konuşabilecekleri bir ortam hayal etmek de zor - en azından çevrimiçi "manosfer"dekiler gibi kadın düşmanlığıyla dolu olmayan bir forum bulmak imkansız.
39 yaşındaki Harry, “Heteroseksüel bir erkeğin bir kadını yüzeysel veya keyfi nedenlerle reddetmesi ‘ıyy’ demek bir cinsiyete özgü olmasa bile, ‘ataerkil çifte bir standart oluşturması gibi bariz bir nedenden dolayı’ daha duyarsız bir davranış olarak algılanıyor. Ancak heteroseksüel kadınlar arasındaki ‘ıyy’ tartışması, genellikle erkeklerin bunu hissetmediğini varsayar” diyor. Harry, birlikte kıvrılıp film izledikleri sırada kız arkadaşından, göbeğinde açık kalan bir kısmı alaycı bir şekilde dürtmesinden dolayı soğudunu söylüyor. “Sürekli görünüşüme yönelik yaptığı eleştirileri tamamen normalleştirdiğimi birdenbire fark ettim. Cinsiyet rolleri tersine çevrilseydi, ortaya çıkacak “ıyy” uzaydan bile görülebilirdi” diyor.
“Iyy” kelimesinin çok popüler olmasının nedeni, arzu hakkında dile getirilemez olanı çok iyi ifade etmesinden kaynaklanıyor. Soğumaya neyin neden olduğunu gerçekten anlamayabiliriz veya aslında bir partnerde istediğimizi söylediğimiz şeyle uyuşmuyor olabilir. Yazar ve teorisyen Asa Seresin'e göre bu, heteroseksüel ilişkilerde daha geniş bir kararsızlığın, hatta ayrılığa giden yolun bir parçası olabilir. 2019'da Seresin, daha sonra Amia Srinivasan ve Shon Faye gibi yazarlar tarafından da keşfedilen "heteropesimizm" ve heteroseksüel kadınların erkeklere olan çekiciliğini performatif olarak reddetme eğilimi hakkında yazılar yazdı.
Seresin, “ıyy’ı" doğrudan çekiciliğin temelini oluşturan itme ve çekmenin bir tezahürü olarak görüyor. Terimin bile ilkokul çağındaki çocukları "erkeklerin iğrenç ve mikroplu olduklarından bahsetmelerini" çağrıştırdığına dikkat çekiyor. “Heteroseksüellikte her iki yönden de yerleşik bir tür temel düşmanlık var. Nasıl çalıştığı veya nasıl çalışmadığı oldukça garip. İğrenmeye dönüşen bu arzu sınırı çok büyük bir mecazı da oluşturuyor” diyor.
Kadınların özgürlüğünün artması daha az evlilik, daha az bebek ve cinsiyet kavramlarının tartışılmasına sebep oluyor, asırlık heteroseksüel normlar yeniden müzakere ediliyor ve sorgulanıyor. Seresin'e göre, bu akış yoluyla “ıyy”, kendimizi koruma işlevi görebilir ve gerçekten istediğimiz şey elimizden gittiğinde bir çıkış yolu sunabilir. "Arzu bir anda yok olmuş gibi hissedilebilir, ancak bunun üzerine hiç beklemeden hemen harekete geçtiğimiz bir dönem daha önce yaşamamıştık” diyor ve ekliyor “Bu ‘ıyy' durumu genellikle belki de bilinçli olarak bilmediğimiz başka bir şeyin yerine geçiyor.”
Ancak hem erkekler hem de kadınlar “ıyy” diyebilir ve ilişkiyi sonlandırabilir. 32 yaşında olan Louis “Daha önce ben de ‘ıyy’ dedim ama denemekten asla vazgeçmedim - Harry Potter oyuncak evi ve Disney prenses ürünleri olduğunu söyleyen jöle gibi sandalet giyen bir kız arkadaşım vardı, temelde bunların hepsi beni itmiş olsa da denemekten vazgeçmedim” diyor. Benzer şekilde, arzu da iğrenme kadar hızlı bir şekilde bizi şaşırtabilir. Remmington, "Birinden yeterince hoşlanırsan, diğer her şeyi görmezden gelirsin" diye itiraf ediyor. “Hepimizin “ıyylar” listesinde olan pek çok özellik barındıran birinden öylesine hoşlanmıştım ki aşırı kötü tırnakları olmasına rağmen görmezden geldim. Doğru söylemek gerekirse hiç tırnağı olmasa bile fark etmezdi” diye ekliyor.
Modern ilişkilerin teknoloji güdümlü hızı, aramızda bir çekim oluşamadan saçma bir sebepten karşımızdaki kişiyi eleme ihtimalimizi daha yüksek kılıyor. Flört uygulamaları, bir bireye ilişkin sınırlı bir görüş verirken sınırsız sayıda alternatif yanılsamaya sebep oluyor ve bizi aşkı arama konusunda aşırı kuralcı veya gerçekçi olmayan biri haline dönüştürebiliyor. Artık birinden uzaktan bile soğuyabiliyoruz; sadece birkaç fotoğrafını görmemiz, yazım hatası yapması, zayıf dilbilgisine sahip olması sola kaydırmak için yeterli.
“Bu ‘ıyy' durumu genellikle belki de bilinçli olarak bilmediğimiz başka bir şeyin yerine geçiyor.”
Bu durum ve sosyal medya adeta bir topluluk halinde ikili ilişkiler yürütmemize neden oluyor. Arkadaşlarımızdan, yabancılardan ya da her ikisinden de yorumlar alıyoruz sürekli ve bunlar potansiyel olarak ilişkimizi bozmaya eğilimli olabilirler. "Ben Kötü Biri miyim?" ve "Ateşli ya da Değil” gibi ifade etmesi zor bir şeyin düzenli ve kesin bir hükmünü ortaya koyan “ıyy”, sosyal olduğu kadar online da bir fenomen. Son zamanlarda “On numara çocuk ama…” diyerek “ıyy” nedenleri - “mükemmel" bir partnerden puanları düşürecek özellikleri - hakkında TikTok videoları çekenler adeta bir trende dönüşmüş durumda. (Videoların çoğu heteroseksüel kadınlar tarafından çekiliyor.)
Bu durum, arzularımızı netleştirmemize yardımcı olabileceği kadar, kendimizi daha bilinçli hale getirmemize de yardımcı olabilir. Badoo tarafından ankete katılan bekarların yaklaşık yarısı (yüzde 45), “On numara çocuk ama…” gibi trendlerin ilişkilerini yeniden gözden geçirmelerine neden olduğunu söyledi. Yüzde 35'i ise, birinin gerçek olamayacak kadar iyi göründüğü veya incinmekten korktuğu zaman, “ıyy” demenin bir tür kendi kendini sabote etmek anlamına geldiği ve bunu kendilerini korumak için yaptıkları konusunda hemfikirdi. Sosyal medyada karşımıza çıkan “ıyylar” ve "amalar" hakkındaki trendlerin anlamlı bağlar kurmamızı engellediğini söylemek basite kaçar ama bu bağları kurmamıza yardımcı olduğunu da kesinlikle söyleyemeyiz. “Iyy” durumundaki benzerliklerine rağmen bu konuda kadın ve erkek arasında bir ayrım yapmak ve bir tarafı cinsiyetçilikle suçlamak da indirgeyici bir bakış açısı.
Harry "Erkeklerin nelere ‘ıyy’ dediğini ve buna bağlı olarak içsel yaşamlarımızın daha iyi anlaşılmasının, hepimizin daha empatik olması ve her iki tarafta da daha az ‘ıyy’ durumuna yol açması için alan yaratıp yaratamayacağını merak etmekten kendimi alamıyorum” diyor. Ancak içinde yaşadığımız dönem, iletişim ve şefkat için rahatsızlıkla yaşamaya hazır olmayı ve sosyal onay alabilmek için arzularımızı göz ardı etmeyi gerektiriyor - hem kadınlar hem de erkekler için. 31 yaşındaki Jono, "Bence ‘ıyy’ kavramı, insanların kusurlu olduğunu kabul etmek yerine, çok fazla yansıtma, yüzleşememe veya iletişim kuramamayı içeriyor. İçinde yaşadığımız kültür yüzünden başkalarının bizi nasıl algıladığına çok değer veriyoruz. Bu yüzden biri sizi korkutan bir şey yaptığında, sizin de potansiyel olarak ürkütücü olabileceğinize dair bir endişe oluşuyor” diyor.
Jono “ıyy” şeklinde hissetmeye karşı bağışıklığı olmadığını söylüyor - "ama buna pek aldırış etmemeye çalışıyorum” diye ekliyor.
İlişkiyi direkt kesmektense sağlıklı tepkinin, "'Hey, bu yaptığın şeyi sevmiyorum, kaynağı nedir?’ gibi bir konuşma yapmak" olacağını öne sürüyor. “Iyy” bizi hem öz farkındalığa hem de daha güçlü bağlar kurmaya yönlendiren bir öğrenme fırsatı olabilir. Liam'ın “ıyy” dediği o anı korkunç bir şekilde hatırlıyor ama şu an sağlıklı ve mutlu bir ilişkisi var. “İkimiz de geri dönüp baktığımızda o an ne olduğunu ve her şeyin bittiğini çok iyi biliyorduk, çok dürüst ve samimi bir andı” diyor.
*İsimler ve bazı ayrıntılar değiştirilmiştir.
British GQ