Silver Linings Playbook / The Weinstein Company
Bir arkadaşım, geçenlerde bir uygulamada eşleştiği kişiye ilk buluşmayı en fazla bir saat tutmak istediğini söylemiş ve "Sana iyi şanslar" yanıtını almış. Aslında niyeti gerçekten iyiydi. Daha uzun ve masraflı bir buluşma gerçekleştirmeden önce aralarında uyum var mı diye bakmak istiyordu. Onunla bu şekilde görüşmeyi kabul eden birini buldu ve bir parkın etrafında 7 km birlikte koştular. Bu sayede vibe’larına bakıp çok daha “büyük” bir buluşmadan kurtulmuş oldular (çocuğu bir daha hiç görmedi – buluşma-öncesi-buluşma konsepti sayesinde). Artık bu ekonomide herkes ciddi bir buluşma masrafının altına girmeden önce biraz daha fazla düşünmek istiyor.
Birkaç yıldır gittikçe daha trend hale gelen buluşma-öncesi-buluşma sistemi sizi tüm paranızı harcamaktan kurtaran bir sistem. Gerçek bir buluşmaya çıkmadan önce yeni tanıştığınız kişiyle bir yürüyüş yaptığınız, kahve veya tek bir içki içtiğiniz sizi ağır bir buluşmanın hem duygusal hem maddi yükünden kurtaran bir konsept. Hayalkırıklığıyla eve döndüğünüz, zamanınızı kaybettiren, sizi tüketen, moral bozucu ilk buluşmalardan kurtulmanın en mantıklı yolu. On yıldan fazla süredir flört uygulamaları kullanan bir arkadaşım, "Evli bir arkadaşıma buluşma-öncesi-buluşma konseptini açıklamaya çalıştım ve bunu çok garipsedi. Ancak gerçekten bu uygulamalarda yeterince zaman geçiren kişiler ilk buluşmaların ne kadar bunaltıcı, yorucu olabileceğini ve sizi tüketebileceğini biliyor” diyor. Stratejisi, gerçek bir buluşmaya çıkmadan önce bir ya da iki içki teklif ederek; zaman ve para kaybından ve buluşmaya gitmenin duygusal yükünden kurtulmak.
Arkadaşım oldukça açık sözlü biri dolayısıyla bir buluşmada karşı tarafa ikiden fazla içki ısmarlatmanın kaba olacağını söylüyor. Özellikle ekonomi bu durumdayken buluşma-öncesi-buluşmayla gerçek bir buluşma arasında finansal anlamda ciddi bir fark olduğunu söylüyor. Bir de tabii ki zaman meselesi var. Tabağınızda küçük bir porsiyon, sohbetlerin arasında kocaman bir sessizlik varsa zaman geçmek bilmiyor. Arkadaşım "Karşı taraf yemeğe çıkmak istiyorsa her zaman yarısını ödemeyi teklif etmelisiniz. Eğer siz akşam yemeğine çıkmak istiyorsanız tamamını ödemeniz gerekebileceğini göz önünde bulundurmalısınız. Doğrusu budur demek istemiyorum ama hesabın tamamını erkeğe ödetmek onlar üzerinde bir baskı yaratıyor. İlk buluşma için tüm bedelleri erkeğin ödemesi gerekiyor gibi hissedebiliyorlar" diyor.
Ekonomist, danışman ve finans yazarı Alice Tapper, "Yıllar önce bir arkadaşım, en pahalı restoranlara gitmek ve hesabın tamamını ödemek konusunda baskı hissettiği için büyük bir borca girdi. Artık günümüzde finansal koşullarımıza uygun, kendinize ve zamanınıza öncelik veren, ağır beklentilere girmeden bir buluşmaya gitmenin yolları var” diyor.
Araştırmalar da genç nesillerin “para” hakkındaki tabuları kırmaya başladığını gösteriyor. Hesabı bölmek, kazançlardan bahsetmek gibi kavramların anlamları gençler için değişmeye başlıyor. Bir tanışma uygulamasının YouGov aracılığıyla elde ettiği verilere göre Y kuşağı genelde pahalı bir akşam yemeğini tercih ederken Z kuşağının neredeyse yarısı daha ucuz bir restoranı tercih ediyor. Buna ek olarak, 18-34 yaş arasında her beş kişiden biri, flörtleriyle buluşmalar için bir bütçe belirleme olasılıklarının yılın başına göre daha fazla olduğunu söylüyor. Alice, “Artık zamanın para olduğunun ve insanların zamanlarını korumak istediklerinin farkına varılıyor. Arkadaşlarını görmeye vakit ayıramıyorken çok da hoşuna gitmeyen bir akşam yemeği için yüzlerce lira ödemek istemiyorsun. Buluşma-öncesi-buluşma sayesinde kendinizi duygusal ve bütçesel olarak yormadan tanımak istediğiniz kişiyle bir kahve içebilir veya parkta yürüyüşe çıkabilirsiniz. Bu ağır beklentileri de ortadan kaldırıyor” diyor.
Eğer buluşma-öncesi-buluşma konsepti size çok romantik gelmiyorsa belki üzerinizde risk almak konusunda bir baskı hissediyor olabilirsiniz. Buluşma-öncesi-buluşma konseptine oldukça inanan bir arkadaşımın bana attığı mesajı gösteriyorum; "Değerli akşamlarını nasıl geçeceğinden emin olmadığın bir buluşma için feda etmemelisin, buluşma-öncesi-buluşmayı çok kolay organize edebilirsin ve genellikle ilk on dakika içinde zaten ondan hoşlanıp hoşlanmadığını anlarsın."
“O kişiyi” (the one) bulmayı üretkenlik açısından optimize edilmiş bir girişimine dönüştürmek biraz Black Mirror dizisindeymişsiniz gibi hissettirebilir. Ama belki de flört etmeye zihinsel olarak yaklaşma şeklimizi yeniden tasarlamamız gerekiyordur. Gelecek ay Tinder'ın onuncu yıl dönümüne denk geliyor ancak aradan geçen bunca zamana rağmen hala kandırılan, görmezden gelinen, mesajlarına cevap alamayan, doğru aşkı bulamayan binlerce insan var. İnsanlar online uygulamarda yıllardır sürekli kendileri hakkında aynı bilgileri paylaşıyor, aynı fotoğraflar dönüp dolaşıyor. Tinder bile bu aynılıktan yorulmuş durumda. Romantizmi zaten bu tip şeyler yok etmek üzere. Bence herkes oyun oynama konusunda biraz daha acımasız olmanın çekiciliğini kabul ediyordur?
İnternetten alışveriş gibi düşünün; işleri çok hızlandırıyor ancak beğenmeyeceğimiz bir sürü ürünü de karşımıza çıkarıyor. Bu bazen kafa karıştırıcı olabilir. Arkadaşım “Buluşma-öncesi-buluşma sayesinde aranızdaki kimyayı - bir kağıda dökemeyeceğiniz ve online buluşmalarda eksik olan tek şey - kendinizi uzun bir akşamdan koruyarak ve fazla beklentiye girmeden ölçebilirsiniz” diyor ve ekliyor;“Ne yazık ki hala bekarım o yüzden bana inanmayacaksınız. Ama gerçekten hoşlandığın birini bulduysan ve bu karşılıklıysa her zaman ikinci bir buluşma şansı vardır. Ya da nasıl gördüğünüze bağlı olarak ilk buluşma" diyor.