“Sir Paul Smith” Paris’te Chamber of Commerce binasında Sonbahar/Kış 2022 koleksiyonunu tanıttı. 50 yılı aşkın süredir İngiliz moda sektörünün öncülerinden Smith, bu ayın başlarında modaya yönelik hizmetleri sebebiyle Companions of Honor unvanını aldı. “Technicolor” koleksiyonu pandemi sonrası erkeklerin nasıl giyinmesi gerektiğini göstermek için bir platform
İlham almak için, ilk kez gençliğinin sonlarında karşılaştığı Fransız sinemasının altın çağına baktı. Sonrasındaysa memleketi Nottingham’ın sokaklarında görmeye alışkın olduğu siyah beyaz İngiliz film afişlerinden çok farklı olan Jean Luc Goddart gibi avangart yönetmenlerin cesur, kromatik, yüksek kontrastlı, renkli posterlerindeki keyfi hissetti.
Smith, estetik algısındaki bu nostaljik mihenk taşlarını, net kesimli canlı yeşil renkte deri takım elbiselere, parlak fuşya günlük ceketlere, kabarık parkalara, kobalt renginde dar kesim kruvaze yaka takım elbiselere yansıttı. Aynı zamanda Smith, Lynch'in 1990’lardan Twin Peaks'teki Red Room'un zemininde bulunan çarpıcı keskin zikzak baskıyı aldı ve bunu koleksiyonun her yerinde büyük boy triko ve kamp yaka gömleklerinde kullandı.
Dış giyime taşınan mat saten, hafif tiftik ve kabarık yün, kalın örgü kazak yelekler ve ayak bileğine kadar uzanan pantolonlar gibi lüks ve gösterişli malzemeleri tercih edilen koleksiyon Smith’in pandemi sonrası gardırobundaki vizyonunu yansıtıyor. Takım elbiseler “unstructured” ve havadar, trikolar ise bilerek bol ve rahattı.
Smith son koleksiyonunun detaylarını GQ’ya anlattı.
Bu koleksiyonu neden 2022’ye uygun?
Çok modern ve tam olarak “anın” koleksiyonu. Sinemanın canlı geçmişine göz attım ama kesinlikle retrospektif bir koleksiyon değil. Hepimiz evde daha fazla zaman geçiriyoruz, çok rahat giyiniyoruz ve şimdi dünyaya açılmak üzereyken, bu giyim tarzı var olmaya devam edecek. Dünyanın dört bir yanından en büyük terzilik markalarından bazıları gerçekten zorlanıyor çünkü insanlar artık daha klasik takım elbise giymiyorlar. Bu koleksiyon da bunu yansıtıyor. Ben de takım elbiseyi daha az yapılandırdım, astarları çıkardım, ceketlerden özellikle omuzlarda dolguyu çıkardım ve daha akıcı kumaşlar kullandım. Yaşadığımız zamanlara bir cevap gibi… Bir sürü dükkanım var ve Cumartesi öğleden sonraları sık sık Mayfair'deki dükkandayım. İnsanların ne istediğini ilk elden biliyorum, sadece çevrim içi bir şeyler okumuyorum, aslında insanlarla nasıl giyinmek istedikleri hakkında konuşuyorum.
Bu koleksiyonun neden giyinip kuşanmak isteyen erkekler için olmasını istediğiniz?
Erkeği kıyafetleri anlatır. Kıyafetler kişi hakkında çok şey söyleyebilir. Sinemalar ve restoranlar yeniden açılıp normale döndüğünde, insanların oraya geri dönmek ve giyinmek isteyeceklerini umuyordum. Ama takım elbise ve kravat giymekten bahsetmiyorum, jogger dışında bir şeyler giyip ondan keyif almalarından bahsediyorum. Gerçekten yeniden giyinmenin ve keyfini çıkarmanın zamanı geldi.
Sinema koleksiyonu nasıl etkiledi?
Koleksiyonda genel olarak 18’imdeyken görmeye başladığım, zamanın Yeni Dönem filmlerinden yola çıktım. Bu filmler daha önce gördüklerimden özellikle renk skalası açısından çok farklıydı. Canlı ve heyecan vericiydi, ben de bunu kıyafetlerde kullandım. Yönetmenler alışılmışı en heyecan verici şekilde kırmaya çalışıyordu. Bir Jean-Luc Godard filmi posteri gördüğünüzde gerçekten ilhamla dolabilirdiniz. Modern, grafik ve renkliydi. Bu ilhamın heyecanını koleksiyonda yansıtmak istedim. Desenleri örmelerde, gömleklerde ve tişörtlerde kullandım. Aynı zamanda farklı sinema dönemlerinden desenler kullandım: mesela David Lych’in Twin Peaks’inden. Harika bir zik-zak desen vardı ve kamerada mavi bir filtre kullanarak göstermişti nitekim çok canlı ve sıradışıydı. Mesela bu, koleksiyonu etkiledi. Baktıklarımın çoğu, erkek giyiminde bir şeyleri yeniden canlandırmak için renk ve atmosferle ilgiliydi.
Koleksiyondan favori kılıklarınız hangileri?
Defile başlangıcındaki canlı yeşillerin hepsi. Yeni yaptığımız tek düğmeli takım elbise krep yünden, astarsız kareli bir takım var ve daha uzun astarlı bir cekette spor bir üstle birlikte giyiliyor. Çok rahat. Yedinci kılık faovrilerimden, David Bowie’nin The Man Who Fell to Earth'te giydiklerini andırıyor. Bu koleksiyon için ayrıca İskoç örgücülerin zanaatına ve yeteneğine odaklanarak el yapımı trikolar yapmak istedim. El örgüsü şapka, el örgüsü atkı, el örgüsü kazaklar var.
