Her şeyin tasarlandığı bir dönemde yaşıyoruz, buna insan da dahil. Etrafımızda gördüğümüz her şey, türümüzün yıllar boyunca tasarım konusunda aldığı yolun ispatı. Başka şeyleri tasarladığımızı sanırken, aslında insan kendini de tasarlıyor.
İnsan ve tasarım arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceleyecek olan bienal bu bağlamda, son iki saniyeden geçtiğimiz 200.000 yıl öncesine kadar uzanan bir zaman dilimini ele alıyor. Her sene çıtayı daha da yükselten İstanbul Tasarım Bienali'ni artık dünyanın önemli bienalleri arasında sayabiliyoruz.
Bienalde 13 ülkeden tasarımcı, mimar, sanatçı, tarihçi, arkeolog ve bilim insanının 70’i aşkın projesi yer alıyor. Beatriz Colomina ve Mark Wigley küratörlüğündeki bienalin en heyecan verici yanı, ilk kez şehre bu kadar çok yayılan bir mekan haritasıyla karşımızda olması. Daha önceden alışık olduğumuz mekanların yanında bu sene bienal kapsamında İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Bomonti’deki Alt ziyaret etmekten en keyif alacağımız mekanlardan. Düşünüldüğünde sorumuz insan ve tasarım ilişkisiyse çok daha gerilere, insanın ilk çıktığı zamanlara kadar uzanmamız gerekiyor. Bu noktada Arkeoloji Müzesi mekan olarak bienale çok yakışacak.
20 Kasım’a kadar sürecek olan 3. İstanbul Tasarım Bienali, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Studio-X, DEPO, Alt ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde görülebilir.
Detaylı bilgi için tıklayın https://bizinsanmiyiz.iksv.org