Dave Bautista, Army of the Dead filminde. Fotoğraf: Clay Enos/Netflix
Zombi filmleri Halloween’in vazgeçilmezlerinden biridir. Bu yaşayan ölü yaratıklar onlarca yıldır ekranları istila ediyor ve bize yaşam ile ölüm arasındaki sınırın ne kadar ince — ve ne kadar korkutucu — olabileceğini hatırlatıyor. En iyi zombi filmlerini sıralamak hiç de kolay olmazdı. Adrenalini yükselten bir yapım mı arıyorsunuz, kara mizah dozu yüksek bir film mi, yoksa garanti gerilim mi? İşte Halloween gecesi için izlemeniz gereken 14 en iyi zombi filmi GQ seçkisi. Netflix, Prime Video ve diğer platformlarda yer alan bu filmler, ölülerin asla yerde kalmadığı apokaliptik evrenlere sizi çekecek. Işıkları kısın ve kaos ile hayatta kalmanın iç içe geçtiği bu ürkütücü hikâyelere kendinizi bırakın.
Halloween için izlenecek zombi filmleri listesi:

Hayal edin: Bir anda kıyamet kopuyor ve bu, başınıza gelen en iyi şey oluyor. İşte tam da bu, rutin altında ezilen Japon beyaz yakalı Akira’nın başına geliyor. Zombilerin ortaya çıkışı, onun için berbat işinden kaçmak adına müthiş bir fırsata dönüşüyor. Tüm yükümlülüklerinden kurtulan Akira, bir zombi tarafından yenmeden önce yapmak istediği 100 şeyden oluşan bir liste hazırlıyor. ZOM 100, karanlık ve depresif kıyamet hikâyelerini unutmanızı sağlıyor. Bu başarılı Japon zombi filmi; kara mizah, enerji ve yaratıcılık dolu. Kıyameti varoluşsal bir maceraya dönüştürme fikri, türe eğlenceli ve beklenmedik bir dokunuş katıyor. Kaosun tam ortasında özgürlüğün anlamını yeniden düşündüren taptaze bir rüzgâr.

Brad Pitt, insanları ultra hızlı zombilere dönüştüren küresel bir salgınla karşı karşıya kalan eski Birleşmiş Milletler araştırmacısı Gerry Lane’i canlandırıyor. Hükümetler birer birer çökerken, dünya kaosa sürükleniyor. Gerry, çok geç olmadan bir çözüm bulmak için gezegenin dört bir yanını dolaşıyor. World War Z, şimdiye kadar yapılmış en epik zombi filmlerinden biri. Hızlı ve acımasız zombiler, devasa yıkım sahneleri ve baştan sona hissedilen gerilimle dolu. Brad Pitt, istemeden kahramana dönüşen bir adamı kusursuz bir şekilde canlandırıyor ve dev çaplı aksiyon sahneleri kalp atışlarını hızlandırıyor.

Bu ultra-güncel Kore zombi filminde genç bir gamer olan Joon-woo, bir zombi salgını inanılmaz bir hızla yayılırken kendini dairesine sıkışmış halde bulur. Hem dijital dünyadan hem de çok sevdiği sosyal ağlardan tamamen kopan Joon-woo, tek başına hayatta kalmayı öğrenmek zorundadır… ta ki tam karşıda başka bir hayatta kalan olduğunu keşfedene kadar. Eğer kapalı alanda geçen hayatta kalma hikâyelerini seviyorsanız, #Alive tam size göre. Netflix’in bu zombi filmi izolasyon, teknoloji (ya da teknolojinin yokluğu) ve hayatta kalma gerilimi üzerine kurulu. Yavaş yavaş yükselen psikolojik tansiyonuyla, Netflix’te izleyebileceğiniz en sürükleyici zombi filmlerinden biri.

Hayatında pek bir şey yolunda gitmeyen Shaun’un günlük rutini, Londra zombiler tarafından işgal edilince altüst olur. Shaun, en yakın dostu Ed ile birlikte bu kıyameti kendi yöntemleriyle karşılamaya karar verir: sevdiklerini kurtarmak… ve ardından mahalledeki bara sığınmak. Basit bir plan, değil mi? Zombi komedisi türünün gerçek bir klasiği olan Shaun of the Dead, İngiliz esprisini korku unsurlarıyla kusursuz şekilde harmanlıyor. Keskin replikler, absürt durumlar ve Simon Pegg/Nick Frost ikilisinin uyumu bu filmi hem kahkaha dolu hem de kült bir yapım hâline getiriyor. Kafa yormadan izlenecek ama gülmeyi garanti eden bir zombi filmi arıyorsanız birebir.

Zombi kıyametiyle yerle bir olmuş Las Vegas’ta bir grup paralı asker, cesur bir soygun planına girişir: şehir tamamen yok olmadan önce bir casinonun kasasını boşaltmak. Ancak zeki zombiler ve hızla işleyen bir geri sayım varken bu görev beklediklerinden çok daha tehlikeli bir hâl alır. Zack Snyder imzalı Army of the Dead, Netflix tarzı zombileri bol aksiyon ve adrenalinin içine karıştıran patlayıcı bir kokteyl. Hem görsel açıdan etkileyici hem de soygun filmleri atmosferini kıyamet hikâyeleriyle bir araya getiren bir yapım. Stilize aksiyon sahneleri ve kusursuz bir görsel estetikten hoşlanıyorsanız, bu film tam size göre.

Kıyamet sonrası bir Amerika’da, birbirinden farklı takıntıları olan bir grup hayatta kalan, zombilerle dolu ülkeyi baştan başa geçmeye çalışır. Twinkies’e takıntılı Tallahassee ile hayatta kalma kurallarıyla donanmış Columbus’un bu yolculuğu hem tehlikeli hem de son derece komik bir hâl alır. Zombieland, hem kahkaha hem de gerilim sevenler için en bilinen zombi kıyameti filmlerinden biri. Woody Harrelson, Emma Stone ve Jesse Eisenberg gibi oldukça etkileyici bir oyuncu kadrosu ve unutulmaz sahneleriyle, türün kült komedilerinden biri hâline geldi. Halloween için hem hafif hem de temposu yüksek bir film arıyorsanız, mükemmel bir seçim.

Robert Neville (Will Smith), nüfusun tamamını mutant zombilere dönüştüren bir virüsle mahvolmuş New York’ta kalan son hayatta kalanlardan biridir. Zekâsı ve köpeğinden aldığı güçle, geceleri kol gezen yaratıklardan kaçarken aynı zamanda çaresizce bir tedavi arar. I am Legend, baskılayıcı atmosferiyle öne çıkan bir zombi filmidir ve Will Smith tek başına olağanüstü bir performans sergiler. Bu film; dram, hayatta kalma ve gerilimi ustalıkla harmanlarken, aynı zamanda çökmüş bir dünyada insanlığımızı da sorgulatır. Sadece aksiyon değil, daha derin bir anlatı arayanlar için mutlaka izlenmesi gereken gerçekten harika bir zombi filmi.

Düşük bütçeli bir zombi filmi çekimi sırasında, yapım ekibi gerçek yaşayan ölülerle yüz yüze kalır. Bir B sınıfı film olarak başlayan proje, bir anda gerçek bir hayatta kalma savaşına dönüşür; fakat yönetmen bu beklenmedik gelişmeden fazlasıyla memnun görünür. Coupez !, Fransız sinemasının küçük bir cevheri; meta mizahla, kendine gönderme yapan esprilerle dolu. 2017’de çıkan Japon bir uzun metrajdan uyarlanan bu komik zombi filmi, türün zekice yapılmış bir parodisi ve sinema dünyasına müthiş bir gönderme.

Kore’de bir zombi salgını patlak verirken, Seok-woo ve kızı, hâlâ güvenli olan son şehir Busan’a giden trene binerler. Ancak trendeki durum hızla kontrolden çıkar ve bu yolculuk, hayatta kalmak için zamana karşı verilen gerçek bir mücadeleye dönüşür. Train to Busan, duygu, aksiyon ve korkuyu bir arada sunan, Kore’nin başyapıt niteliğindeki zombi filmidir. Nefes kesen temposu ve derinlikli karakterleriyle, tam anlamıyla bir duygu seli yaşatır. Hem gerilim hem dram arayan zombi filmi severler için mükemmel bir tercih.

Zombi virüsüyle enfekte olan Andy, dönüşmesine 48 saat kaldığını bilmektedir. Umutsuz bir şekilde Avustralya’yı baştan aşağı kat ederek, kızına bakabilecek güvenilir birini arar; bir yandan da hızla kötüleşen hâliyle mücadele eder. Cargo, saf korkudan çok, insanlık ve fedakârlık temalarına odaklanan duygusal bir zombi filmidir. Martin Freeman’ın yürek burkan performansıyla, ebeveynlik ve hayatta kalma üzerine etkileyici bir hikâye sunar.
![[REC] (2007)](https://iagq.tmgrup.com.tr/img/photo_gallery_photos/25-11/30/-rec-2007.jpg)
Bir grup gazeteci, yaşlı bir kadının mahsur kaldığı ihbarı üzerine bir apartmanda müdahale eden itfaiyecileri takip eder. Fakat çok geçmeden binanın ölümcül bir virüs yüzünden karantinaya alındığını öğrenirler. Sıradan bir haber olarak başlayan şey, hızlıca tam bir kâbusa dönüşür. [REC], found footage (buluntu film) formatı sayesinde en bilinen ve en korkutucu zombi filmlerinden biri olarak kabul edilir. Klostrofobik atmosferi ve giderek tırmanan gerilimi, her dakikayı ürpertici hâle getirir. Gerçekten korkutan bir zombi filmi arıyorsanız, tam olarak aradığınız şey bu.

2002 yılında Danny Boyle, 28 jours plus tard ile post-apokaliptik türe adım atıyor. Alex Garland tarafından yazılan ve Cillian Murphy’nin başrolünde olduğu film, “öfke” adı verilen virüsün İngiltere’yi harap edip insanları karşısına çıkan her şeyi öldürmek isteyen korkunç yaratıklara dönüştürmesinin ardından bomboş kalmış Londra’da geçiyor. DV kamera ile çekilmiş olması nedeniyle sahte belgesel havası taşıyan 28 jours plus tard, gösterime girdiğinde büyük başarı elde etmiş, stil açısından çarpıcı bir film. 2007’de gelen devam filmi 28 semaines plus tard’ın ardından Danny Boyle, 2025’te seriye 28 ans plus tard ile geri dönerek orijinali kadar ürkütücü bir korku filmine imza attı.

George Romero’nun zombi serisinin ikinci filmi olan Zombie, korku sinemasının mutlak klasiklerinden biridir. Kanlı, sarsıcı ve dehşet verici olan film, bir grup hayatta kalanın alışveriş merkezinde kendilerini oraya ziyafet için gelmiş yaşayan ölülere karşı savunmaya çalışmasını konu alır. Romero’nun başyapıtı yalnızca bağırsak ve parçalanmış beden şöleninden ibaret değil; aynı zamanda tüketim toplumuna yönelik oldukça sert bir eleştiridir. Filmin geçtiği alışveriş merkezi, sahip olma arzusunun hayatlarımızın tek yönlendiricisi hâline geldiği bir dünyayı simgeler.

Peter Jackson Yüzüklerin Efendisi üçlemesini çekmeden çok önce, tür sinemasında kendini gösteriyor ve özellikle Braindead ile hem aşırı kanlı hem de aşırı komik bir korku komedisine imza atıyordu. Bugün zombilerle ilgili en yaratıcı filmlerden biri olarak kabul edilen Braindead, katı bir anneye sahip Lionel ile Paquita arasındaki yeni filizlenen aşkı anlatıyor. Lionel’ın annesi, Sumatra’dan gelen maymun-sıçan karışımı bir yaratık tarafından ısırıldığında hem Lionel’ın dünyası hem de tüm mahalle tam anlamıyla kaosa sürüklenir. Tamamen frensiz, çılgın bir film olan Braindead, sinema tarihinin en kanlı yapımlarından biri olarak kabul edilir ve Peter Jackson’ın Hollywood’un en çok övülen yönetmenlerinden biri olmadan bir on yıl önceki bambaşka yüzünü gösterir.
Bir zamanlar zombiler, karanlık sokaklarda ayaklarını sürüyerek dolaşan çürümüş yaratıklardan ibaretti. Ancak Hollywood’da kıyamet bile şıklaşmayı öğrendi. Zombi filmleri artık yalnızca korku meraklılarına hitap etmiyor; yönetmenlerin türü yeniden şekillendirdiği, içine mizah, toplumsal eleştiri ve elbette görsel açıdan etkileyici sahneler kattığı bir oyun alanına dönüştü.
Nefes kesen hayatta kalma hikâyelerinden çılgın komedilere kadar zombiler, lüks sinemanın spot ışıkları altında kendilerine sağlam bir yer edindi. Tıpkı her trend gibi, artık klasikleri yeniden ziyaret etmenin, yenilikleri keşfetmenin ve ölülerin neden hâlâ ekranlarımızı titrettiğini anlamanın zamanı. İster saf korku arayın ister tam yerinde bir espri, kıyamet hiç bu kadar şık olmamıştı.
Bu 14 zombi filmi ile unutulmaz bir Halloween gecesi için gereken her şeye sahipsiniz. Korku, komedi veya psikolojik gerilim türünü seviyor olun, bu seçki size hem ürperti hem de saf korku anları garanti ediyor. O hâlde, yaşayan ölülere karşı yüzleşmeye hazır mısınız?
Found footage tarzında çekildiği için izleyeni hikâyenin tam içine çeken ve kurgu ile gerçeklik arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran [REC], bu 14 filmlik seçkinin en korkutucu zombi filmidir. Halloween’de güçlü bir gerilim arayanların kesinlikle kaçırmaması gereken bir korku klasiği.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.