Spotta okuduğunuz üzere Batman böyle doğdu, bazen sürünüp bazen koşarak 76 yaşına geldi. Hikaye basit: Varlıklı anne-babası, daha çocukken gözlerinin önünde öldürüldükten sonra çok iyi bir eğitim alıp babasının şirketinin başına geçen genç playboy Bruce Wayne, yaşadığı Gotham adlı hayali metropolde, esrarengiz kostümü ve Da Vinci’nin çalışmalarından ilham alıp geliştirdiği teknolojik araç gereçlerle kötülerin peşine düşer.
20 yıllık aralıksız çizgi roman macerası sonucunda 1966-68 yıllarındaki TV dizisi, Batman’in karanlık yüzünü madara eder. B filmi oyuncusu Adam West’in canlandırdığı Batman, TV’de komik bir figüre dönüşür. Neyse ki 1986’da ünlü çizgi roman sanatçısı Frank Miller duruma el atıp Batman’i “Kara Şövalye”liğine kavuşturur. 1987’de dört sayı süren Batman: Year One, yoğun ilgiyle karşılanır. 1988’de de Alan Moore, kahramanı daha da karanlık hale getirdiği The Killing Joke’la seriyi koyulaştırır.
Batman ilk kez 1966’da sinemaya uyarlanır. TV dizisinin oyuncu kadrosuyla yapılan film, en az dizisi kadar ucuzdur. 1973’te Yeşilçam da, Yarasa Adam-Bedmen’le modaya uyar. Erotik bir avantür film olan Bedmen’in dünyanın en kötü filmlerinden biri olduğunu da söyleyebiliriz.
Batman hak ettiği uyarlamaya 1989’da kavuşur. Yönetmen Tim Burton, Beterböcek’te çok memnun kaldığı Michael Keaton’a yarasa kostümünü giydirir. Keaton’ın hiç de kaslı olmayan sıradan fiziği ve abartısız performansı, Batman’i ve dolayısıyla Bruce Wayne’i daha inandırıcı kılar. Ünlü funk müzisyeni Prince’in bir haftada yaptığı müzikleri, başarılı set tasarımları ve kuşkusuz Batman’in en sevilen düşmanı Joker’i canlandıran Jack Nicholson, filmin asıl yıldızları olur. Güzelliğinin doruğundaki Kim Basinger da filmin katma değeridir.
Yapımcı stüdyo Warner Bros. filmin gişesi ve kapışılan tüm yan ürünlerinden büyük kâr elde eder. Stüdyo yöneticileri araya adamlar sokarak 80 milyon dolarlık dev bir bütçeyle Tim Burton’ı ikinci bir Batman filmi yönetmesi için ikna eder. Ancak Burton, 1992’de Batman Dönüyor’la (Batman Returns) stüdyonun karşısına öyle karanlık ve çocuklara uzak bir film çıkarır ki bu sefer Warner, filmin yan ürünlerini pazarlama fırsatı bulamayacak, hatta önceden yapılmış kârlı McDonald’s anlaşmasını bile kaybedecektir.
Yapımcılar geri kalan filmleri yönetmen Joel Schumacher’e teslim eder. Michael Keaton, “Burton’sız olmaz” deyip kostümü çıkarır. Böylelikle sonraki iki film Batman Forever (1995) ve Batman and Robin (1997), Schumacher’in elinde bir kakofoniye dönüşür. Val Kilmer ve George Clooney’in Batman’leri seyirciyle doğru iletişim de kuramaz. Warner, seriye yeni bir başlangıç yapma kararını böyle alır.
Christopher Nolan, Frank Miller’ın Year One’ını esas aldığı Batman Begins’le (2005), Burton’ın uyarlamalarından farklı olarak Bruce Wayne karakterinin derinlerine inmeyi ve ayakları yere basan bir süper kahraman filmi yapmayı hedefler. Bruce’un Gotham’ı terk edip Batman olarak döneceği o yedi yıllık sürece odaklanan Nolan, kötü adam olarak önceki filmlerde hiç kullanılmayan iki karaktere başvurur: Ra's al Ghul ve Korkuluk. Nolan’ın çok farklı bir vizyonla ele aldığı üçlemenin ilk filmi tamamen Batman/Bruce’un ruh dünyasına aittir.
Nolan, ikinci filmi Kara Şövalye’yi (The Dark Knight) de Joker’e ayırarak bu tür sinemanın başyapıtlarından birini koyar ortaya. İlk filmde dar çerçevelere ve karanlık resimlere sığdırdığı Gotham şehrini bu kez açtıkça açar. En iyi çağında hayata veda eden Heath Ledger’ın inanılmaz Joker performansını da barındıran film, 13 sayı süren Batman macerası The Long Halloween’den uyarlanır. The Long Halloween tıpkı filmde de olduğu gibi yenilenmiş ve modernize edilmiş Batman çizgi romanlarının içinde Joker’in ve iki yüzlü Harvey’in ilk kez göründüğü maceradır.
Müzik kullanımındaki farklılığıyla, aksiyon ve cinayet sahnelerine sıra dışı yaklaşımıyla ve muhteşem oyuncu performanslarıyla Kara Şövalye, Batman filmlerine ve dolayısıyla çizgi roman uyarlamalarına çok değerli bir katkıda bulunmuştur. Dolayısıyla serinin yayınlanmış son filmi Kara Şövalye Yükseliyor’dan umutlu olmamak için hiçbir nedenimiz yoktu, nitekim o da beyazperdede bugüne kadar çekilmiş en başarılı Batman filmi olarak yükseldi.